Fast Company Türkiye
Sadriye Görece, Manisa’da görme engelli olarak dünyaya geldi. Çocukluğu o ilde geçti. Kendi deyimiyle, “Manisa’da hayal edilemeyecek düzeyde kolay bir hayatı” oldu. Etrafındaki herkes adeta onun için yaşıyordu. Ailesi, arkadaşları, öğretmenleri etrafında pervane oluyordu. Görme engelli olmanın sıkıntılarından çok uzak bir hayatı vardı.
Ancak, hayatı ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan aldığı bir burs ile değişti. Liseyi ABD’de bitirmesine olanak sağlayan fırsat, sahip olduğu bütün konfor alanını, tüm koruma kalkanını ortadan kaldırmıştı. Hayatında ilk defa kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalmıştı. Görme engelliydi ve dilini bilmediği bir ülkede yaşıyordu.
Başlarda çok zorlandı, hatta Türkiye’ye geri dönmeyi bile düşündü. Sonra dönmemek için cep telefonunu ve bilgisayarını bozdu. Bir süre sonra alışmaya başlamıştı. Artık özgürce yaşayabildiği bu hayatı daha çok sevdiğini anlamıştı. “Başkalarına bağlı yaşadığı” o eski konforlu hayatı istemiyordu.
Liseyi bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne başladı. Artık bir görme engelli olarak kendini onların hak savunucusu olmaya adamıştı. İşte bu adama, ona yeni girişimi de getirecekti. Bu noktada yolları Cihat Ersin Aydın ile kesişti ve BlindLook adlı girişime hayat verdiler. Sadriye Görece, macerasının bundan sonrasını şöyle aktarıyor:
Girişimini, iş dünyasına getirdiğiniz yeniliği anlatır mısın?
Biz öncelikle görme engellilerin, iş dünyasında bir müşteri potansiyeli olarak değer görmesine odaklandık. Türkiye’de 1 milyon görme engelli var. Bunların 200 bini hiç görmeyenlerden oluşuyor. Bu kadar büyük bir kitle şimdiye kadar potansiyel bir müşteri kitlesi olarak görülmemiş ve ihtiyaçları göz ardı edilmiş. Biz bu amaçla kurulduk. İş ortağımız olan markaların kapsayıcı ve engelsiz hizmet sunmalarını sağlıyoruz ve bu sayede görme engelli kitlemizin ihtiyaçlarına karşılık vererek onlarda marka sadakati sağlıyoruz. Erişilebilirliğin standartlarını belirleyerek erişilebilir hizmet sunmayı ulaşılmaz bir değer olmaktan çıkardık ve markalara “ben de yapabilirim”, hatta ‘yapmalıyı’m dedirtmeyi amaçlıyoruz.
Başladığınızdan bu yana aldığınız yolu, rakamları da ilave ederek paylaşır mısınız?
BlindLook yolculuğumuz 26 Şubat 2019 tarihinde başladı. O gün elimizde sadece eşit ve engelsiz dünya hayalimiz, erişilebilirlik alanındaki geniş bilgi birikimimiz vardı. Yolculuğumuza ilk olarak restoran menülerini görme engelsiz kılarak başladık. Bu sayede görme engelliler, BlindLook uygulaması üzerinden, sesli navigasyonla dilediği restorana ulaşıyor, siparişini sesli dijital menüyü kullanarak bağlı olmadan verebiliyor. Şu anda platformumuza kayıtlı 1000’i aşkın görme engelsiz nokta bulunuyor. #SesOl hareketiyle birlikte 10’u aşkın marka görme engelsiz nokta sayımızı artırmamız için yanımızda yer alıyor. “Engelsiz dünya” hayalini daha da büyütmek amacıyla görme engellilerin hayatını kolaylaştıracak yeni ürün lansmanına hazırlanıyoruz.
Bu yolculukta karşılaştığınız en önemli 3 zorluğu paylaşır mısınız, bunları nasıl aştınız?
Türkiye’de henüz erişilebilirlik kavramı karşılık bulmamışken, biz bu alanda çalışan bir girişim kuruyorduk. Bunu anlatabilmek başlangıçta oldukça zordu. Öncelikle erişilebilirlik algısını yaratmamız gerekti. Paydaşlarımız için görme engelli dünyası ve onlar için geliştirilen teknolojiler, bilinmezliklerle doluydu. Bu nedenle bazen tedirgin ve çekimser davranabiliyorlardı. Onların bize güvenmelerini sağlamak için sunduğumuz teknolojileri tam olarak kavramalarını sağlamamız gerekiyordu. Her şeye rağmen girişimcilik ve soruna değil, çözüme odaklanmış bir girişimin kurucusu olmak paha biçilmez bir heyecan.
İş ortaklarını/hedef kitleni ikna ederken, hangi cümleleri kullandınız?
Biz iş ortaklarımıza karşı her zaman dürüst ve şeffaf davrandık. Onların görme engelli dünyasını tanımaları, bizim birincil önceliğimiz idi. Onlara görme engelli dünyasındaki demografik bilgileri sunuyoruz. Sunduğumuz her bilgiyi data ve kaynağıyla besliyoruz.
Hangi hedef ile yola çıktınız? Nereye ulaşmayı düşünüyorsunuz?
Biz herkes için erişilebilir bir dünya mottosuyla hareket ediyoruz. Görme engelliler için eşit ve engelsiz bir hayat kurmak için çalışıyoruz. Hedefimiz görme engellilerin en güvenilir mobil arkadaşı olmak istiyoruz. Türkiye’den dünyaya açılan bir erişilebilirlik kapısı olmayı hedefliyoruz.
BANA YOL GÖSTEREN SÖZ
“‘Hiçbir ürün mükemmel doğmaz. O yüzden derdini anlatacak ürünü tasarla ve asıl mükemmelliği müşterilerinin yönlendirmeleriyle sağla.’
Bu söz, her zaman bizim yol göstericimiz oldu. Her zaman iş ortaklarımızdan ya da görme engelli kitlemizden gelen yönlendirmeler sayesinde gelişiyoruz.”
DOĞUŞTAN GİRİŞİMCİ!
Sadriye Görece’nin ortağı Cihat Ersin Aydın, tam bir girişimci. Kendi deyimiyle, Uber’den Udemy’e, bütün girişimcileri tanıyan, kim neyi ne zaman kurmuş bilen bir “girişim tutkunu”. Onu farklı kılan birkaç özelliği şöyle:
• Çocukluğunun geçtiği Safranbolu’da turistleri esnafa götürür, iletişim kurmalarına katkıda bulunurdu.
• Bir süre sonra abisinin üniversiteye başlamasıyla İstanbul’a taşındı. İlk girişimini de Eminönü’nden aldığı ayakkabıları Instagram’da satarak gerçekleştirdi.
• Üniversitede ise çok sayıda etkinlik düzenlenmesini gördü ve “etkinlik biletleme” platformu kurdu. Üstelik bunu kredi çekerek yaptı.
• Devamında Taksim’de çay satmaktan Sirkeci’de lastik basıncı ölçmeye kadar çok sayıda işe girdi. Ardından gönüllülük dönemi başladı, STK’larda görev üstlendi. Sadriye’yle yolu bu dönemde kesişti ve BlindLook girişimini birlikte başlattılar.
