in , ,

Şirket Doktoru

Şirketler için yeni dönem stratejileri

sirket-doktoru

DELEGE EDİLECEK DOĞRU İNSANLARI BULMAK

Merhum Vehbi Koç, yıllar önce yazdığı “Anılarım” adlı kitabında, deneyimlerini aktarırken, başarısının sırrını “doğru yöneticileri bulmak” diye özetlemişti. Hatta, “kulağıma iyi bir yönetici/müdür adı gelse, hemen not alır, araştırır, bulurum” diye yazmıştı. Vehbi Koç’u, Türkiye’nin en büyük holdingini yaratmaya götüren başarı sırlarından biri de bu özelliği olmuştu.

Son dönemde konuştuğum patron ve CEO’lardan, “delege” edilen işleri sorunsuz, istendiği gibi yerine getiren yönetici konusunda çok eleştiri duydum. Benzer görüşleri, onlardan bir alt kademede, CMO ve CFO gibi yöneticilerden de duyuyorum. Delege edilen işleri, tam planlandığı şekilde ve zamanda tamamlamak konusunda sıkıntı olduğunun altını çiziyorlar.

Gerçekten de önemli bir konu… Bir futbol maçını düşünün.Bir golcünün orta sahadan topu alıp kaleciye kadar gitmesi bir seçenek. Bunun yerine, paslarla, yani “delege” ederek kaleye ulaşabilir. Hem daha kısa zamanda hem de daha az yorularak… Böylece son vuruşu yapacak enerjisini de korumuş olacaktır.

Gallup’un yaptığı bir araştırma, bu konunun önemini ortaya koymuş. Buna göre, CEO’ları delegede başarılı olan şirketlerin büyümesi, diğerlerine göre yüzde 33 daha yüksek oluyor.

Girişimcilere önerilerde bulunan Virgin Airlines Kurucusu Richard Branson, “Bütün girişimciler gibi benim de ilk öğrendiğim şey, başarılı olmak ve ayakta kalabilmek için, delege edebilmek olmuştur” diye konuşuyor. “Hâlâ birini işe aldığımda ilk düşündüğüm, Bir gün işleri delege edebileceğim biri midir’ olur” diye konuşan Branson, şöyle devam ediyor:

“Delege ederek günlük işlerde bir adım geriye çekilir, gözleme şansını yakalarım. Böylece şirketi geleceğe hazırlamak için odaklanma olanağım olur. Bazen bana ‘Başarının sırrı nedir?’ diye sorarlar. O zaman, ‘Bende olmayan becerilere sahip kişileri işe almaktır’ yanıtını veririm. Bence herkesin, kendinde olmayan bilgi ve becerilere sahip kişilerle etrafını doldurması gerekiyor.”

“10 YILDA KENDİNİ NEREDE GÖRÜYORSUN?” SORUSUNUN BİR ANLAMI KALDI MI?

Film ve dizilere de konu olmuş klasik bir iş görüşmesi sorusu vardır: “Bize 10 yıl sonra kendinizi nerede gördüğünüzü söyler misiniz?”

Bu soruyla CEO ya da insan kaynakları yöneticisi, şirkete katılmak isteyen adayın vizyonunu, kendisi için öngördüğü kariyer planını öğrenmek ister. Ne kadar iddialı olduğunu, ileri görüşlülüğünü anlamaya çalışır.

Son dönemde dünyada ve Türkiye’de bu konuya yönelik çeşitli görüşler duyuyor, okuyorum. Dünya o kadar hızlı değişiyor ki, 10 yıl sonrasını tahmin etmek ya da bir rol biçmek zorlaşıyor. Şöyle geriye bakınca, örneğin, 2012 yılına gittiğimizde, bugün var olan çok sayıda işin, teknoloji ve şirketin olmadığını göreceğiz.

Bu konuda “Yeniden Düşün” (Think Again) kitabının yazarı ünlü yönetim uzmanı Adam Grant’ın ilgimi çeken görüşünü okudum. “10 yıllık kariyer planı tamamıyla büyük bir hatadır” diyor Grant. “Önceden saptanmış bir kariyer planı, değişen dünyada yeni olasılıklar için kafanızı/zihninizi kapatmaya yol açar” diyor ve ekliyor:

“Dünyanın hangi yönde değişeceğini öngöremeyebilirsiniz. Bundan daha önemlisi, kendinizin nasıl bir değişim geçireceğini de bilemezsiniz. Benim önerim, 10 yıl öncesini hayal edin, fakat bence kariyer planınız için 1-2 yıllık limitler koyun.”

HEDEF KOYMANIN ÖNEMİ

Hedef koymaya ve ölçmeye çok inanırım. Sadece iş hayatında değil, örneğin yürüyüş yaparken de bu yoldan giderim. Mutlaka bir hedef koyarım. Ya bir süreyi hedeflerim ya da belli bir rotayı tamamlamayı… Bu bana büyük bir rahatlık verir, belli bir düzeyi yakalama konusunda katkı yapar.

California Üniversitesi’nde Prof. Eric Allen tarafından yapılan bir araştırma, bu konunun ne kadar önemli olduğunu, çok çarpıcı bir sonuçla ortaya koymuş. Araştırmayı birkaç başlıkta paylaşmak istiyorum:

  • Araştırma için 10 milyon maraton koşucusunun verileri incelenmiş.
  • İncelemeye alınan koşularda en ağırlıklı süre “4 saat” olarak belirlenmiş.
  • Yapılan değerlendirmede maratonu 3 saat 59 dakikada tamamlayanların sayısının, 4 saat 1 dakikada bitirenlere göre fazla olduğu saptanmış.
    Prof. Allen, “İyi bir hedefi olan atletler, bu hedefi geçmek için kendilerini daha fazla zorluyor, daha hızlı koşuyor” diyor.

Yazar: Rauf Ateş

Fast Company Türkiye Kurucusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kariyer.net-Genel-Müdürü-Fatih-Uysal

Pandemi iş hayatında fırsat eşitsizliğini besledi!

SAS’ta-59-Ülkeyi-Tayfun-Topkoç-Yönetecek

SAS’ta 59 ülkeyi Tayfun Topkoç yönetecek