in

2022’de ofisler nasıl olacak?

Columbia Üniversitesi Onursal Dekanı, önümüzdeki yıllarda yaygınlaşacağını öngördüğü dört ana eğilimi anlatıyor…

YAZI JASON WINGARD
OKUMA SÜRESİ 5 DAKİKA

2020’nin Haziran ayında, Amerika Birleşik Devletleri’nde işgücünün yüzde 42’lik büyük bir kesimi evden çalışıyordu. Pandemiyle birlikte, en iyi çalışma koşullarının nerede ve nasıl olacağına dair süren tartışmaya katkı sağlayan evden çalışma deneyimi, ülkedeki görüşleri temelden sarstı.
Özellikle ofis seçimi yapan uzmanların halihazırda karşılaştığı zorlukları göz önünde bulundurursak, bu deneyimin gelecekteki gayrimenkul kararlarına nasıl etki edeceğini belirlemek zor bir görev teşkil edecek.
Amerikalı şehir araştırmaları kuramcısı, Profesör Richard Florida, bir makalesinde, “Kimin evden çalışacağını, kimin ofise ihtiyaç duyacağını, hangi ofislerin yeniden düzenleneceğini, hangi ofislerin tutulacağını, bunların nasıl yapılandırılacağı ve paylaşılacağını ve aynı zamanda tam olarak nerede olacaklarını belirlemek, her zamankinden daha fazla stratejik düşünce, analiz ve planlama gerektiriyor” diyor.
Peki tüm bu stratejik planlamaların sonucu ne olacak? Liderler, gayrimenkul portföyleri söz konusu olduğunda ne düşünmeliler? Kira vadelerinin dolacağı ve ofislerde yapılacak değişiklikler göz önüne alındığında 2022’nin ofislerini şekillendirecek trendler ne olacak?

Karma işgücü
Belki tüm çalışanların evden çalıştığı değil de çalışanların dönüşümlü olarak haftanın belirli günleri ofiste olabildiği ve kalan zamanını ofis dışında geçirebildiği, karma sistemler ortaya çıkabilir. Amerika’daki son gelişmeler ise bu karma sistemlere yani ‘hibrit’ çalışma koşullarına parmak basıyor. Hibrit çalışma koşulunda çalışanlar, zamanlarını yolda harcamaktansa yalnızca bir mekanda çalışmasını sürdürüyor. Birçok uzman, uzaktan çalışmanın gayet mantıklı bir strateji olduğunu düşünüyor. Son yayımlanan anketler de Amerikalı çalışanların büyük çoğunluğunun hibrit koşullarını tercih ettiğini gösteriyor.
Colliers kuruluşu tarafından gerçekleştirilen evden çalışma anketlerine göre liderler de hibrit yaklaşımını destekliyor. Öyle ki 80 farklı şirkette, tepe yöneticilerin yüzde 86’sı yakın gelecekte çalışanlarının 1 ila 4 gün arasında evden çalışabileceğini düşünüyor.
Bu karma işgücü, esnek programlar ve ufak grupların paylaşacağı alanlarla tanımlanacağından, 2022’nin ofisleri daha küçük olabilir. Ağustos ayında KPMG şirketinin, yaptığı ankette ortaya koyduğu üzere CEO’ların yüzde 69’u ofis alanlarını küçültmeyi planlıyor. Çok uluslu ağ teknolojileri şirketi Cisco’dan Fran Katsoudas, “2025 yılına kadar bir hibrit modelimizin olacağını ve ofise kimlerin geleceğine dair daha bilinçli olacağımızı düşünüyorum. Çalışanlar haftada iki ila üç kez ofise gelebilir. Yaşanacak bu değişim, şirketin gayrimenkul alanında yeni planlamalar yapmasını gerektirebilir” cümlelerini kullanıyor.
Hibrit modeline geçmeyi düşünen tek şirket tabii ki Cisco değil. Çalışanların yüzde 62’sinin ‘bazı günler’ ofiste çalışmayı istediği Google’da CEO olan Sundar Pichai, şirketin “daha fazla esneklikle hibrit model oluşturacağını” söylüyor. Çalışanlarının yüzde 70’inin hibrit modele ilgi duyduğu Ford’da küresel tasarım direktörü olan Jennifer Kolstad ise, “yeni bir çalışma ortamı yaratma” sözü veriyor.

İşyeri ekosistemi
2022’de ofisler var olmaya devam edecek. Ancak yeni bir işlevi olacak. Ofisler, çalışanların her gün otomatik olarak rapor verdiği ve “hafife alındığı” bir yer olmak yerine, özellikle inovasyon ve iletişimi teşvik eden kurumsal merkezler haline gelecek. Colliers International’ın ortaklarından Dominique Bogdănaș’a göre gelecekteki ofisler “işbirliğini artırmak, yaratıcılığı ve takım ruhunu özendirmek” için tasarlanacak.
Bunun yanı sıra muhtemelen yeni bir işyeri ekosistemi ortaya çıkacak. Küresel emlak firması olan Cushman&Wakefield’ın tahminlerine göre, gelecekteki ofisler “çalışanların refahını destekleyecek, işlevselliği ön plana çıkaracak ve esnekliği ortaya koyacak bir iş yeri ekosistemine sahip olacak ve tek bir konumda bulunmayacak”. Şirket, yakın gelecekte işgücünün yüzde 50’sinin çalışmak için ofisler ve evlerin yanı sıra kafeler, ortak çalışma alanları, kütüphaneler ve oteller gibi üçüncü yerlerden oluşan bir işyeri ekosistemi benimseyeceğini tahmin ediyor.
Örneğin Starbucks da firma içinde ‘ofis bulundurma’ fikrini planlıyor. Hatta bu fikri Japonya’da kullanıma sundu. Böylelikle Starbucks, kendi ortak ofisi ve bireysel çalışma kabinleri ile yeni bir konsept oluşturarak, çalışanların ve iş insanlarının yalnız çalışmaları veya kahve eşliğinde buluşmaları için ortak çalışma alanı hizmeti sunuyor. Pandemi başladığından beri bu tarz “işlevli çalışma alanı” stratejilerine olan ilginin ise yüzde 500 arttığı bildiriliyor.

Adem-i merkeziyetçilik
2022’ye geldiğimizde, muhtemelen kurumsal yer seçiminin arkasındaki stratejiler de değişecek. Salgın öncesine kadar birçok lider ‘çok daha az ve çok daha büyük’ olarak adlandırılan ofisleri benimsiyordu. Ancak salgının ardından bu yaklaşım sorgulanmaya başladı. Çünkü coğrafi olarak farklı yerlerde konumlanan ofisler, krizler meydana geldiğinde “işlerin aksama riskini azaltmaya” yardımcı olabilir. Bu sebeple birçok lider artık adem-i merkeziyetçiliğe yani tek bir merkezden yürümeyen, işlerin farklı konumlara yayılan ofislerden yürüdüğü bir sisteme öncelik veriyor.
Diğer popüler fikirlerden biri ise, yerellerde birçok ofis, kentte ise bir merkez ofis olan “hub-and-spoke” modeli. Bu model, hibrit koşullarda çalışmak isteyenlerin tarif ettiği esnekliği sağlayabilir. Örneğin, Amerikan perakende ve açık hava rekreasyon hizmetleri şirketi olan Recreational Equipment (REI) kısa süre önce 400 bin metrekarelik yerleşkesini satarak bölgede birden fazla ofis açmayı planladığını duyurdu. REI’nin CEO’su Eric Artz, “2020’nin dramatik olayları, nerede ve nasıl çalışacağımıza dair bizi yeniden düşünmeye ve yeniden incelemeye zorladı. Sonuç olarak yeni ‘genel merkez’ deneyimimiz dört yıldan uzun bir süre önce hayal ettiğimizden çok farklı olacak” diyor.
Koronavirüs pandemisinin ardından ne kişisel hayatlarımız ne de iş hayatlarımız muhtemelen aynı olmayacak. Yöneticiler ise, karşılaştıkları bu yeni gerçeklik için sadece ‘ofis’ konusunu düşünmemeli. Bunun yanı sıra yeniden yapılandırılmış iş yeri güvenliği, ulaşım, tedarik uygulamaları gibi bir dizi konuyu dikkate almalı. Bu nedenle tam da şimdi ileri görüşlü liderler, yeni bakış açılarının ve eğilimlerin 2022’de ortaya çıkacak ofisleri nasıl dönüştüreceğini düşünüyorlar.

Profesör Richard Florida’nın yazdığı gibi, “Cesur liderler için yatırımlarını daha da yaygınlaştıracak ve yenilikçi ekosistemler oluşturmaya yardımcı olacak yeni yerleri kurmanın zamanı geldi.”

YAZAR HAKKINDA Jason Wingard, Columbia Üniversitesi Mesleki Çalışmalar Okulu’nda, liderlik gelişimi, profesyonel öğrenme ve insan sermayesi yönetimi alanlarında akademik çalışmalar yapan emekli dekan ve ‘insan sermayesi yönetimi’ profesörüdür. Halen Duff & Phelps’in yönetim kurulunda yer almaktadır.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Global Reset Summit başlıyor

dilara-altinkilic

Dilara Altınkılıç Kutmangil: Güne başlamak için en iyi 3 alışkanlık