in , ,

PayCore sınır ötesinde başarmanın formülünü yazdı

Turgut Güney, 2017 yılında PayCore CEO’su olduğu günden bugüne PayCore için yurt dışı odaklı bir büyüme stratejisi izliyor. Elde edilen sonuçlara bakılınca bu strateji örnek alınabilecek bir globalleşme formülü niteliğinde. PayCore CEO’su Turgut Güney, “En önemli stratejik hamlemiz odaklandığımız bölgenin en büyük oyuncularıyla iş birliğine gitmemiz oldu” diyor. Güney, PayCore’u global bir şirkete dönüştüren yönetim formülünün detaylarını Fast Company okurlarıyla paylaştı…

paycore

Ödeme sistemlerinde bir start-up’tan dünyaya teknoloji ihraç eden global bir şirket olmaya uzanan yolculuk nasıldı?

Üç girişimci ile başlayan bu yolculuk bugün yüzde 60’ı mühendislerden oluşan 350 çalışanıyla, 35 ülkede, 185’in üzerinde müşteriye hizmet veren bir teknoloji şirketi olarak devam ediyor. PayCore’un 20 yıllık süreçte bir start-up’tan global bir teknoloji şirketine dönüşmesini sağlayan birçok unsur ve dönüm noktası var. Bu unsurların başında ödeme sistemleri konusundaki derin know-how’ı, dünyada ilk ve tek olan yenilikçi teknolojiler geliştirmesi, yurt dışında hızlı ve stratejik yayılma politikası ve çevik şirket kültürünü benimsemiş olması geliyor.

Büyüme getiren yeni teknolojileriniz ve stratejik adımlarınız neler oldu?

Bu büyümede 3 stratejik hareket oldukça önemliydi; ilki processing alanında MPTS Turkey şirketini bünyemize katmamız oldu. Bu satın alma Türkiye ve yakın bölgenin en büyük processing şirketi olma stratejimizi destekledi. İkinci olarak, dijital ödemeler alanında Soft POS teknolojisiyle Mastercard ve Visa onaylarını alan ilk şirketlerden biri olarak dünyadaki büyük markalara teknoloji ihraç etmeye başladık. Üçüncüsü ise Türkiye pazarında uzun yıllardır büyük bankalarımız tarafından kullanılan Kart Yönetim Paketimiz Ocean’ı geliştirip, yenileyerek “state of the art” hale getirdik. “Ocean2.0” markasıyla lanse ettiğimiz bu paketi sadece Türkiye’de değil, lisanslama veya processing modelleriyle dünyaya satmak için artık hazırız. Özellikle son 3 yıllık döneme baktığımızda; hazırladığımız stratejik yol haritası, değişen şartlara hızla uyum sağlayabilme gücümüz ve önümüze çıkan fırsatları değerlendirme yeteneğimiz sayesinde ciromuzu, 2018’den 2020’ye 2 katına çıkarmayı başardık. 3 yıllık süreçte PayCore 2 kez yatırım aldı ve son derece stratejik bir şirket satın alımı gerçekleştirdi.

Aldığınız yatırımları nasıl değerlendirdiniz?

2018 yılında şirketimize MT Grup yatırım yaptı ve hâkim ortak haline geldi. Bu gelişme bizim açımızdan hem profesyonelleşme adına atılan önemli bir adım hem teknolojik dönüşümün başlangıcı oldu. PayCore’un amiral gemisi olan “Kart Yönetim Paketimiz Ocean”a yeni özellikler katarak, dünyaya açmak için deneyimli bir yazılımcı ordusuyla kolları sıvadık ve bugün, “state of the art” kart paketimizle yeni müşterilerimiz için hazırız. 2020 Yılında ise Türkiye’de yatırımlar yapan özel sermaye fonu Mediterra Capital ile yatırım almak üzere anlaşma yaptık. Bu yatırımın finalize olması ile birlikte geride bıraktığımız birkaç yılda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de çevik şirket kültürümüz ve inovatif çözümlerimizle yurt içinde ve yurt dışında istikrarlı ve hızlı bir büyüme ortaya koyacağız.

PAYCORE, YURT DIŞINA NASIL AÇILDI?

  • PayCore’da 2017’den bu yana yurt dışı odaklı bir açılma stratejisi uyguladık. Yurt dışında büyüme konusunda bizi öne çıkaran en önemli stratejik büyüme hamlemiz odaklandığımız bölgenin en büyük oyuncularıyla iş birliğine gitmemiz oldu.
  • 2019 yılı itibarıyla atağa geçtik. Dijital ödemeler alanında dünyaya ihraç ettiğimiz “PayCore Dijital Ödeme Kabul Platformu” ve bu platformun en inovatif teknolojisi olan “Soft POS Çözümü” sayesinde birbiri ardına iş birlikleri gerçekleştirdik. 2020’de pandeminin getirdiği temassız rüzgârı bu alanda bizleri daha da hızlandırdı.
  • Bu açılım yolculuğumuzda First Data Fiserv, Global Payments ve Hitachi Payments gibi devlerle çalıştık. Bu süreçte B2B alanında belki de ilk defa denenen dijital satış kanalını etkin bir şekilde kullandık.
  • Türkiye’den bir teknoloji şirketinin bu devlerin üst yönetimlerine ulaşması, dikkatini çekmesi ve kendini anlatıp teknoloji ihraç etmesinde dijital satışın bütün nimetlerinden faydalandık. Edindiğimiz bu deneyim, “state of the art” kart paketimiz “Ocean2.0” ile yapacağımız yeni global açılımlarla devam edecek.

ADVERTORIAL

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

netas

N.visionLab, Türkiye ve bölgesinin yeni nesil iletişim teknolojileri üssü olacak

Haluk-Kayabasi

Kibar Grubu’nun Sürdürülebilirlik Stratejisi