INGRUN ALSLEBEN
BAYER TÜRKİYE CEO’SU
Bayer’in misyonundan bahseder misiniz? “Yaşam bilimleri şirketi” ne anlama geliyor?
Bayer’de hepimiz daha iyi bir yaşam için çalışıyoruz. Kendimizi bir yaşam bilimleri şirketi olarak tanımlıyoruz çünkü en temel yaşamsal ihtiyaçlarımız olan sağlık ve gıdaya odaklanıyoruz. Dünyanın karşı karşıya olduğu acil ve önemli küresel sorunların farkında olarak yeni çözümler geliştiriyoruz. Dünya nüfusu giderek artıyor ve yaşlanıyor. Şu anki verilere göre 8 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyara ulaşması bekleniyor. Bu yüzden yeterli miktarda daha iyi ilaca ve kaliteli gıdaya ihtiyaç var.
“Daha İyi Bir Yaşam İçin Bilim” misyonumuz bize rehberlik ediyor. “Herkes için sağlık, Sıfır açlık” vizyonumuz doğrultusunda, hastalıkların sadece tedavi edilmekle kalmayıp önlendiği veya iyileştirildiği, insanların kendi sağlık ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabildiği, gezegenimizin doğal kaynaklarına saygı duyarak herkes için yeterli gıdanın üretildiği bir dünya için çalışıyoruz. Vizyonumuz, gelecek faaliyetlerimizin temelini oluşturuyor ve şirket genelindeki tüm faaliyetlerimizi bu doğrultuda şekillendiriyor ve ölçümlüyoruz.
Bu hedeflere ulaşmak için nasıl yapılandınız, ana odak alanlarınız neler?
Üç bölüm çatısı altında faaliyet gösteriyoruz: Tarım Ürünleri, İlaç ve Tüketici Sağlığı. Tarım Ürünleri bölümümüz, sürdürülebilir tarım için geniş bir ürün yelpazesi, dijital çözümler ve kapsamlı hizmetler sunuyor. İlaç bölümümüz Kadın Sağlığı, Kardiyoloji, Oftalmoloji ve Onkoloji alanları için reçeteli ürünler geliştiriyor. Bunun yanı sıra Radyoloji alanında da güçlü bir konuma sahip. Hem küresel olarak hem de Türkiye’de yüksek bilinirliğe sahip Tüketici Sağlığı portföyümüz ise dermatoloji, takviye edici gıdalar, sindirim sistemi sağlığı ve soğuk algınlığı kategorilerinde yer alan ürünlerden oluşuyor.
Özetle, sağlık alanında hastalıkların önlenmesi, hafifletilmesi ve tedavisi konusunda araştırma ve geliştirme faaliyetlerine odaklanarak yaşam kalitesini artırmak için çalışıyor; tarım alanında ise küresel olarak yeterli ve yüksek kaliteli gıda ve yemlere erişilebilmesi için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Öte yandan büyüme ve sürdürülebilirliğin el ele gitmesi gerektiğine inanıyor ve “Herkes için sağlık, Sıfır açlık” vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için faaliyet gösteriyoruz.
Tarım ve sağlık alanında ilerlemeler sağlamak yüksek Ar-Ge yatırımları gerektiriyor. Bu noktadaki stratejiniz nedir?
Tarımla başlayayım çünkü tarımda inovasyon hiç bu kadar önemli olmamıştı. Tarımı çözümün bir parçası haline getirmeye çalışıyoruz. Misyonumuz tarımın geleceğini şekillendirmek. Bu amaç doğrultusunda, üreticilerimizi merkeze alarak, dijital tarım uygulamalarımız ve sahada aktif bulunan ziraat mühendislerimizle üreticilerimizin doğru zamanda, doğru çözümü uygulamasını sağlayarak sağlıklı ve yüksek verimli ürünlerin yetişmesine destek oluyoruz. Sonuç odaklı yaklaşımımızla daha sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmayı hedefliyoruz.
Gezegenimize ve insanlara fayda sağlamak için çiftçilerin, üreticilerin inovasyona ihtiyacı var. Bayer olarak biyoloji, biyoteknoloji, bitki koruma ve veri bilimi alanlarında çiftçilere hızlı ve özel çözümler sunabilmemizi sağlayan bir Ar-Ge gücüne sahibiz. 2021 yılında Ar-Ge harcamamız 5,4 milyar Avro düzeyinde. Sırf tarım için ayrılan miktar ise 2 milyar Avro. Verimi artırıp kaybı azaltan ürün çeşitleri oluşturmak için veri bilimini kullanıyoruz. Geçtiğimiz yıl örneğin mısır, soya fasulyesi, pamuk ve sebzelerde 500’e yakın yeni hibrit ve çeşit geliştirdik. Bir başka örnek ise dijital tarım çözümlerimiz.
Türkiye’de ücretsiz sunduğumuz Climate FieldView uygulamamız, üreticilerin uydu haritaları üzerinden tarlalarının sağlığını ve ürün su kullanımını istedikleri anda mobil cihazlarıyla uzaktan takip etmelerini, karşılaştıkları riskleri yönetmelerini, dolayısıyla maksimum verim almalarını sağlıyor.
Sağlığa gelirsek; kardiyovasküler hastalıklar ve kanser dünya genelinde en yaygın ölüm nedenlerinden ilk ikisi ve Ar-Ge ekiplerimizdeki bilim insanlarımız daha etkili tedaviler geliştirmek için çalışıyor. Onkoloji, kardiyovasküler hastalıklar, kadın sağlığı gibi alanlarda çeşitli ilaç ve tedavi geliştirme programları yürütüyoruz. Amacımız, yenilikçi tedavileri en verimli şekilde geliştirmeye devam etmek. Bunu yaparken, benzer yaklaşıma sahip olan ve hastalar için yeni seçenekler sunmayı amaçlayan ortaklarla iş birliği yapmak bizim için çok değerli.
Leaps by Bayer programımız buna iyi bir örnek. Biyoteknoloji ve sağlık teknolojisinde dünyanın önde gelen beyinleriyle iş birliği yaparak mevcut şirketlere yatırım yapıyor veya yeni girişimler yaratıyoruz. Leaps by Bayer programı 2015’ten bu yana çığır açıcı yenilikler üzerinde çalışan 50’den fazla girişime 1,5 milyar doların üzerinde yatırım yaptı. Türkiye’de de girişimcilik ekosistemini ve hem tarım hem de sağlıkla ilgili start-up’ları destekliyoruz. G4A Turkey Girişim Hızlandırma Programımız beş yıldır devam ediyor ve bugüne kadar 32 girişime dokunduk. Hibe ve mentorluk desteği verdik ve iş birlikleri yaptık. Girişimcilik ekosistemine 3 milyon TL’ye yakın katkı sağladık.
Her konuda mutlaka sürdürülebilirliğe de vurgu yapıyorsunuz. Bu konudaki yaklaşımınız nedir?
Sürdürülebilirlik kurumsal vizyonumuzun merkezinde yer alıyor. Bayer için sürdürülebilirlik, kurumsal sosyal sorumluluktan ibaret değil; gelecekteki büyümemizi de güvence altına alan bir kavram. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine uygun olarak, 2030 yılına yönelik net hedefler belirledik. Bunlardan biri, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki 100 milyon küçük ölçekli çiftçiye her yıl ürün, hizmet ve iş birlikleriyle destek olmak. Tarımın ekolojik ayak izi, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 25’ini oluşturuyor. Çiftçilerle iş birliği içinde çalışarak ve ürün portföyümüz sayesinde, 2030’a kadar büyük tarım pazarlarında emisyonları yüzde 30 oranında azaltmayı hedefliyoruz. 2019-2020 yıllarında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerimizle karbon emisyonlarını yüzde 30 düşürmeye katkıda bulunarak Bayer’in karbon ayak izini azalttık. 2050 yılına kadar tamamen karbon nötr olmak istiyoruz. Sağlıkta ise her yıl ekonomik veya tıbbi olarak yetersiz hizmet alan topluluklardaki 100 milyon insana kişisel bakım konusunda destek sağlamak için çalışıyoruz. Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki 100 milyon kadının modern doğum kontrol yöntemlerine ulaşmasını, hastalar için adil fiyatlandırma ve uygun maliyet programlarıyla ilaçlarımızın erişilebilirliğini artırmayı hedefliyoruz.
Bayer Türkiye, küresel Bayer dünyasında önemli yere sahip
- İLK 20 İÇİNDE
Bayer olarak, Türkiye’de 70 yıla yakın süredir faaliyet gösteren az sayıda uluslararası şirketten biriyiz. Buradaki hastalara ve çiftçilere önemli sağlık ve tarım ürünleri sunuyoruz ve hemen her yıl yeni inovatif ürünler pazara sürüyoruz. Bayer Türkiye, küresel Bayer dünyasının en büyük 20 iştiraki arasında bulunuyor. Türkiye’de binden fazla çalışanımız var ve 2021’de satışlarımız 380 milyon Euro seviyesinde gerçekleşti. - YENİLİKÇİ ÜRÜNLER
Türkiye ilaç pazarında ilk 5 arasında yer alan İlaç bölümümüz Kadın Sağlığı, Kardiyoloji, Oftalmoloji ve Onkoloji alanları için reçeteli ürünler geliştiriyor. Bunun yanı sıra Radyoloji alanında da güçlü bir konuma sahip. Hem küresel olarak hem de Türkiye’de yüksek bilinirliğe sahip Tüketici Sağlığı portföyümüz ise dermatoloji, takviye edici gıdalar, sindirim sistemi sağlığı ve soğuk algınlığı kategorilerinde yer alan ürünlerden oluşuyor. Tarım Ürünleri bölümümüz ise, Türkiye’nin dört bir yanında tarım sektörü ve çiftçiler için değer yaratan yenilikçi ürünler ve çözümler sunuyor.
ADVERTORIAL