TANSU YEĞEN
Çok sayıda büyük şirkette üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra 2018 yılında başladığı şirketin adını bilenlerin sayısı azdı. 2005 yılında Bükreş’te, Romanyalı bir girişimci tarafından kurulan şirket, robotik süreçler konusuna odaklı bir teknoloji şirketiydi. En büyük atılımını da 2010’larda yapmıştı.
Tansu Yeğen’i de bu özelliği çekmişti. 2018 yılında UiPath’in ülke genel müdürlüğünü üstlendi ve şirketi Türkiye’ye getirdi. O tarihte Türkiye’de sadece şirketi değil, robotik süreç otomasyonunu ve yazılım robotlarını bilenlerin sayısı çok azdı. Bazı bankalarda alt düzeyde kullanılıyordu. Yönetim kademelerine ise neredeyse hiç yansımamıştı.
Başarılı Türkiye operasyonu nedeniyle 1 Ocak 2019’da Avrupa Başkan Yardımcılığı’na yükseldi, sorumlulukları arttı ve 100’ün üzerinde ülkeyi yönetmeye başladı.
Bütün bunlar olurken şirket çok hızlı büyüdü. ABD’de borsaya açıldı, piyasa değeri 30 milyar dolara kadar çıktı. Halka arz süreci Tansu Yeğen için çok öğretici oldu:
“Bütün stratejik konuşmaların içinde yer aldım. Şirket bu dönemde borsaya da açılması nedeniyle ciddi bir uyum sürecine girdi, kurumsallaşma düzeyini artırdı.”
2022 yılı sonuna doğru şöyle bir hesap yapma gereğini hissetti: Geçmiş kariyerine baktığında bir şirkette ortalama 5-7 yıl arası çalışmıştı. Bunun yeterli bir süre olduğuna inanıyordu. Çünkü, bir dönem sonra şirkete katılan değerin düşüşe geçtiğini düşünüyordu:
UiPath’te de 5 yıl çalıştım ve son dönemde bu sorunun yanıtını arıyordum. Bir yandan da ayrılmam durumunda neler yapacağımı, dünyada teknoloji alanında hangi konuların öne çıktığını takip ediyordum.”
Bu düşünceler UiPath Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen’i yeni bir kariyer yolculuğuna, büyük şirketler dünyasından startup evrenine yöneltti. Şimdi AppCircle’ın kurucu ortaklığını üstlenen Yeğen, yeni dönemi ve hedeflerini şöyle paylaşıyor:
Yeni kariyer için yol!
UiPath’ten ayrıldığımı duyurduğumda, bazı global şirketlerden iş olanaklarıyla ilgili görüşme talepleri aldım. Ancak, ben startup dünyasında yeni bir kariyer istiyor, kendimi bu alanda tam yetkili olarak şirketin satış süreçlerinden yatırım alma süreçlerine kadar denemek istiyordum.
Profesyonel hayat çok da kolay değil. Özellikle çalıştığın kurum içinde seni durduran faktörler olabiliyor. Ben biraz da kendi başıma karar verebileceğim tarzda işleri sevdim.
UiPath’te bütün yetki bendeydi. Turkcell Ukrayna’da bütün yetki bendeydi, Samsung’da eşbaşkan idim. Bu tarz şeyler beni daha fazla motive ediyor. Aklımda her zaman kendi şirketimi kurmak vardı. Appcircle’da bu nedenle eş kurucu olarak başladım.
Başlangıçta aklımda 4-5 tane geleceği belirleyecek yeni iş alanı vardı. Bunlar arasında ilk sırada mobil uygulamalar vardı. Bir önceki şirket kariyerimde yapay zekayı hem öğrendim hem de paylaştım. Fakat biraz daha farklı bir alana yönelmek istedim. Çünkü, konfor alanından çıkıp, farklı alanlara yönelmek beni motive ediyor.
Bir startup ile yola devam etmem için bir başka faktör ise gelecek hedeflerimle ilgili. Artık Türkiye’den özellikle oyun sektörü dışında yazılım alanındaki bir şirketin, yurt dışında kendisini göstermesi gerektiğinin zamanının geldiğine inanıyorum. Şimdi bütün gücümle buna çalışacağım.
Kurucu ortak olduğum şirket
Appcircle, 2019 yılında Osman Çevik tarafından, ABD’de kuruldu. Osman tam bir girişimci ve bu beşinci yatırımı. Kendisi ve ekibi dünyada kodlama alanında benim gördüğüm birkaç yetenekten biri… Özellikle kurumsal kodlama tarafında çok yetenekliler. Bu yüzden çok ilgi çeken bir çözüm geliştirmişler. Bu ekip ve ben birbirimizi çok iyi tamamladık.
Şirketler, mobil uygulama sayılarının hızla artığı dönemde büyük bir fırsat görüyor. Appcircle, özellikle mobil uygulama geliştirilmesi konusunda yapılması gerekenlerin yeteri kadar sistematik, kontrollü ve belirli kurallar altında gerçekleşmediğini saptıyor. Yola da bu ihtiyacı gidermek için çıkıyor.
Piyasada kurumsal geliştirme alanında hiçbir problem yok. Mobil uygulamalar çok hızlı artıyor, bireylerin kullanım süresi yükseliyor. Bir kişinin günlük ortalama mobil uygulama kullanma süresi 3 saat 45 dakikayı buluyor. Türkiye’de yarım saat daha fazla. Şirketler ise müşterilerine erişmek için giderek daha fazla uygulama çıkarıyor ya da uygulamalarının özelliklerini devamlı değiştiriyor.
Mobil uygulama dünyasına yenilik
Normalde bir şirket mobil uygulama geliştirmek istiyorsa, yazılım geliştiricileri kodları yazıp sunucuda bir yere koyuyor. Daha sonra bu kodlar, düzenli olarak farklı ekipler tarafından denetleniyor, güvenlik testleri yapılıyor. Bu testlerden sonra Android ve iOS ortamındaki durumu, çalışması ve sertifikaları kontrol ediliyor. Sonraki aşamada ise kullanıcılar devreye giriyor ve onlar test yapıyor. Ardından da mağazalara konuluyor, devamlı fark edilen eksiklikler ya da hatalar doğrultusunda güncelleniyor.
Bizim gördüğümüz bu süreçteki sıkıntı ve ona bağlı ihtiyaç idi. Tüm bu süreçler insan gücü tarafından çok farklı uygulamalarla yönetiliyor. Kontrol edenler bunu gözle yapıyor, farklı uygulamalardan destek alıyorlar. Amaçları ise bir an önce piyasaya çıkarmak. Oysa, mobil uygulamanın arkasında binlerce yazılım geliştirici çalışır. Denetlemesi bazen günlerce sürebilir.
Çünkü, mobil uygulamaların, normal yazılıma göre önemli bir farkı var, normal yazılımda koddaki küçük bir değişikliği hemen internette yapabiliyorsun ve aktif hale geliyor. Ancak, örneğin bir bankanın mobil uygulamasında hata varsa, bütün uygulama sıfırdan tekrar üretiliyor ve mağazalara konuyor.
Mobil uygulamada yeni dönem
Appcircle ise şunu yapıyor; uygulama kodu sunucuya konulduğu andan itibaren otomatik devreye giriyor. O uygulamanın mağazalara konuluncaya kadar olan bütün sürecin tek hakimi olarak kontrolü ele alıyor. Bu esnada güvenlik ve uyumluluk testlerini yapıyor, ardından son kullanıcı testlerine gidiyor.
Kullanıcılarımız, bu sistem sayesinde yüzde 20 ila yüzde 30 arasında hız kazandıklarını söylüyorlar. Bu da çok büyük bir rekabet avantajı. Üstelik süreç içinde bütün testleri de tamamlandığı için “sıfır” hata ile mağazalara çıkabiliyor.
Şirkette muhteşem bir yazılım geliştirme ekibi var… Şirket aslında 2019 yılında kuruldu ama ekip son 3 yılı hazırlıkla, ürün geliştirme ve testle geçirdi.
Ürün 2022’nin ikinci çeyreği gibi piyasaya çıktı. Esas ivmeyi ise 2022 yılının son birkaç ayında yaşadı.
Şu an itibarıyla Appcircle 5 binden fazla yazılım geliştirici tarafından yaklaşık 20 ülkede kullanılıyor. Yaklaşık 20 ülkede kullanılıyor. Türkiye’de ise bazı bankalar ile telefon operatörleri kullanmaya başladı. Bence bu kısa sürede alınan mesafe çok önemli…
“ŞİRKETE DAHİL OLMADAN ÖNCE TEST SATIŞI YAPTIM”
Bu görevi üstlenmeden önce rekabeti inceledim ama ürünü test etmek istedim. Avrupa’dan büyük bir şirket ile Uzak Doğu’dan bir şirketi hedefledim. Eğitim aldıktan sonra bu iki şirkete ürünü anlatmak, görüşlerini almak ve kullanmalarını sağlamak için yola çıktım. Amacım, bir anlamda ürünün doğruluğunu da görmekti. Görüşmelerim sonunda iki şirket de ürünü kullanmaya ikna oldular. Bu şirketlerin yöneticileri de kodlama çok başarılı olsa bile bir sonraki aşamanın doğru yönetilmesi gerektiğine inanıyorlardı. Bu test benim şirkete inancımı artırdı ve kurucu ortak olmamda büyük etki yaptı.
STARTUP VE BÜYÜK ŞİRKET FARKI
- BOYUT Küçük bir startup’ta çalışmak, yakın işbirliği, kişisel mentorluk ve sıkı bir topluluk için daha fazla fırsat sunabilirken, bir kurumsal şirket kariyer büyümesi ve gelişme için daha fazla fırsat sunabilir.
- KÜLTÜR Startup kültüründe daha dinamik, esnek ve yenilikçi bir yapı vardır. Kurumsal şirketlerde ise daha yapılandırılmış ve hiyerarşik bir yapı karşınıza çıkar.
- RİSK Startup, iş modeli, gelir akışları veya piyasa konumunu henüz kanıtlayamadığından, kurumsal şirkete göre daha risklidir.
- FAYDA Kurumsal şirket, yönetici ve çalışanlarına daha kapsamlı fayda paketleri sunabilir. Startup ise daha sınırlı fayda sunabilir ya da bunları yapacak gücü yoktur. Buna karşın startup’lar hisse senedi gibi olanaklar sunabilir.