Nakit Akışı

TÜRKİYE’NİN NAKİT AKIŞINI HIZLANDIRMAKTA KARARLIYIZ!

Kurumsal finansman konulu bir eğitim programına katılırsanız, “Ticari borçlarınız mümkün oldukça uzun vadeli, ticari alacaklarınız ise kısa vadeli olsun!” öğretisiyle karşılaşırsınız.

Bu son derece yerinde tavsiyeyi dikkate alan satın alma yöneticileri, diğer unsurlara ek olarak, en uzun vadeyi elde etmek için müzakere ederler.

Öte yandan, “Bir işletmenin ticari borcunun, başka bir işletmenin ticari alacağı olduğu gerçeği”, bu öğretiyi bir açmaza sürüklüyor. Herkes aynı kuralı takip ettiğinde, büyük ölçekli şirketlerden KOBİ’lere uzanan satın alma zincirinde ödeme vadelerinin gittikçe uzadığını görüyoruz.

Sektörel koşullar ya da kredibilitesi nedeniyle yeteri kadar uzun vadeli tedarik yapamayan şirketler ise, artan işletme sermayesi ihtiyaçları için krediye başvuruyorlar.

Sonuç, vade farkı ve kredi faizi nedeniyle artan maliyetler ve faaliyetlerini sürdürmekte zorlanan ve krizlere karşı son derece kırılgan küçük işletmeler olarak karşımıza çıkıyor.

Sermayesi ve likiditesi güçlü, nispeten ucuz finansman kaynaklarına erişimi olan ve tedarik zincirinin finansal sağlamlığının kendi işletmesi için stratejik öneminin farkında olan büyük ölçekli şirketler, tedarikçilerine “ihtiyaç duydukları anda başvurabilecekleri” bir erken ödeme modeli sunuyorlar.

Adını “Collaborative Cash Flow Optimization”’dan alan C2FO, büyük ölçekli şirketler ve onların sayıları bazen binleri bulan tedarikçileri arasında, mevcut tedarik sözleşmelerini değiştirmeden, uçtan uca dijital bir finansal iş birliği köprüsü kurarak, bu alandaki finansal yaklaşıma ve teknolojik gelişime liderlik ediyor.

C2FO NASIL ÇALIŞIR, NE YARAR SAĞLAR?

C2FO, ilk olarak büyük ölçekli “Alıcı” firmanın ERP sistemi ile bir dosya değişim alt yapısı kuruyor. Tedarikçi ilişkileri ekibinin kurduğu iletişimin ardından, hiçbir ücret ödemeden sisteme üye olan tedarikçiler, onaylanmış faturalarını ve ödeme vadelerini hazırlanan güvenli web sitesinde görüntüleyebiliyor.

Tedarikçi, nakde ihtiyaç duyduğu anda, aynı platform üzerinden kendisi için en uygun iskonto teklifini girerek erken ödeme talep edebiliyor ve anında yanıt alıyor.

C2FO, Alıcı’nın ERP sistemindeki ödeme tarihini güncelleyerek, iskontolu tutarın Alıcı tarafından doğrudan Tedarikçi’ye ödenmesini sağlıyor.

Geleneksel tedarikçi finansmanı sistemi (TFS) uygulamalarında, büyük ölçekli şirketler yine büyük ölçekli tedarikçilerine vade uzatımı karşılığında banka kanalıyla ucuz finansman imkânı sağlarlar. Zaten uzun vadelerle çalışan KOBİ statüsündeki tedarikçiler ise genellikle TFS sistemlerinin dışında kalır.

Dolayısıyla finansman imkânı, risk yönetimi (ülke riski, kur riski, tahsilat riski vb.) nedeniyle erken ödeme alan büyük ölçekli tedarikçilere yönlendirilmiş olur.

Pek çok global şirkette TFS sistemi ile bir arada çalışan C2FO modelinde ise, tedarik sözleşmesinde bir değişiklik olmaksızın, her ölçekten tedarikçinin nakde ihtiyaç duyduğu anda kullanabildiği bir finansman alternatifi sunulur.

C2FO, alıcı firmaların stratejik öncelikleri ve KPI’ları ile uyum içerisinde, geniş ve esnek bir fayda yelpazesi sunar. Kısa vadeli âtıl likiditeleri ile erken ödeme yapan şirketler, iskonto geliri elde ederek FAVÖK marjları artırırken, finansmana erişimde sıkıntı yaşayan ya da yüksek maliyetle borçlanan pek çok tedarikçiye de can suyu aktarmış olurlar.

Konjonktürel nedenlerle (temettü ödemeleri, yatırım ya da raporlama dönemleri vb.) kendi nakdini kullanmak istemeyen şirketler ise, dinamik bir biçimde yine C2FO platformu üzerinden banka kaynağına geçiş yaparak programın sürekliliğini sağlayabilirler.

GÜÇLÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ

Pandemi ile birlikte KOBİ’lerin finansmana erişiminin daha da zorlaştığı bu dönemde, pek çok büyük şirketin, tedarik zincirini ayakta tutmak amacıyla erken ödeme hacimlerini artırdığına ve tedarikçi katılımında rekor seviyeye ulaşıldığına tanık olduk.

Global niteliği ile C2FO, küresel tedarik zinciri olan ve yurtdışında yatırımları olan Türk şirketlerine de bir yenilik getirmiş oldu.

Türkiye’de C2FO’yu tedarikçilerine sunan ilk şirket olan Anadolu Efes, hem yerli hem de global tedarikçilerine tek bir platform üzerinden finansman sağlayabilen, farklı coğrafyalardaki iştiraklerinde tedarik zinciri finansmanını tek bir platformdan yönetme imkânına sahip ilk Türk şirketi oldu.

C2FO’nun 2020’de uygulamaya başladığı ve ajandamızda en üst sırada yer alan temalardan biri ise, tedarik zincirlerinin sürdürülebilirlik skorlarının yükseltilmesi. Bu yaklaşım ile, sürdürülebilirlik yolunda kendini geliştiren tedarikçilerin teşvikli iskonto oranlarına erişmeleri sağlanabiliyor.

Öte yandan, büyük ölçekli firmalar, C2FO programından elde edilen iskonto gelirini kendi sürdürülebilirlik programlarının finansmanında kullanabiliyorlar.

Sürdürülebilirlik temalı fonların çok hızlı yükselişi ve yatırım iştahı dikkate alındığında, Türk şirketlerinin de bu alana konsantre olmalarında hem finansman hem de kalkınma perspektifinden büyük yarar görüyoruz.

Türkiye, bölgesinin en önemli tedarik merkezi konumunda ve daha da güçlü bir küresel oyuncu olmak için nakit akışının hızlanması gerekiyor.

Yılda 2 trilyon dolar seviyesinde faturanın yüklendiği, 180 ülkeden 1 milyonun üzerinde kayıtlı tedarikçinin finansmana eriştiği ve bugüne kadar 120 milyar dolar düzeyinde erken ödemenin özellikle KOBİ’lere ulaşmasını sağlayan C2FO, küresel tecrübesi, ileri teknolojisi ve geniş tedarikçi destek kadrosu ile Türkiye’nin de nakit akışını hızlandırmak için kararlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor.

C2FO Türkiye Ülke Direktörü [email protected]