in , ,

Şirket Doktoru

Şirketler için yeni dönem stratejileri

andan-bali-kose-doktoru
M. Rauf Ateş
Fast Company Türkiye Kurucusu

ADNAN BALİ’NİN SANAT MERAKI

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Fast Company CEO Council’ın başkanı Adnan Bali ile her buluşmada farklı bir konuyu ele alıyoruz. Önceki buluşmada Cumhuriyet’i, en son yaptığımızda ise sanatı konuştuk. Böylece iş dünyasının gündemine, rakamların dışındaki konuları da getiriyoruz.

Bildiğiniz gibi yakın zamanda İş Bankası Resim ve Heykel Müzesi açıldı. Bunu da fırsat bilerek, hem bankanın sanata ilgisini hem de kişisel merakını sorduk. Konuşmadan öne çıkan önemli mesajları şöyle paylaşmak isterim:

  • İş Bankası sanat eserlerini 1940 yılında toplamaya başlamış. 83 yılda bir müze açmaya müsait olacak şekilde eseri biriktirmeyi başarmış.
  • Yaklaşık 2 bin 700 eser var. Bunların içinde Türk resim sanatının en temel eserleri de var. Fikret Mualla’dan Osman Hamdi’ye kadar önemli ressamların eserleri yer alıyor.
  • Hepsi de olağanüstü tablolar… Maalesef çok da bilinçli olmadığımız dönemlerde bunların bir bölümünü bankadaki odalarımızda sergiledik. Sonra bunun ne kadar cahilce olduğunu, bu şekilde sergilemenin resimlere zarar verdiğini anladık ve üzülerek de odalardan çıkardık.
    Sanatla sınırları zorlarsınız!
  • Bir bankacı olarak yetiştim ama hamurum kitaplarla karıldı. Küçük bir güney kasabasında, kitaba sevdalı bir anneden, kitapla dolu bir evde doğdum.
  • Evimiz kütüphane işlevini görürdü, çocuklar ders çalışmaya bize gelirdi. Bunu şu nedenle paylaşıyorum. Kitap okumak çok önemlidir, çünkü merak duygusunu geliştirir. Merak duygusuyla birlikte sanatın çeşitli alanlarını keşfetmeye başlarsınız.
  • Benim için müzik, şiir (kendin de yazardım) ve sinema önemlidir. Ben neredeyse not alarak film seyrederim. Kitap ve sanat, sizi ‘zaman bağımsız’ hale getirir.
    Rakamları mı miras bırakalım?
  • Biz toplumun sadece finansal gelişimi değil, kültür, eğitim, çevre ve sosyal gelişimine de katkı yapmakla yükümlüyüz. Kurucunun bize verdiği görevler arasında toplumsal gelişim de var.
  • Atatürk’ün “Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir” sözü de toplumsal ve sosyal gelişmenin önemine dikkat çekiyor.
  • Liderlerin görevleri, cari dönem hedefleriyle sınırlı değildir. Topluma kalıcı eser kazandırmanız çok önemlidir. İleride torunlarımıza, ‘pinpon’ bir dede olarak “bıraktığımız finansal sonuçlardan” mı söz edeceğiz? “Komisyon gelirlerini şu kadar artırdık oğlum” demem. Onun yerine bunlardan söz etmeyi tercih ediyorum.

AVİ ALKAŞ’IN ‘1+1’ FORMÜLÜ

Türkiye’de Avi Alkaş denince akla önce perakende, ardından da Alışveriş Merkezleri (AVM) gelir. Onlarca AVM’nin kurulmasına danışmanlık yapmış, alışveriş karmasının oluşturulmasına öncülük etmiştir. Sektörün sevilen isimleri arasında yer alan Avi Alkaş, geçtiğimiz günlerde ‘Alış Veriş İşleri’ adlı kitabını tamamladı. Çocukluğundan iş yapma stratejilerine kadar geniş kapsamlı bu kitapta benim dikkatimi “1 artı 1 kaç eder” hesabı çekti. Sevgili Avi’nin iş yapmaya ve hayata bakışını ortaya koyması açısından bu hesabı paylaşmak istedim:

“‘1+1 kaç eder’ diye sorduğum zaman herkes şaşırıyor ve benden alengirli cevap bekliyorlar. ‘1+1’i Fatih Terim ya da Şenol Güneş’e sorarsak, onlar belki de aradaki artıyı görmezden gelip 11’lik bir takımın kurgusuna gidebilirler. Bir reklamcıya sorarsanız, ‘1+1= 3’ diyecektir. Kayseriliye sorsanız, ‘Alırken yarım, satarken 3 eder’ yanıtını verebilecektir.
Bir sufiye sorsak, insanın Tanrı ile birleşmesinden 1 sonucuna varır. Doğa filozofu, ‘Kadın ve erkeğin yek vücut olup yeni bir insana can vermesinden hareketle 1 sonucuna’ varabilir.” Avi Alkaş, bu yaklaşımları paylaştıktan sonra kendi hesabını ise şöyle ortaya koyuyor: “Ben iki kere kareyi kullanmak yerine, ‘1+1’i parantez içine alarak, ‘1+1’in parantez içinde toplamının karesini aldığımda 4’e varmayı savunuyorum, yeğliyorum, öneriyorum. Burada da bu parantezdeki birleştirici felsefi güce de dikkati çekmek istiyorum.

Çünkü, ‘1+1’i kendi içinde, birimlerin kendi kareleri ile kendileri kadar çoğaltmalarını, önce yücelmek ve yükselmek, sonra birleştikleri takdirde, yine 2’de kalacaklarını vurgulamak istiyorum.” Böylece birlikte iş yapmaya ve ortakçılığına dikkat çektiğini söyleyen Avi Alkaş, “imece ruhu” da öneriyor.

YILDA 20 YENİ YETKİNLİK ELDE ETMELİ!

İletişim Fakültesi’nden mezun olduğumda üniversiteden edindiğimiz mesleki yetkinlikler arasında “daktilo”, “stenografi”, “fotoğraf” gibi teknik konular vardı. Gazetecilikle ilgili derslerin yanı sıra hukuk, ekonomi, sosyoloji, istatistik, tarih gibi çok sayıda konuda eğitim almıştık. Ancak, teknik yetkinlik (skill) çok sınırlı idi. İş hayatına başladığımızda teleks ve faks kullanmak da gerekiyordu.

Bunların üstüne yetenek, yaratıcılık, network ve merak gibi becerileri koyup, gazetecilik yapabiliyordunuz. Şimdi öyle değil. Büyük bir değişim dönemindeyiz ve sürekli öğrenmeniz gerekiyor. 1 yıl önceki bilgileriniz, bugün eksik ve yetersiz kalıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017’de yaptığı araştırmada, yetkinliklerin ömrünün 5 yıl olduğu saptanmıştı. Şimdi 2 yıl düzeyine indi. Aynı araştırma, bir çalışanın gelecek 5 yılda 100 yeni “yetkinlik” öğrenmesi gerektiğini ortaya koymuştu. Yani 1 yıl için 20 adet. Bırakın geleceği, bir sonraki yılın dünyasında eşit koşullarda rekabet etmek için değişime ayak uydurmak, öğrenmeyi sürdürmek gerekiyor.

Yazar: Rauf Ateş

Fast Company Türkiye Kurucusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

modern-dunyanin-buyuk-mucadelesi-iyi-olmak

Modern dünyanın büyük mücadelesi: İyi olmak

deichmann

“Hız kesmeden büyümeye devam ediyoruz”