in , ,

Gerçek kâr nedir?

Esas Holding CEO’su Çağatay Özdoğru sorularınızı yanıtlıyor.

gercek-kar-nedir
Çağatay Özdoğru

Her türlü ticari iş, kâr amacıyla yapılır. Kâr amaçlamayan işler daha ziyade dernek, vakıf veya benzeri hayır işleridir ki günümüzde bu tür işletmelerin de faaliyetleriyle en azından kâr-zarar dengesini tutabilmesi ve nakit ihtiyacında olmaması beklenir.

1990’ların başlarında başladığım yaklaşık 30 yıllık iş hayatımda birçok global ve yerel ekonomik kriz veya zenginlik ortamlarına şahitlik yaptım. 1990’lardaki global ve yerel krizi, sonrasında üst düzey yönetici olarak 2000’li yılların başındaki dot.com krizini, ardından 2008 global finansal krizini ve ardından özellikle ülkemizdeki para bolluğu ortamlarını bire bir yaşadım. Dolayısıyla, “Gerçek kâr nedir?” sorusunun cevabının yatırımcı beklentisine, değer yaratma veya para kazanma modeline ve hatta içinde bulunduğumuz ekonomik devire ve konjonktüre göre değiştiğini gördüm.

1990’lardaki “kâr” tanımının, 2020’lerdeki kâr tanımıyla benzemeyen birçok tarafı olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Ayrıca şirketin içinde bulunduğu endüstri ve hayatının hangi evresinde olduğunun da bu sorunun cevabına direkt olarak etki yaptığını söyleyebilirim.

Hangi tarif daha doğru?
Öncelikle klasik tanımı yapmak isterim. Ana yatırımlarını yapmış ve belli bir olgunluğa gelmiş olan şirketlerin “gerçek kâr” tanımı olarak “vergi öncesi/sonrası kâr”, yani dağıtılabilir kâr yaratmaları beklense de, birçok şirket temettü dağıtmak yerine, bu kârı yatırıma dönüştürme veya zor günler için saklama yoluna gidebilir.

Ancak, özellikle halka açık şirketler açısından, temettü dağıtılmayarak kârın yatırıma dönüştürülmesi durumunda yatırımcılar, şirketin değerinin artmasını mutlaka bekler.

Bu arada “vergi öncesi/sonrası kâr” da kendi başına yeterli değildir, şirketin en nihayetinde yaptığı operasyonlardan nakit yaratması gerekir, hatta bu ikincisi birçok durumda “dağıtılabilir kârdan” bile daha önemlidir.

Birçok olgun endüstri ve şirket için “gerçek kâr” tanımı, nakit yaratmak olarak da sıkça yapılır. Özellikle Amerikan perakende endüstrisinde kağıt üzerinde kâr yaratan ancak nakit akışını yönetemeyerek iflas koruma durumuna geçmiş ve hatta iflas etmiş birçok şirketten söz edebiliriz.

Sektörlere göre hesap!
Bazı endüstrilerde ve özellikle “private-equity” (özel sermaye) yatırımcıları için ise şirketin “EBITDA/FAVÖK”ünün belli seviyelerde olması “gerçek kâr” tanımı için yeterli olur, zira bu tür endüstrilerde yatırımcıların ana motivasyonları tamamen değerli şirket yaratmak şeklinde özetlenebilir.

Şirket değerlemeleri de neticesinde “EBITDA” bazlı yapılır ve bu tür yatırımcılar herhangi bir temettü beklentisi içinde olmayıp tamamen yaratılan değerin satılarak gerçekleştirilmesine konsantre olmaktadır.

Serbest nakit akışı bu yatırımcılar için de tabii ki olmazsa olmazdır, zira her türlü sermaye ihtiyacı “hard currency” açısından değer yaratmayı zorlaştırır. Daha doğrusu bu ikisi, yani “EBITDA” ve serbest nakit akışı birbirleriyle direkt olarak ilişkilidir ve birlikte hareket eder, şirket değerlemeleri de neticede bu ikisini temel alan yöntemlerle hesaplanır.

Şevket Bey “EBITDA” yı sevmezdi
Esas Holding olarak private-equity tabanlı iş planına tam anlamıyla geçtiğimiz 2010’lu yıllarda rahmetli kurucu yönetim kurulu başkanımız Şevket Sabancı’ya “EBITDA” kârlılığını anlatmakta çok zorlanıyorduk.

Türk iş dünyasının duayen iş insanlarından Şevket Bey, “EBITDA” kârlılığını hiç sevmez ve VÖK (vergi öncesi kâr) beklentisini bizlere bıkmadan aktarırdı. Gerçekleştirdiğimiz “EBITDA” bazlı değer yaratma ve bunların da realize olarak yabancı yatırımcılara yapılan şirket satışlarımızdan sonra, sanıyorum kendisi de ikna olmuştu.

Venture-capital yatırımcılarının yatırım yaptığı, özellikle teknoloji tabanlı ve hayatının henüz başlarındaki şirketlerde ise “gerçek kâr” tanımı ve beklentisi birim ekonomisine göre kâr etmeye kadar indirgense de, günümüzde bu bile birçok durumda önemsizdir.

VC destekli şirketlerde bırakın vergi öncesi kârı, “EBITDA” kârlılığından bile söz etmek imkansızdır. Bu endüstride ciro büyümesi bile değer yaratmak, yani “gerçek kâr” tanımı açısından fazlasıyla yeterli olabilir. İçinde bulunduğumuz ekonomik devirdeki VC endüstrisi şirketlerinin gerçek kâr tanımı da budur.

Gerçek kârı benimsiyoruz
Esas Holding olarak çok farklı alanlarda faaliyetlerimiz var. Esas Holding, “private-equity” (özel sermaye), “venture-capital” (risk sermayesi) ve gayrimenkul gibi iş kollarına sahiptir. Ayrıca, Pegasus Havayolları gibi çok özellikli bir şirketin de sahibidir.

Yukarıda saydığım tüm “gerçek kâr” unsurları bizim işlerimiz için de aynen geçerlidir. Bizim her farklı işimizdeki “gerçek kâr” beklenti tanımımız farklıdır. Esas Holding açısından “gerçek kâr” tanımı en rafine ve kısa tabirle, sahip olduğumuz şirketlerin değerinin artması ve tabii ki bu değerin realize olması diye özetlenebilir.

Netice olarak giriş cümlesinde bahsettiğim gibi, “gerçek kâr” yatırımcı beklentisi ve para kazanma modeliyle direkt olarak ilgilidir ve bu şekilde tanımlanabilir, ama olmazsa olmazı bu modelin mutlaka “sürdürülebilir” olmasıdır.

Bizim gibi yatırımcılar neticede bir şirketler grubu yönetir ve her yatırımın en yüksek değere ulaşması pratikte mümkün değildir. Bazı durumlarda beklentinin altında değer yaratımları veya beklentinin çok üzerinde değerlere ulaşmak da mümkün olabilir.

Neticede eğer çok daha fazla şirket veya yatırım beklenti üzerinde “gerçek kâr” yaratma performansı gösterirse başarı ortaya çıkar. Bunun olması için de ortaya konulan modelin şansa değil bilime, emeğe ve tecrübeye dayanması, yani tekrarlanabilir olması beklenir. Sürdürülebilir olmayan bir modelin “gerçek kâr” üretmesi mümkün değildir.

Sürdürülebilir ve tekrarlanabilir olmayan hiçbir şey de başarı değildir, sadece tesadüftür. “Gerçek kâr”da ise tesadüf yoktur.

Sorularınızı iletmek için: [email protected]

Fotoğraf: Pixabay

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dunya-hala-duz-mu-

Dünya hâlâ düz mü?

heyecan-ekonomisi

Heyecan ekonomisi