in , ,

Global startup avı

Sinan Uzan: “Önümüzdeki 5 yılda 3 şirkete daha yatırım yapacağız.”

Tekfen Ventures, Tekfen Holding için yeniliklerin takipçisi kritik bir yapı. Bundan 4 yıl önce 50 milyon dolarlık fonla yola çıkan şirket, bugüne kadar İsrail, İngiltere ve ABD’de tarım, inşaat ve emlak sektörlerinde 10 şirkete yatırım yaptı. Tekfen Ventures Başkanı Sinan Uzan, yeni startup arayışlarının devam ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Önümüzdeki 5 yılda 3 şirkete daha yatırım yapacağız”.

Yazı:
Hande Yavuz çalık
Fotoğraf: Hüseyin Alsancak

Adını “teknoloji” ve “fen”in kısaltmasından alan Tekfen Holding, inovasyonda daha aktif olmak ve yeni teknolojilerle yakınlaşmak için 2016 yılında Tekfen Ventures’ı kurdu. Bir girişim sermayesi şirketi olan Tekfen Ventures, 50 milyon dolarlık bir fonla yola çıktı. Şirketin yönetiminde ise Tekfen Holding’in üç kurucusundan biri olan Feyyaz Berker’in torunu Sinan Uzan var.

Kuruluşundan bugüne israil, ingiltere ve ABD’de toplam 10 girişime yatırım yaptıklarını belirten Uzan, “Bir tanesi emlak alanında olmak üzere yatırım yaptığımız şirketler üretim, tarım ve inşaat alanlarında. Hepsi de şu anda gayet iyi gidiyor” diyor. Yola çıkarken toplam 13 şirkete yatırım yapmayı da hede ediklerini dile getiren Uzan, “önümüzdeki 5 yıllık dönemde 3 şirkete daha yatırım yapacağız” diye konuşuyor.

Tekfen Ventures Başkanı Sinan Uzan’la fonun kuruluş hikayesini, bugüne kadar yaptıklarını ve gelecek planlarını konuştuk…

İŞ HAYATINA GİDEN YOL

Üniversiteyi Kaliforniya’da okudum. Pepperdine University’de Uluslararası iletişim ve iş idaresi Bölümü’nde lisans eğitimimi 2008 yılında tamamladım. Tam da krizin başta ABD olmak üzere dünyayı vurduğu yıldı. Los Angeles’ta müzik yapımı ve internet stratejileri konularında faaliyet gösteren StarClub Interactive Networks adlı startup’a, şirketin ilk çalışanı olarak katıldım. Enteresan bir sektör, heyecan duyduğum bir alandı. O zamanlar müzik sektörü Napster gibi oluşumlardan dolayı çok küçülmüştü. 43 milyar dolarlık sektör birkaç yıl içinde 16 milyar dolara düşmüştü. İnanılmaz bir değer kaybı vardı. İnsanlar 99 sente şarkı almak istemiyor ama 100 dolara konser bileti alabiliyordu.

SİNAN UZAN

İLK STARTUP’TA MODEL DEĞİŞİKLİĞİ

Biz bu tabloyu görünce, iş modelini değiştirelim istedik. Bu modele göre şarkıcılar 3-6 ayda bir, bir şarkı çıkaracak, böylelikle prodüksiyon maliyeti düşecek ve şarkı da bedavaya sunulacaktı. Onun dışındaki medyalardan parayı toplayıp paylaşalım diye düşünmüştük.

Aslında şu andaki modelin ilk haliydi. Zaten online müzik satın alma patentini alan ilk kişi benim patronum idi. Orada da 3 yıl çalıştım. Patentin sahibi Bernhard Fritsch adlı girişimci idi.

Daha sonra patentini Apple’ın ITunes’una verdi. Bernhard, müzik şirketlerine gidip; “Online müzik satabileceğim bir patentim var” diyordu. Müzik şirketi yöneticileri de cevap olarak, “Bernhard, masamda bilgisayar görebiliyor musun?” diyordu. Ve kapıyı gösteriyordu. Daha sonra medya internet bağı kuruldu.

YENİ BİR MACERA BAŞLIYOR

3 yılın sonunda ayrılmaya karar verdiğimde şirkette çalışan sayısı 35’e yükselmişti. İlk çalışan olmak da keyifliydi. Ama buradaki aile işlerimize ve kendi sektörlerimize biraz daha zaman ayırmak istiyordum.

2011–2012 yılları arasında isviçreli Keytrade şirketinde gübre ticareti konusunda tecrübe edindim. Orada gübre tarafında global pazar hakkında biraz daha bilgi kazandım. Sonra Azerbaycan’da Tekfen’de inşaat projelerinde biraz çalıştım. Daha sonra bir iki yıl ara verdim.

New York’ta küçük bir girişime başladım. Daha sonra buradan ayrıldık. Türkiye’ye gelip yönetim kurulundaki görevime başladım. Burada inşaat ve tarım sektörüne çok odaklandık. Bu sektörlerde diğer sektörlere nazaran teknolojinin çok az olduğunu gördüm.

Aslında dünyada da bu sektörlerin durumu aynıdır. Biraz teknolojiden uzaktırlar. Tekfen olarak ismimiz ‘teknoloji’ ve ‘fen’den geliyor. Ve bunu tutan bir bünyenin bir inovasyon kolunun kesinlikle olması gerekiyordu. Bu nedenle 2016’da Tekfen Ventures’ı kurduk.

TEKFEN VENTURES NELER YAPIYOR?

Tekfen Holding, ilk başta 50 milyon dolarlık bir fon ayırdı. Tabii bu ilk seferde harcanacak bir meblağ değil. Fon yapısı gereği yaklaşık yarısını ilk yatırımlara, geri kalanı da onların devamlılığına harcıyoruz. Şu anda da bu fon büyüklüğü ile yola devam ediyoruz.

Arada geçen zamanda Tekfen’in ana kollarına çok önem verdik. Özellikle tarım ilk başladığımız yer oldu. Üretim ve inşaat sektörleri için de baktık. Bunların altında da tez oluşturuyoruz. Burada hangi teknolojiler çıkıyor, nelere yatırım yapalım diye baktık. Yoksa sadece tarıma yatırım yapmış olmak için yapmadık. Araştırmalarımız sırasında “Gen düzenleme” (Gene editing) konusunda gelişmeler olduğunu gördük. Genleri oynatabiliyoruz. Onlara karşı daha dayanıklı, daha verimli, kuraklığa daha dayanıklı bitkiler üretebiliriz. Bu bizim için çok önemli.

İnşaat işimizde ise; biz inşaatı yaptıktan sonra gidiyoruz. Ama bunun ötesinde devamlılık hizmeti sağlayabilir miyiz diye baktık.

Araştırmalarımız sırasında inşaatın içinde önemli bir konu dikkatimizi çekti. Mesela tüm büyük endüstriyel tesisler internete bağlı. Dolayısıyla siber güvenlik çok daha önemli bir konu oluyor. Bu tür riskleri ortadan kaldıracak çözümler de bizim için ana temalardan biri.

10 YATIRIMA ULAŞTIK

Oluşturduğumu yatırım stratejisi çerçevesinde şu anda 10 yatırımımız var. Şimdiye kadar İsrail, İngiltere ve Amerika’da yatırım yaptık.

Tarım ve inşaatın yanı sıra bir tane de emlakta var. Ama onun dışında üretim, tarım ve inşaat alanlarında yatırım yaptık. örneğin İngiltere’de, muz üretimi üzerine yol alan bir şirketimiz var. Muz genleri yok olma tehlikesinde olan bir meyve. Bu konuyu bilenlerin sayısı çok azdır. Ancak, dünyada çok büyük bir sektör olduğunu söylemek lazım.

Yatırımlarımızın hepsi şu anda çok iyi gidiyor. Ama biliyorsunuz, bu tip şirketlere daha uzun vadede bakmak gerekiyor.

STARTUP’LARA NASIL ULAŞIYORUZ?

Bazen biz onlara ulaşıyoruz, bazen de onlar bize ulaşıyor. ikisinin de karması oluştu. En başta biz arayıp bulmaya çalışıyorduk. Biz yılda yaklaşık bin şirkete bakıyoruz. Ve sonra filtreleyerek aşağı doğru iniyoruz. 3 yılda 10 yatırım yapmışız.

1000 şirketten sadece 10’una yatırım az gibi görünebilir. Bunun nedenleri var. Bazen sevdiğimiz şirketler olmuyor. Pazarlıklara girmenin zor olduğu durumlar da yaşıyoruz.

Mesela şirket 50 milyon dolar toplayacak ama o şirkete 100 milyon dolarlık talep var. Kendinizi pazarlamanız lazım. Bugünün dünyasında paranızın olması yetmiyor. Startup, “Para dışında bana ne getireceksin?” diye de soruyor. Arkamızda Tekfen’in olması çok büyük destek. Tarihi bir ismi, uzun süren yurt dışı ortaklıkları var.

Kendinizi çok iyi anlatıyor olmanız lazım. Para her yerde var. Dünyada 100 milyar dolarlık fon var. Sektörde para bol. Orada nadir girişim sermayesi fonlarından biri olduğumuz için hem Ortadoğu’ya Hem Türkiye’ye oradaki teknolojileri getirebilme hevesimiz de var.

YENİ COĞRAFYALARDA ARAYIŞ

Startup bakarken coğrafi ayrım yapmıyoruz. Yatırım her yerden gelebilir. Ama sektör kısıtlamamız var. Kendi odağımızdaki sektörlere yatırım yapıyoruz.

Türkiye’de ise henüz yatırımımız yok. Birkaç şirketle konuşuyoruz ama bizim istediğimiz alanlarda faaliyet gösteren çok girişimci bulamadık. Türkiye’de daha çok e-ticaret, oyun girişimleri var. Girişimcilik için Türkiye’nin biraz daha yol alması lazım.

İlk yaptığımız yatırımlardan biri hem inşaatı hem farklı sektörleri kapsıyor. Bu startup’ın alanı işçi güvenliği. işçi güvenliği için işçiye sensör takılıyor. Amerika’da bu alandaki ilk sorun işçinin bel sakatlığı. Sensör kişinin hareketini algılıyor ve aktif şekilde sakatlanma riskini çıkarıyor. Ben bir kutuyu yanlış kaldırıyorsam sensör titriyor ve doğru kaldırmam gerektiğini hatırlatıyor. Bir yönetici olarak da durumu şantiyede anlık görüyorum. örneğin bir işçi sürekli ağır yük kaldırıyorsa, onun sakatlanma riski çok daha yüksek. Başka işçi daha az yük kaldırıyorsa onun riski daha düşük. O zaman o iki işçi yer değiştiriyor. Bir tanesi sakatlanmasın, diğerinden de daha çok faydalanalım diye. Bunu ilk adapte edenler lojistik şirketleri, Walmart gibi şirketler…

“HOLDİNGE TEKNOLOJİYİ TAŞIYACAĞIZ”

Teknolojiyi bu holdingin daha büyük bir parçası yapmak isteriz. Holding bakımından da buna önem veriyoruz. işlerimize teknolojiyi daha çok sokabiliriz. Çünkü verimlilik artacak, girişimcilik ruhu artacak. Ben insanlara daha çok inisiyatif vermek istiyorum. Hem tarım hem inşaat hem de gübre tarafında teknolojiyle ilgili değişik takımlarımız var. Aynı zamanda burada da inovasyon bütçesi ayırmayı düşünüyoruz. Biz bazı şirketlere bakıyoruz, yatırım yapmama kararı alıyoruz ama Tekfen işbirliği yapabilir mi diye bakıyoruz. Bazen yatırımcı olarak doğru karar olmayabilir ya da erken olabilir. Bu durumda “Tekfen test etsin, iyi ise bir sonraki aşamaya geliriz” de diyebiliyoruz. Biz yola çıkarken 10-13 arası dedik. 5 yıllık dönemde 3 şirkete daha yatırım yapacağız.

LOJİSTİK NEDEN

Ana takımımız New York ofisimizde. Bunun nedeni Amerika’daki ekosistemde olmak istememiz. New York, San Francisco kadar uzak değil, lojistik tarafı da var bu işin. Bir de San Francisco çok büyük bir deniz, 50 milyon dolarlık bir fonla çok küçük bir balık olacaktık.

EN ÇOK BÜYÜYEN ŞEHİR
Bu arada girişim tarafında en çok büyüyen şehir New York oldu. New York’ta yaklaşık 6 kişilik bir ekip var. Ben de yılın yarısını orada geçiriyorum. Örneğin inşaat sektöründeki bir şirketle konuşmak istiyorsak buradaki inşaat grubumuzda da bir takımımız var. Onlar kendi işlerini de yapıyorlar ama 2 ha ada bir onlarla da konuşuyoruz.

KİMİN YATIRIM YAPTIĞI DA ÖNEMLİ

Masanın etrafında o sektörde faaliyet gösteren büyük şirketlerin olması bizim için önemlidir. Örneğin, robotik şirketine yatırım yaptık. Robotik şirketinin yatırımcıları arasında dünyanın en büyük robotik ve otomasyon üreticileri de vardı. Biz bu tür ilişkilerden başka sinerjiler de yaratmaya çalışıyoruz. 1,5 yıl evvel CEMEX ile büyük inşaat malzemeleri şirketiyle de beraber ortaklık yaptık. Onlarla beraber etkinlikler yapıyor, birlikte yeni startup’lar arıyoruz. Onların özellikle inşaat malzemelerinde çok bilgileri var. Bu şekilde birbirimizden akıl fikir alıyoruz.

YATIRIM SÜRECİ KAÇ AŞAMALI

ERKEN AŞAMA
İşi kurma aşamasındaki girişimciler ilk fonlarını ya kendi sağlıyor ya da eşinden dostundan (friends and family) sağlıyor.

ÇEKİRDEK
Yani “seed” aşama diyebiliriz. Burada birkaç yatırımcı, tutacağını düşündüğü projeye yatırım yapıyor.

SERi A
Ürünün hazır olduğu aşamayı ifade ediyor. Ülkeden ülkeye değişmekle birlkite Türkiye’de 3-5 milyon dolar ciroya sahip şirketler için kullanılıyor. ABD’de 10-15 milyon dolara çıkabiliyor.

SERi B
Startup’ın bir sonraki aşamaya geçtiği dönemi kapsar. Yatırımcıların amacı girişimin daha geniş bir pazara ulaşımına katkı yapmaktır. 30 milyon dolarlık startup’ları kapsar.

SERi C
Belli bir başarıyı yakalamış, ürünü/hizmeti tutmuş şirketleri kapsar. Yeni sermaye ürün geliştirme, yeni pazarlara çıkma için kullanılır.

SERi D
Bir önceki aşamada hedefe ulaşılamaması ya da yeni bir hedef için fona ihtiyaç duyulması durumlarını ifade eder.

SERi E
Uber’in halka arzı buna iyi örnektir. Seri E’nin sonu ya halka arz ya da satın almadır.

SİNAN UZAN’IN YATIRIM STRATEJİSİ

→ Biz seri A ve B yatırımı yapacağız diye yola çıktık. 1-3 milyon dolarlık yatırım bandından söz ediyoruz.

→ Kendi ürününü üretmiş, pazara çıkmış ya da çıkmak üzere olanlarla ilgileniyoruz.

→ Akademik olarak yüksek değerli takım istiyoruz. örneğin, gen işinde, 2 biyoloji uzmanı olmayan girişimle ilgilenmeyiz.

→ Ortalık yapıları çok önemli. Kurucuların yeterince hisselerinin olmasını istiyoruz. Olmayınca, uzun bir yol kat edecek hevesleri olmuyor.

→ Silikon Vadisi’nde bazı şirketler, sadece ortaklık oranlarına bakıp bu şirket başarılı olur ya da olmaz diyebiliyor ve ona göre yatırım yapıyorlar.

→ Şirket ilerledikçe kurucuların hâlâ motive olması için onlara pastanın bir payını bırakmanız lazım.

→ Masada başka kimlerin olduğu da önemli. Hangi ortaklar var? Çünkü bu sektör büyük oyunculardan oluşuyor.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Büyük şirket mi, startup mı?

Streaming Savaşları