
NİHAN ATİK GEDİKLİ
Avva YKÜ
“Şirketimiz, büyüyen mağaza metrekareleri sayesinde 2025 yılında satışlarda yükselişle yoluna devam etti. Pazaryerlerindeki genel daralmayı biz de hissettik; ancak düşük fiyatlı ürün stratejisini geride bırakmamız, marka değerimizi güçlendiren ve kârlılığımıza olumlu yansıyan bir karar oldu. Bununla birlikte, online satış kanalımıza yaptığımız yatırımların karşılığını almaya başladık ve yılı bütçe hedeflerimize uygun şekilde kapatmayı öngörüyoruz.Yabancı ağırlıklı müşteri trafiğine sahip mağaza lokasyonlarımızda, geçen yıla kıyasla yabancı müşteri oranında belirli bir gerileme yaşansa da, güçlü yerli müşteri tabanımız ve dengeli kanal yönetimimiz bu etkiyi sınırlı tuttu. 2026 yılı için yüzde 25 büyüme hedefiyle bütçe planlarımızı hazırladık. Yeni mağaza açılışlarına devam ederek fiziksel ağımızı genişletirken, nakit akışının yönetimini önümüzdeki yılın da en kritik önceliklerinden biri olarak görüyoruz.”

BÜLENT SABUNCU
Koton CEO
“Piyasa verilerine bakıldığında yılın ilk yarısında perakende sektöründe bir küçülme oldu ancak finansal ve operasyonel sonuçlarımıza bakıldığında bizim bu dönemde sektörden pozitif ayrıştığımızı görüyoruz. Bizde trafik azalması sektörden daha az oldu, dönüşüm oranımızda ciddi bir artış sağladık ve 6 aylık finansal verilerimize bakıldığında da Türkiye mağazacılık kanalımızda yüzde 7,5 oranında reel anlamda büyüdük. Yurtiçinde ve yurtdışında yeni mağazalar açarak büyümeye devam ediyoruz. Satışlarının yaklaşık üçte birinin yurtdışından geldiği bir şirket olarak güçlü TL büyüme rakamlarımızı aşağı çekiyor. Ama yurtdışında özellikle Körfez bölgesindeki mağazalarımızda büyümemiz gayet iyi seviyelerde. Oralarda da yeni ülkelere girmeye ve mağazalar açmaya devam ediyoruz. Yılın ilk yarısındaki bu rakamları sağlamak için ödevlerimize iyi hazırlandığımızı söyleyebilirim. Yaklaşık 9 milyon sadakat kartı datasına sahibiz. Türkiye’de Mağazacılık kanalında büyürken e-ticaret kanalımızda da konsolide büyüme var, bu büyümede reel olarak yüzde 107 büyüyen yurtdışı e-ticaretin payı büyük. Sektörde daralma var, çoğunlukla krediyle dönüldüğü için firmaların üzerinde çok ciddi bir finansman yükü de var. ‘En kötü dönem geride kaldı mı?’ sorusuna cevap vermek kolay değil ama veriler iyiye doğru gittiğimize işaret ediyor. Biz de ağırlıklı olarak yurtdışında, özellikle de Körfez bölgesi olmak üzere mağazalar açmaya, Türkiye’de ise mağaza verimliliğini daha da artırarak büyümeye devam edeceğiz.”
SİTARE SEZGİN
Teknosa CEO
“2023’e kadar kur ve enflasyon artışı paralel seyretti ve fiyatlama ile gider dengesi sağlıklıydı. Ancak 2023’ten itibaren bu denge bozuldu; artan giderler, verimlilik çalışmalarına rağmen kârlılık üzerinde baskı yaratıyor. Elektronik sektöründe marjlar düşerken, tüketici elektroniğinde deflasyon gözlemleniyor. Fiyatlar düşmüş olsa da tüketicinin alım gücündeki azalmaya paralel olarak talep de geriledi. Bu nedenle gider artışlarını fiyatlara yeterince yansıtamıyor ve kârlılıkta bir düşüş yaşıyoruz. Tüketici elektroniğinde tüm markalar benzer zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Tüm bu zorluklara rağmen EBITDA marjımızı iyileştirmeyi başardık; ancak finansal maliyetler kârlılık üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Zamanında satamadığımız her ürünün aylık maliyeti yüzde 4. Biz buna rağmen stratejik yatırımlarımıza devam ettik. Bu yıl küçük mağazaları kapatarak deneyim odaklı büyük mağazalara odaklandık ve mevcut verimli mağazalarımızın metrekarelerini artırmayı planlıyoruz. 2026’nın ilk yarısı bu yılki koşullar gibi zorlu geçecek gibi görünüyor; ancak ikinci yarısında piyasada bir miktar normalleşme bekliyoruz.”

BATUR CAN
Fiba Retail CEO
“Perakende sektöründe, özellikle tekstil ve ayakkabı kategorilerinde belirgin bir yavaşlama söz konusu. Ancak, bu durum sürpriz değil. Moda perakendecileri, 2022–2024 döneminde enflasyonun da etkisiyle güçlü bir performans sergileyerek bilançolarını önemli ölçüde iyileştirmişti. Ekonominin soğutulmasıyla birlikte satışlarda bir yavaşlama olacağı öngörülüyordu; şimdi bu senaryo gerçekleşmiş durumda. Bu dönemi sağlıklı geçirebilenler ise nakit akışını etkin yöneten şirket ve markalar oluyor. Biz ise bu yavaşlamayı yönetirken aynı zamanda sektöre yeni markalarla yatırım yapmaya devam ediyoruz. Yeni markalarımızın performansından oldukça memnunuz. Böyle bir dönemde bile tüketicinin yeniliğe açık olması bizler için sevindirici. 2026 yılının da mevcut yıla benzer şekilde geçeceğini öngörüyoruz. Özellikle ilk yarının zorlu olacağını, yılın ikinci yarısından itibaren ise müşteri talebinde kısmi artış yaşanmasını bekliyoruz. Bu sürecin temelinde yine nakit akışı yönetimi olacak. Kazananlar, bu dönemi en iyi yönetenler olacak.”

KUTAY KARTALLIOĞLU
CarrefourSA CEO
“Sektörümüz çok dinamik bir dönemden geçiyor. Üretimde ve tedarikte zaman zaman zorluklarla karşılaşılsa da biz bu süreçleri kaliteyi koruyarak yönetiyoruz. CarrefourSA olarak bayilerimizle birlikte büyümeye, müşterilerimize değer katmaya ve sektördeki öncü rolümüzü sürdürmeye devam ediyoruz. Gıda perakendeciliğinde fiyatlama tarafında makro politikaların etkisiyle farklı bir denge söz konusu; bu da bizi daha yaratıcı çözümler geliştirmeye yönlendiriyor. Tüketici davranışlarında da değişim var. Müşteri trafiği sabit kalırken, sepet yapısında farklılıklar görüyoruz. Geçen yıl ortalama 5,5 ürün sepete eklenirken, bu yıl 4,5 ürün ekleniyor. Bu tablo aslında müşterilerin daha bilinçli, daha seçici ve stok amaçlı alımlar yerine günlük ihtiyaçlara odaklanma eğilimini öne çıkarıyor.Bu dönemde en büyük fırsat ise, nakit akışını doğru yönetebilmek. Aynı zamanda hem tüketici hem de tedarikçi tarafında moral motivasyonu yüksek tutmak önemli. Bizim için de en önemli unsur üretim tarafında arzın, tüketici tarafında ise alım isteğinin canlı kalmasını sağlamak. Bu doğrultuda 2026’ya dair beklentimiz pozitif. Daha geniş bayi ağına ulaşacağımız, sürdürülebilir yatırımlar ile büyüyeceğimiz bir dönem bizi bekliyor.”

ÖMER TAVİLOĞLU
Mudo CEO
“Tüm sektörler açısından zor bir yılı geride bırakıyoruz. Küresel boyutta ekonomik, politik ve sosyal belirsizliklerin yaşandığı bir dönem oldu. Perakende sektörüne baktığımızda bu zorlukların etkisini hep birlikte gördük. Aslında hızlı düşüş ve çıkışlar sektörümüzün dinamiğinde var. Mobilya sektöründe ciddi bir daralma yaşandı; ciroları tutturmak ve marjlarda kalmak oldukça zorlayıcıydı. Ayrıca giderleri belirli nedenlerden ötürü kontrol etmek de güçleşti. Giyim tarafında ise turizmdeki daralmanın etkisini gördük. Geçen yıl temmuz ortasında başlayan ani yavaşlama kalıcı hale geldi. Artan üretim maliyetleri ve tüketicilerin daralan harcama eğilimlerini, göz önüne aldığımızda aslında bir ‘dayanma senesi’ yaşadığımızı söyleyebiliriz. Buna karşın kriz yönetimi konusundaki kaslarımız, deneyimimiz sayesinde güvenli adımlarla ilerliyoruz. Birkaç örnekle açıklayayım: Geçtiğimiz yıl mobilya ve aksesuarı stratejik bir kararla ayırdık. Türkiye’nin önemli mobilya çarşılarından Masko, Modoko ve Aspendos’ta 4 yeni Mudo Concept mağazası açtık. Mobilya tarafında, kişiselleştirilmiş üretim alanında ciddi yol kat ettik. Yıllar sonra yurtiçi bayilik ve toptan fırsatlarına kapımızı açtık. Mudo Concept çatısı altında yer alan Mudo Home ürün ve mağazalarını ayrı bir konseptle yeniden tasarladık. 2026 yılının bu yıl kadar zorlu olmasa da kolay geçmeyeceğini biliyoruz. Alışveriş tarafında bir miktar hareketlenme bekliyoruz.”

CAN KARADENİZ
E-Bebek CEO
“2024 yılının özellikle ikinci yarısından sonra hissedilen dezenflasyon sürecinin 2025’te hızlanarak devam edeceğini öngörerek stok seviyeleri, nakit akışı ve portföy optimizasyonu gibi alanlarda iyileştirmelerle 2025’e hazırlandık. Şubat ayında her yıl yaptığımız kampanya döneminde satışların beklentilerin altında kalması bize 2025’in beklenenden daha zorlayıcı geçeceği ile ilgili güçlü bir sinyal verdi. Yılın kalanını kurtarmak için daha agresif önlemler aldık ve tedarikçilerimizle el ele vererek çoklu alım önerileri içeren indirim kurgularımızı ve birçok önemli ürün grubunda sürekli avantajlı fiyat stratejimizi derinleştirerek devam ettirdik. Bu strateji bayramlardaki alışveriş canlanması ile birleşince ivmeyi yukarı taşıdık ve 6 aylık sonuçlarda enflasyon + 10 puan üzerinde büyüme yakaladık. E-ticaret tarafı da mağazalara yakın büyüme kaydetti. 2026’da, toplu indirimlerden daha kişiselleştirilmiş fırsatlara döndüğümüz bir kurguyu hayata geçirmek üzerine çalışıyoruz. Geliştirmekte olduğumuz sadakat programı ile herkese eşit indirim yapmak yerine sadakat programında ilerleme kaydeden ebeveynlerimize daha iyi indirimler uygulamak üzere çalışmalar yapıyoruz. Kişisel olarak yeni yıla temkinli bakıyorum.”
NAZLI ALTIPAT
Estée Lauder Şirketleri Türkiye GM
Lüks kozmetik sektörü oldukça dinamik bir pazar. Tüketicilerin beklentileri hızla değişiyor. Bu yüzden satış kanallarını çeşitlendirerek, fırsatları zamanında değerlendiriyor ve hızlıca uyum sağlıyoruz. Son 5 yılda, kozmetik sektöründe e-ticaretin payı dört kat artış gösterdi. Kozmetik pazarı, adet ve dolar bazında çift haneli büyüme kaydediyor. Türkiye de bu büyümenin en hızlı yaşandığı ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin kozmetik pazarındaki büyümesi, dinamik genç nüfus yapısı ve lüks kozmetiğin payının gelişmiş pazarlara kıyasla daha düşük olması nedeniyle hızla artıyor. Türkiye’deki lüks kozmetik pazarının, toplam kozmetik içindeki payı yüzde 12-13’e ulaştı. Gelişmiş pazarlarda bu oran yüzde 20-25 civarında. Bu, pazarın hâlâ büyük bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Özellikle İstanbul dışındaki mağazaların büyüme oranı, yeni fırsatlar ortaya koyuyor. Müşteri deneyimine verdiğimiz önemin bir yansıması olarak, mağazalarımızı sürekli yenileyerek daha özgün ve kaliteli deneyimler sunmayı amaçlıyoruz. Bu bağlamda, lüks kiosklarla yapılan denemeler, kalıcı mağazalar açmadan önce pazarı daha yakından gözlemlememize olanak tanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım, farklı şehirlerdeki müşteri taleplerini daha iyi analiz etmemizi sağlıyor ve mağaza deneyimlerimizi çeşitlendirmemize olanak tanıyor.

FATİH COŞKUN
Süvari CEO
“Enflasyon karşısında kaybetmediğimizi söyleyebilirim. Satış adedinde geçen yılki seviyeyi koruduk, sepet büyüklüğüyle de ciromuzu enflasyona karşı koruduk. Başarılı mıyız? Değiliz ama ikinci yarı beklentisiyle umudumuzu koruyoruz.Bütün sektörde olduğu gibi zor, sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Kiralar, enflasyonun üzerinde artıyor, alışveriş yapan turist sayısında azalma var, genel giderler yükseliyor. Bu alanlarda çok zorlandığımız zaten açık. 2026 için ‘temkinli iyimser’ kalmaya devam edeceğiz. Yeni mağazalar açmak, büyümeye devam etmek istiyoruz. Doğalar olarak likit kalmaya ve nakit akışını iyi yönetmeye özen göstereceğiz.”

ALPER ÇELİK
Karaca CSO
Ev/yaşam kategorisinde çoklu marka portfoyüyle faaliyet gösteren bir Grup olarak, yeni getirdiğimiz Shark Ninja ve Flying Tiger markalarının katkısıyla sektörden pozitif ayrıştık. Tüketicinin ihtiyacı olan markaları doğru ürünler ile onlarla buluşturduğunuzda pozitif ayrışabiliyorsunuz. Bu da bizi ileri dönük planlarımızda cesaretlendiriyor. İşletme sermayesi yönetimi odaklandığımız konulardan bir tanesi ama bunu iyi yönetmeye çalışıyoruz. Bu alanda 1.5-2 yıldır verimlilikle ilgili projelerimizi devreye almaya başladık. Grup genelinde disiplinler arası uyguladığımız yapay zeka çözümleriyle beraber iyi sonuçlar almaya başladık. 2025; yeni markaların kattığı enerji ve artan maliyetler dolayısı ile önem kazanan verimlilik arayışlarının etrafında şekillendi. Biraz stresli ve aynı zamanda heyecanlı bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Gelecek yıl sektörde rekabet çok etkili olacak. Biz de yeni ürünlerle ve uygulamaya başlayacağımız Grup bünyesindeki çoklu marka stratejimiz ile müşterilerimizi mağazalarımıza çekmeye çalışacağız. Aynı zamanda yaptığımız yatırımların sonuçlarını alacağımız, verimliliğe odaklanacağımız ve büyüme hedeflediğimiz bir yıl olacak.

MURAT HATİPOĞLU
EnPlus CEO
“2024’ü, 2023’e kıyasla daha güçlü bir performansla geride bıraktık. Ancak, 2025’in ortalarına gelindiğinde, tüketici harcamalarındaki yön değişikliği ve artan maliyet baskısı sektör genelinde kendini hissettirmeye başladı. Biz büyüme tarafında önemli bir sorun yaşamıyoruz. Fakat finansman koşullarının giderek sıkılaşması ve yüksek kredi kartı komisyonları kârlılığı sınırlayan faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki dönemde odağımız, müşteri deneyimini ön plana çıkaran mağaza yatırımları olacak. Verimliliği artırmak için özellikle deneyim mağazalarına yöneliyoruz. Operasyonel açıdan ise gümrükte yaşanan ve kimi zaman üç aya kadar uzayabilen beklemeler, süreçlerimizi zorlaştıran başka bir konu. Bu durum sadece bizim değil, tüm sektörün planlamalarını etkiliyor. Artan maliyetlerle birleşince, şirketlerin artık daha ihtiyatlı ve temkinli hareket ettiğini görüyoruz. Biz de bu tabloya karşı daha esnek, çevik ve çözüm odaklı bir yönetim anlayışını benimsiyoruz. Yeni dönemde stratejimizin merkezinde mağaza deneyimini yeniden tanımlamak var. Küçük metrekareli mağaza anlayışının ötesine geçerek, müşterilerimizin markalarımızla etkileşim kurabilecekleri büyük ölçekli mağazalara yatırım yapmayı planlıyoruz. Bununla birlikte dijital kanallar ve fiziksel mağazalar arasındaki etkileşimi güçlendirerek, bütünsel bir deneyim yaratmayı da önceliklerimiz arasına alıyoruz.”

“VERİ ANALİZ GÜCÜMÜZLE İHTİYACI ÖNCEDEN BİLİYORUZ”
ELİF ATEŞOK ŞATIROĞLU
Hopi CEO’su
- REKOR RAKAM Hopi’nin 10’uncu yılını kutlarken; 19 milyon kullanıcısının davranışlarını anlık analiz edebiliyoruz ve günlük 150 bin işlem düzeyine ulaştık. Bu rakamlarla, Türkiye’de, hatta dünyada bu seviyede veri toplayabilen ve işleyebilen tek şirket olmanın gururunu yaşıyoruz.
- İŞLEMDEN FAZLASI Hopi’yi benzersiz kılan, yalnızca işlem hacmi değil. Aynı zamanda 30 farklı sektörde 300’den fazla markanın fatura detaylarındaki ürünü kategori, renk ve beden seviyesinde çözümleyebiliyoruz. 8.2 milyon kişiyi 3 bin 500 mikro segmentte analiz edebiliyoruz.
- İSABETLİ ÖNGÖRÜ Veri analizi gücümüz sayesinde önümüzdeki yılbaşında 500 bin kişinin sevdiklerine hediye alacağını şimdiden biliyoruz. Hangi kategorilerde alışveriş yapacaklarını da öngörebiliyoruz. Düzenli kozmetik alışverişi yapan 500 bin kişi ya da evcil hayvan alışverişini 11.11 ve Black Friday’e bırakan 100 bin kişiyi de biliyoruz… Bu örnekler, stratejileri şekillendirmemizi ve gerektiğinde müşteri davranışını değiştirebilmemizi sağlıyor.
- MÜŞTERİNİN TERCİHİ Bugün müşteriler, önce “ihtiyaç”, sonra “kampanya” diyor. Böyle ortamda sadakati artırmak müşteri başına ciroyu büyütüyor. AVM’lere gelen müşteri kimseye çok fazla şans tanımıyor; artık daha az geziyor ve hedef odaklı bir şekilde ihtiyacına yönelik mağazaya giriyor. Dolayısıyla müşteriyi ya gelmeden kazanacaksınız ya da AVM’de bulunduğu anda real-time olarak harekete geçireceksiniz. Bu da tam olarak Hopi’nin marifeti. İhtiyacı önden görmek ve teklifini buna göre düzenlemek, markalar için büyük bir fark yaratıyor.


