in , ,

Volkan Ertürk: “Gelirlerimizin yüzde 40’ı yurtdışından geliyor”

Sıra dışı girişim yolculuğum

VolkanErturk

Türkiye’nin önde gelen kurumlarından birisi, 4 milyon dolarlık siber güvenlik yatırımına ve sürekli güncellenen teknolojisine rağmen büyük bir tehdit ile karşı karşıya kalmıştı.

Kendilerine güvenleri tamdı ama web sunucularındaki açık onları ciddi sorun ile karşı karşıya getirmişti. Milyonlarca dolar harcanmış, sunucuların kurulumundaki basit bir hata nedeniyle şirketin kritik önemdeki varlıkları ele geçirilmişti.

Sektördeki yöneticilerin bir bölümü bu tabloya “sorun”, aralarında Hamdi Alper Memiş, Volkan Ertürk, Süleyman Özarslan ve Aycan İrican’ın olduğu grup ise “fırsat” olarak bakmıştı. Volkan Ertürk’e göre bu tam bir “evreka” anıydı. Yeni girişim fırsatları arayan 4 arkadaş, bu olayda “en iyi danışmanlığın yeterli olmadığını” görmüşlerdi. Bu sorunun ortadan kaldırılması için “gerekli güvenlik süreçlerinin oluşturulması ve kurum güvenlik sistemlerinin beklendiği gibi çalıştığının sürekli kontrolünün gerektiğini” fark etmişlerdi.

Bu fark onları Picus Security girişimine götürecekti. Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Volkan Ertürk, 2012 yılında bir “farkı” görmekle başlayan maceralarını, gelecek hedeflerini paylaştı:

Son dönemde öne çıkan start up’lardan birisiniz. Bize önce iş dünyasına getirdiğiniz 3 yeniliği/farkı anlatır mısınız?
Günümüzde kurumların siber güvenlik operasyonlarına baktığımızda, çoğunluğun iyi bir güvenlik altyapısı kurarak tehditleri engellemek ve engelleyemediği tehditlere reaksiyon vermek üzerine kurulu olduğunu görürüz. Yani reaktif bir yapıdan bahsediyoruz.

Picus ile siber güvenliğe 3 önemli yenilik getirdik. Birincisi, üst düzey yöneticinin “Yaptığım yatırımlar ve aldığım hizmetlerle ne kadar güvendeyim?” sorusuna karşılık bir içgörü edinmesi için gerekli bilgiyi sağlayan bir çözümümüz var.

İkincisi ise, ürünümüz, teknik yöneticilere siber güvenliğin reaktif yapısını proaktif hale getirebilecek bir yaklaşım sunuyor. Öyle ki, saldırganlar sürekli çalışıyor ve dolayısıyla tehditler de sürekli değişiyor. Bu tehditlere karşı hazırlıklı olmak ise ancak proaktif bir yöntem ile mümkün.

Son olarak mühendis katmanında ise, karmaşık güvenlik operasyonlarının az kişi ile proaktif çalışmasına olanak sağlayan teknoloji sağlıyoruz. Yani, tehditlere hazırlık bağlamında neyin nasıl yapılması gerektiğini gösteren teknolojimiz ile bu aksiyonların hayata geçirilmesi için gerekli araçları sunuyoruz.

Başladığınızdan bu yana aldığınız yolu, rakamları da ilave ederek paylaşır mısınız? Nereden nereye geldiniz?
Şirketi 2013 yılında Ankara’da kurduk ve ilk yılı ürün geliştirme süreciyle geçirdik. 2014 yılında önemli kamu kurumlarından ve özel sektörden müşterilerimiz oldu. Bu müşteriler ürün geliştirme sürecine katkı sağladılar.

2015 yılında İstanbul’a açıldık. Yıllar içinde hemen hemen bütün banka, telekomünikasyon ve e-ticaret şirketleri müşterimiz haline geldi. Ardından yurt dışında faaliyetlere başladık. İtalya, İngiltere ve Dubai’de ofisler açtık. Şu anda gelirimizin yüzde 40’ını yurt dışındaki müşterilerimizden sağlıyoruz. Toplamda ise 100’ün üzerinde müşterimiz var. Her yıl 2 kat büyümeye devam ediyoruz.

Yatırımcıları ikna ederken, hangi cümleleri/rakamları kullandınız? Onları ikna stratejiniz neydi?
Öncelikle global bir vizyona sahip olduğumuzu, bu doğrultudaki plan ve aksiyonlarımızı ön plana çıkardık. Bunun yanında alanında yenilikçi, kaliteli bir ürünümüzün olması ve bu teknolojiyi pazarda global bir vizyonla sunma potansiyelimiz de önemli bir faktör oldu.

Hangi hedef ile yola çıktınız, nereye ulaşmayı düşünüyorsunuz?
Biz bu topraklardan çıkan en başarılı siber güvenlik şirketi olmayı hedefliyoruz. Şu anda Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu bölgelerinde operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Başta Amerika olmak üzere Uzak Doğu ve diğer coğrafyalarda da başarılı projelere imza atarak bir dünya markası olmak istiyoruz.

GİRİŞİMCİLİK SERÜVENİNDE BANA EŞLİK EDEN SÖZ

“Bitiş çizgisi yoktur, bu yüzden yolculuğunu sev.” (There is no finish line. So love the journey)

YAŞADIĞIM EN ÖNEMLİ 3 ZORLUK

1. TÜRKİYE’DE YERLİ ÜRÜN OLMAK: Türkiye’de üretilen ürünlerin kalitesiz olacağına dair bir önyargı var. Bu nedenle ilk başta güven eksikliğiyle mücadele ettik. Sonra bu zorluğu yendik ve Türkiye’den de iyi ürünlerin çıkabileceğini kanıtladık.

2. YURTDIŞINDA İŞ YAPAN TÜRK ŞİRKETİ: Türk firması olarak yurt dışı pazarlarda iş yapabilmek… Herhangi bir siyasi gündem bile satışları ve işbirliklerini olumsuz etkileyebiliyor. Bu sorunu da teknolojimiz ve müşterilerimize sağladığımız değerle aşıyoruz.

3. MADDİ KAYNAKLARA ERİŞİM: Siber güvenlikte rekabet çok yoğun, global bir oyuncu olmak için sermayeye ihtiyaç var. Biz de Earlybird ile seri A yatırımımızı gerçekleştirerek bu alandaki zorluğu aştık.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ucret-esitligi

Eşit ücret arayışı!

sadriye.gorece

Engel tanımayan girişimci!