Fast Company Türkiye
SİNAN ARAS
VOLE KURUCUSU
Yola çıktıklarında amaçları farklıydı. Biri Gittigidiyor gibi önemli bir girişimin kurucuları arasındaydı, diğeri ise genç bir girişimciydi. Tolga Kabataş, Gittigidiyor’u kuran 3 kişiden biriydi. Sinan Aras ise ABD’de Bank of America’dan sonra Boston Consulting’de çalışmıştı.
2018 yılında “Bir girişim başlatalım” diye yola çıktıklarında hedeflerinde “sosyal teknoloji” üzerine odaklanmak vardı. Tolga Kabataş’ın önerisi “kadınlara özel” bir sosyal platform kurmaktı. İlk plan, kadınların ikinci el kıyafetlerini satacak bir pazar yeri kurmaktı. İşin odağında ise “sosyalleşme” vardı.
Önce Pudra kuruldu, ardından buna “sosyal katman” eklendi. Amaç, gelen müşterilerin sadece satın almakla yetinmemeleri, biraz da sohbet edip, mesajlaşmalarını sağlamaktı. Kurucular, kadınların sohbetlerinin değişik konulara yayıldığını görünce bir de sohbet odası açtılar. İlgi yüksekti. Vole’nin kurucu ortağı Sinan Aras, bu deneyimin çok öğretici olduğuna dikkat çekiyordu:
“Sosyal mecralarda içeriği yaratanların tamamına yakınının Türklerden oluştuğunu ve içeriğin çok yerel olduğunu gördük. Reklam verenler de ağırlıklı olarak yerel şirketler… Ancak, bütün ticaret yurt dışına gidiyor. Bunun teknolojisinin de Google Search teknolojisi kadar sofistike olmadığını keşfettik. Böylece bunu bir sosyal ürüne çevirmeye karar verdik. İşte Vole’yi de yaratan bu saptamalar oldu ve spor sosyal mecrası olarak doğdu.”
Yeni startup fikri ortaya çıkınca, Pudra girişimi bir süre daha devam etti. Ancak, ortaklar bir süre sonra şunu gördüler: Kadınları daha fazla konuşmaya, sohbete yöneltmek için sürekli gündem yaratmak gerekiyordu. O da beraberinde daha fazla iş gücü gerektiriyordu. Oysa, ideal olan doğal sohbetti. O nedenle iki ortak yeni girişimleri Vole’ye yoğunlaşma kararı aldı.
2018 yılının sonuna doğru yola çıkan Vole, Instagram’a çok yakın bir “spor” odaklı sosyal mecra idi. Taraftarlar, ilk günden itibaren çok benimsedi ve kullanmaya başladı. Gelen kullanıcı geri gitmiyordu. Sinan Aras, “Bunu görünce doğru yolda olduğumuza karar verdik. Vole’yi geliştirmeye devam ettik, kullanıcı sayımız sürekli artı. Giderek derinleşen bir spor uygulaması haline geldi” diye anlatıyor. Bir süre sonra da kullanıcılarının tıpkı Instagram, Twitter gibi Vole hesabı açmaya başladıklarını ekliyor. Bu da Vole’yi belli bir ölçeğe getirdi.
Vole’nin kurucusu Sinan Aras, sonrasını ise şöyle anlatıyor: 2019 yılına geldiğimizde içeriği derinleştirmeye karar verdik. Dışarıdan alma olanağı sınırlı olduğu için kendimiz içerik üretmeye başladık. Önemli ekran yüzleri ve spor yorumcularıyla program yapmaları için anlaştık. Bu yeni nesil içerikler de çok büyük ilgi çekti.
5 milyon tekil izleyici
Ortağımla birlikte hep “soru” sormaya odaklandık. “Neyi hatalı yapıyoruz, daha iyi nasıl olur?” gibi sorularla yol almaya çalıştık. Bu sorgulamalardan birinde bizim uygulamamızda çok değişik “karakterlerin” olduğunu gördük. Her grubu yakalamak için YouTube hesabımıza ve diğer sosyal medya mecralarına da koyduk. İşte bu noktadan sonra Vole bambaşka bir ivme kazandı, çok hızlı büyüme sürecine girdi. Şimdi Türkiye’nin en büyük dijital spor ağı olduğunu söyleyebilirim.
İçeriklerimizi ayda 4 ila 5 milyon tekil izleyici tüketiyor. Uygulamamızın 1 milyonun üstünde kayıtlı kullanıcısı var. Kullanıcıların aktifliği sezon içerisinde yüzde 60-70 düzeyine ulaşıyor. YouTube ve sosyal medyada bir kullanıcının geçirdiği süre 60-70 dakikaya ulaşabiliyor.
“Taraftar etkileşim şirketiyiz”
Her gün YouTube’da 2 program, hafta sonları canlı programlar yapıyoruz. Hollanda Ligi ve Almanya Kupası yayın haklarını satın aldık, uygulamamızdan yayınlıyoruz. Sporun her tarafına dokunan, sezon içinde 11 milyon kişiye ulaşan, çoğunluğu erkek olan bir ekosistem yarattık. Biz kendimizi ‘taraftar etkileşim’ girişimi olarak tanımlıyoruz. Bir spor kanalı ya da medya şirketi değiliz. Yeni nesil bir spor ağıyız. 180 derece ekosistemi çeviren bir yeni nesil teknoloji şirketiyiz.
Çalışan sayısı olarak 32 full time çalışanımız, 16 ekran yüzümüz var. Yaklaşık 50 kişiye ulaşmış durumdayız. Şu anda gelirlerimizin büyük kısmı reklamdan geliyor. Yaptığımız programlara sponsorlar alıyor, ürün yerleştirmeleri yapıyoruz. Şu anda Türkiye’nin en büyük spor içerik şirketiyiz. Ama daha yapacak güzel işlerimiz var. İlk hedef yurt dışına açılmak. Bununla birlikte cep telefonunun yanı sıra televizyon uygulamamız da çıkıyor. Böylelikle sosyal medya uygulamasından bir spor ekosistemine de dönüşüyoruz. İleride ise Avrupa’nın önde gelen spor network’lerinden biri haline gelmek istiyoruz.
“Seri A yatırım almayı planlıyoruz”
En son yaklaşık 1,5 ay önce bir yatırım aldık. Vole kârlı bir şirket. Bu nedenle stratejik olacak ve bizi belli noktalara taşıyacaksa yatırım alacağız. Şimdi yurt dışına açılım hedefimiz var. O nedenle seri A yatırımı alma niyetimiz var. En son 40 milyon değerleme ile Re-Pie’dan aldık. Yüzde 1’i Re-Pie’ın, bir miktar küçük yatırımcılar var, 2 ortak şirketin yüzde 86’sına sahibiz.
“Biz yaklaşık bir senedir Web 3.0 teknolojisi üzerine çalışıyoruz. Bunun sonucunda taraftarlarla kripto dünyasının büyük bir kesişmesinin olduğunu gördük ve 1.5 ay önce bir fayda ‘token’ı çıkardık. Süper Fan Token ile özel içerik sunmaya başladık.”
