Fast Company Türkiye
Kendi deyimiyle her şey 2016 yılının bir yaz günü başladı. Tatildeydi ve bir pazar günü Kuşadası’ndan Marmaris’e gidiyordu. Mehmet Çelikol’un kullandığı arabanın lastiği patladı. Yolda kalmıştı. Güçlükle arabasını yolun kenarına çekti ve çözüm aramaya başladı. Başka çaresi olmadığı için Google’da çözüm aradı: “Sonra fark ettim ki, otomotiv sektörü dijital dönüşümde çok geride kalmış. Oysa bu konuda gelişmiş ülkelerde önemli girişimler başlamıştı. Bunu görünce ben de girişim kurmaya karar verdim. Her şey böyle başladı.”
Garaj Sepeti’nin kurucusu Mehmet Çelikol, girişimine 4 yıl önce bu macerayla başlamıştı. Bugün 400 milyon TL yıllık işlem hacmine ulaşan girişimi, yeni yatırımlarla yoluna devam ediyor.
Fast Company dergisinin Next-Up bölümüne konuk olan Çelikol, yarattığı farkı ve yeni hedeflerini paylaştı:
Son dönemde öne çıkan startup’lardan birisiniz. Bize önce iş dünyasına getirdiğiniz 3 yeniliği/farkı anlatır mısınız?
Birincisi ‘data science’ (veri bilimi) oldu. Makine öğrenmesini de kullanarak ikinci el bir aracın değerini gerçeğe en yakın şekilde hesaplayabiliyoruz. Bunu Türkiye’de yapan ilk şirketiz.
Türkiye’nin ilk oto galeri SaaS’ı, Garaj Galeri’yi geliştirdik. Bugün 10 binden fazla üyesi var. Araç satıcısı KOBİ’lerin değerleme, hasar sorgulama, sigorta yapma, müşterisine kredi sağlama, araç satma ve araç alma gibi pek çok ihtiyacını çözen bir yazılım geliştirdik. Bu ikinci farkımız.
Üçüncü yeniliğimiz ise bireylerden araç alımıdır. Evinizden çıkmadan Türkiye’de ilk kez video ekspertiz ile aracınıza bakıp fiyat teklifi veriyoruz.
Şirketi kurmanız da dahil olmak üzere girişim yolculuğunuzdaki en önemli zorluklar nelerdi ve bunları nasıl aştınız?
Özellikle teknoloji tarafında ve yönetici düzeyinde yüksek potansiyelli yetenekleri şirkete dahil etmek, yeni kurulmuş bir şirket için gerçekten zordu. İlk zorluk işgücü oluşturmakta karşımıza çıktı.
Biz bunu PR ve bilinen yatırımcılarımız sayesinde güven yaratarak; iş modelimizi ve planlarımızı anlatmak suretiyle işe ikna ederek ve hisse opsiyonu sunarak aştık.
Türkiye’de yatırım derinliği çok yetersiz. Bizim büyüklüğümüzdeki ülkelere kıyasla çok küçük. Hem yatırım hacmi hem de deneyim anlamında derinliği çok yetersiz. Girişimci olarak yatırım turlarında çok fazla vakit harcıyorsunuz.
Bu nedenle Garaj Sepeti’nin kuruluşundan beri toplam vaktimin en az yüzde 30’unu yatırıma harcadım. Artık bu konuda verimliliği artırmak için bir danışman firma ile birlikte çalışıyoruz.
Yatırımcıları ikna ederken, hangi cümleleri/rakamları kullandınız? İkna stratejiniz neydi?
Öncelikle Türkiye’nin, dünyanın en büyük ikinci el araç pazarlarından birisi olduğunu paylaştım. Böylece onları, Türkiye’de bu pazara dair başarılı girişimlerin olacağına ikna ettik. Sonra başta CEO olmak üzere ekibimizin yetkinliğine ve icra odaklılığına işaret ettim. Kısa sürede hızla artan kritik verileri sunarak da sonuç ve metrik odaklılığımızı göstermeye çalıştık.
Hangi hedef ile yola çıktınız? Nereye ulaşmayı düşünüyorsunuz?
Türkiye’de otomotiv sektöründe ikinci el araç ticaretinin ve ilgili hizmetlerin dijital dönüşümünü yapmayı hedefledik. Birey, galeri veya kurum fark etmeksizin araç ticaretinde, alıcı ve satıcılara kolay ve güvenilir alım satım yöntemleri sunmak istiyoruz.
3 yıl içinde milyar dolarlık yıllık işlem hacmine ulaşarak dünyanın önemli “autotech” girişimlerinden birisi olmayı hedefliyoruz.
Garaj Sepeti’nin 3 yıllık performansı
- 3 milyon bireysel üye
- 10 bin üye oto galerisi
- Yılda 400 milyon TL işlem hacmi
- 4 milyar hücre veri
Kulağımda hep kalan iki tavsiye
- SABRETMEYİ BİL
İlk yatırımcım ve mentorum, Yemeksepeti’nin eş kurucusu Melih Ödemiş’in bana bir önerisi olmuş ve “Sabretmeyi bilmek gerekir” demişti. Bu öneriyi hep aklımda tutarım. - ŞİRKET KÜLTÜRÜ
Peter Drucker’ın, “Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer” sözü de hep aklımdadır. Bu nedenle daha ilk günden kültüre çok önem verdik ve her şeyi onun üzerine inşa ettik. Strateji değişir, icraatta eksikler kolayca giderilir ama hatalı bir kültürü değiştirmek imkansıza yakındır.
