Koronavirüs, ilk vakanın Türkiye’de görülmesiyle birlikte iş dünyasını sarsmaya başladı. Bazı sektörler ilk günden, bazıları izleyen günlerde durma noktasına geldi, satışlar hızla geriledi, para girişi kesildi. şimdi soru şu: “Para girişi durunca şirketler ne kadar dayanabilir?”
Yazı: M. Rauf Ateş
Ünlü yönetim gurusu Ram Charan,
“Belirsizlik döneminde başarının yollarını” açıkladığı kitabında, en iyi liderlerin özelliklerini anlatırken, “Ciro, brüt kâr marjı ve nakit akışını iyi bilenler” tanımlamasını yapmıştı. Ona göre, nakit akışı kârdan daha önemliydi. Zora giren şirketlerin bir numaralı sorunu da kâr değil, nakit sıkıntısına girmeleriydi.
Gerçekten da Ram Charan’ın dediği gibi, şirketleri kârsızlık değil, “nakit akışındaki bozulma” sıkıntıya sokuyor. Ancak, Charan’ın dikkati çektiği “nakit sorunu”, şu anda Türkiye’de yaşanandan çok farklı… Çok sayıda ülkede olduğu gibi Türkiye’de de, bazı sektörlerde “nakit para” girişi durdu, bazılarında ise azaldı. Az sayıda sektörde ise aynı düzeyde ya da artış eğiliminde.
Bir sabah uyandıklarında nakit girişi “sıfır” düzeyine gerileyen işletmeler dahil çok sayıda şirket şu sorunun yanıtını merak ediyor: “Sıfır ya da sıfıra yakın para girişiyle ne kadar dayanabiliriz?”
İçinde bulunduğumuz durumu ortaya koyan bir araştırma olmamasına rağmen JP Morgan, 2015 yılında, 600 bin orta ve küçük ölçekli şirkete bu soruyu yöneltmiş. Sektörlerin “sıfır para” girişine dayanma tahammüllerini grafikte görüyorsunuz. Sektör ortalaması 27 gün olarak hesaplanmış. Tabii bunun orta ve küçük ölçeklileri kapsadığını hatırlatmakta yarar var. Büyüklerde ve çok büyüklerde tablo farklı izleyecektir.
Bir banka genel müdürü, sektör bağımsız bütün iş dünyası için şu değerlendirmeyi yapıyor: “Şirketlerin belli bir süre hiç geliri olmadan, ki bu süre 2 ayı bulursa, normal şartlar altında nakit akışı olarak birkaç ay dayanmaları mümkün olur. Maksimum süre 3 ila 6 ay arasındadır. Bu aşamada 3 önemli konu öne çıkar: Yeterli kredi limiti, yeterince sermaye birikimi ve alacakların/ödemelerin ötelenmesidir. Bunların en kritiği de ödemelerin ötelenmesi olacaktır.”
Bu banka genel müdürüne göre, ödemelerin ertelenmesi konusunda devlet, mal satanlar, çalışanlar dahil bütün paydaşların katkı yapması gerekiyor. Ödemeler, gelir döngüsü başlayana kadar ertelenirse, nakit döngüsü yönetilebilir hale gelir. Aksi halde kredi limiti ve sermaye bu sıkıntıyı aşmayı sağlayamaz.
Türkiye’de durum nasıl?
Sektörden sektöre değişmekle birlikte büyük holding ve şirketlerin tahammül düzeylerinin daha uzun olduğunu belirtmekte yarar var. şirket liderlerinden gelen görüşler de bunu destekliyor. Sun Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk, tam da böyle düşünüyor: “Nakit girişi olmadan küçük şirketlerin birkaç hafta, büyüklerin ise birkaç ay dayanabileceğini düşünüyorum.”
Saray Bisküvi Başkanı Sami Özdağ, “nakit girişi” sorununu açıklarken, şirketleri bir “araca” benzetiyor. Ona göre depo ne kadar büyük ve yakıtı ne kadar fazlaysa, o kadar menzile ulaşır. Özdağ, “Dayanma süreleri ise yedek akçeleri, itibarlarına bağlı olarak banka kredi limitleri ve geçici alabilecekleri desteklere göre değişir. Asıl olan ise üretim ekonomisinin devamıdır” diye konuşuyor. Ağırlıklı olarak otomotiv yan sanayine yönelik faaliyet gösteren Aktaş Holding’in CEO’u İskender Ulusoy, kendi işlerinden örnek veriyor: “Grup şirketlerine 3-4 hafta sonrası nakit girişi olmaması durumunda, başta üretim ve sevk olmak üzere faaliyetlerin devam etmesi mümkün olmayacak.”
Otomotiv sektörüne yedek parça tedarik hizmeti veren Martaş Yönetim Kurulu üyesi Ziya Özalp, birçok şirketin nakit akışını banka kredileriyle çözmeye çalıştığını söylüyor. Özalp, “Dayanma süresi, banka teminatları doluncaya kadardır” diye konuşuyor. Ona göre sektördeki küçük şirketler 1 ay, büyükler ise maksimum 3 ay dayanabilecek kapasiteye sahipler.
Franke’de EMEA Başkanı olan Özgen Özkan, konuya üretim ve satış kanalları açısından yaklaşıyor. Ona göre sektördeki ana üreticiler, pazardaki ortalama vade süresi olan “90 ila 120 gün” kadar dayanabilirler. Bunun üstündeki sürelerin ciddi sıkıntı yaşatacağını söylüyor ve kanala dikkat çekiyor:
“Esas sıkıntı kanalda, yani yetkili satıcılarda yaşanacak. Nakit güçleri çok zayıf. Bu nedenle 1 aydan fazla dayanma şansları yok. Sonrasında kanallardan ana üreticilere ödeme durma noktasına gelecektir. Benim tahminim, nisan ayında talep darlığı, mayısta nakit azlığı, haziranda ise temin/tedarik sorunu olacaktır.”
Sektörlerin sıkıntısı farklı
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, değişik sektörlerde yatırımı olan bir iş insanı olarak konuya farklı yaklaşıyor. “Her şey bankaların bizi fonlama gücüne bağlı” diyen Akın ekliyor: “şirketler satış yapamadığına göre bankalar maaşlarımızı dağıtmalı. Tabii ki fırsattan istifade güzel faiz ile çok para satıp iyi kârlar elde edecekler. Bu da şirketlerin borçluluğunu katlayacak.”
Hafele Türkiye CEO’su Hilmi Uytun, 3 sektörde yoğun olarak çalıştıklarına dikkat çekiyor. Konutta hazirana kadar sorun görmediğini, uzaması halinde sıkıntı yaşanacağını söylüyor. Hastane inşaatlarında ise hızlanma bekliyor. Uytun, “Otel projelerinde sona yaklaşanlar tamamlanacaktır. Virüs yenildiğinde sektör hızlı toparlanır” diyor ve ekliyor: “Mobilyada eldeki siparişler üretiliyor. Hazirana kadar sorun öngörmüyorum. Haziran sonrası siparişlerde erteleme sektörü sıkıntıya sokar. Aksesuar ve donanım toptancılarının dayanma süresi mayısa kadardır.”
SASU’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nil Ece Yamanyılmaz, kendi faaliyet alanları gıda için, nakit girişi olmadan küçüklerin yaşama süresini “maksimim 1 ay” diye özetliyor. “Ondan sonrası risk ve büyük zincirleme sıkıntıları getirecektir” diye ekliyor. Gıda sektöründeki büyüklerin 1-2 ay dayanma şanslarının olduğunu ekliyor.
Sanko Holding’in genç kuşak temsilcisi Elif Dila Konukoğlu, “Bu konuda geçmişten çıkardığımız dersler ve ona paralel aldığımız önlemler var” diyor. Konukoğlu, Grup olarak birkaç aydan fazla dayanabilecek önlemler aldıklarını, ancak daha fazlasına da dayanacak kapasiteleri olduğunun altını çiziyor.
Kruvaziyer ve yük limanları işleten Global Liman İşletmeleri’nin CEO’su Emre Sayın, etkilenme olsa bile yük limanlarında ticaretin devam ettiğini, kruvaziyer arafından ise bir süre tra k alamayacaklarını söylüyor. Sayın, “Hareketlilik, yazın ikinci yarısından itibaren başlayabilir. Bu senaryo olmasa bile gelecek sezona kadar nefesimizi tutabilecek durumumuz var. Bunu da değişken maliyet yapımıza ve gerektiğinde nakit giderleri azaltıp, bir nevi ‘kış uykusuna yatabilme’ özelliğine borçluyuz” diyor.
Enerji dağıtım ve gıda alanında şirketleri olan Eksim Holding Başkanı Ebubekir Tivnikli, şirketlerin büyük ölçüde banka kredileri ile faaliyetlerini sürdürdüklerini söylüyor ve ekliyor: “Fabrikalar 1-2 ay içinde durma noktasına gelebilir.”
Dicle Elektrik Dağıtım nedeniyle enerji alanında faaliyet gösterdiklerini belirten Tivnikli, “Bu alan devlet tarafından düzenleniyor ve kâr marjları çok düşük düzeyde” diye konuşuyor. Ona göre, nakit girişindeki duruşun, birkaç haftadan birkaç aya uzaması büyük sıkıntıya yol açabilir.
Perakendede sıkıntı büyük
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan öncel, perakende sektöründeki şirketlerin en fazla 2 ay dayanabileceğini söylüyor. “üyelerimiz arasında her profilden şirket var. Satışlar şu anda tamamen kesildi. Sadece e-ticaretten gelir var. O da maksimum yüzde 5-10 düzeyinde” diyor ve ekliyor:
“2 ay bunu sürdürmek zor. Güçlü nakit varlığı olan şirketler dışında herkes sorun yaşayacak. Devletin teşvikleri olacak ama tedarikçi ödemeleri yaklaşıyor. Belki de 1 ay sonra mücbir sebeple isteyen mağazalarını da kapatacak.”
Koronavirüs nedeniyle en büyük sıkıntıyı çekenlerin başında perakendeciler geliyor. Giyim başta olmak üzere çok sayıda kategoride mağazalar kapandı, açık olanlarda ise işler durma noktasında. Tansaş ve Carrefoursa’da CEO’luk yapan perakende danışmanı Servet Topaloğlu, bu dönemde gıda perakendecilerinde ciroların yüzde 50’ye varan oranlarda arttığını söylüyor. Ancak diğerlerinde sıkıntının büyük olduğuna dikkat çekiyor:
“Hazır giyim, katlı mağazalar ve elektronik marketlerde işler durdu. Hiçbir perakendeci bu likidite sıkıntısına dayanamaz. Muhtemelen çalışanları hariç bütün ödemelerini durduracaklar. internet üzerinden perakende ise artıyor. Bu kriz, yükselmekte olan online alana geçişi hızlandıracak.”
Küçükler ve startup cephesi
Startup’lar arasında en şanslı olan grubu e-ticaret yapanlar ile dijital hizmet verenler oluşturuyor. örneğin, Insider CEO’su Hande çilingir, “Dijital kanallarda hizmet verip satış yapanlar, dijital alan ayakta kalacağından yollarına devam edeceklerdir” diyor ve ekliyor: “Biz de bu dönemde ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu dönemde büyüme amaçlı yatırım yavaşlatılır, nakit rezerve edilir ve devlet desteği olursa, sorunu birlikte atlatabiliriz.” Startup’lara yatırım yapan Early Bird Kurucusu Cem Sertoğlu, kârlı ve büyük şirketlerde sorun beklemiyor. Ona göre startup’ların önemli bölümü sorun yaşayabilir. Bu nedenle de kendi yatırım yaptıkları şirketlere kritik önerilerde bulunmuşlar. Sertoğlu’nun önerileri şöyle:
“Kendi portföy şirketlerine nakit akışına odaklanmalarını ve her türlü harcamada kısıntı yapabilecekleri yerlere bakmalarını önerdik. Yeni finansman turu planlayan şirketlere de bu turları hızlıca kapatmalarını öneriyoruz.”
Vispera’nın kurucusu Aytül Erçil, startup’ların ortak sorununu, “Dar bütçeyle çalışmak ve nakit akışını dengelemekte zorlanmak” olarak ortaya koyuyor. Ona göre bu tip şirketlerin hayatlarına devam etmeleri çok zor. Erçil, “Biz yeni bir yatırım turunu henüz kapattık. O nedenle 1 yıl kadar dayanabiliriz. Ama birçok startup için bunu söylemek mümkün değil” diye konuşuyor.
STARTUP’LAR NE KADAR DAYANABiLiR?
→ Yemeksepeti, Banabi, isteGelsin, ve Getir gibi teslimat odaklı startup’lar en yoğun dönemlerini yaşıyor, ha a siparişlere yetişemiyorlar.
→ Turizm ve ulaşım odaklı girişimciler ise ciddi şekilde etkilenmeye başladılar. E-scooter, bilet, tur girişimleri bu grupta yer alıyor.
→ Genel olarak, satışlar online yapılabildiği için, e-ticaretin geleneksel ticarete göre çok daha az etkilendiğini görüyoruz.
→ Bir başka önemli konu ise son yatırım aldıkları tarih… Yatırımın miktarı, para yakışları ve para yakışlarını azaltma konusunda ne kadar agresif olacakları, startup’ların kaderini belirleyecek.
→ Startup’lar genelde 18-24 aylık sermaye ihtiyacını baz alarak yatırım yaparlar. Bu nedenle yeni yatırım almış olanların manevra kabiliyeti oldukça yüksektir.
→ Yeni yatırım almış olanlar, olumsuz etkilenseler bile, alacakları acil tedbirler ile (örneğin büyüme yerine, yaşamsal moda geçiş gibi) 2 seneye kadar dayanabilirler.
3 TİP ŞİRKET GRUBU VAR
1- PARAM KADAR İŞ YAPARIM DİYENLER
Kapasiteleri oranında gelişemeyen firmalar olduğunu görüyorum. Bu gibi şirketler nakit akışı problemi yaşamazlar.
2- RİSK ALMADAN YABANCI KAYNAK KULLANANLAR
Bu grupta, doğru yönetim tarzı uygulayan, kredibilitesi yüksek şirketler yer alıyor. Nakit akışlarında gecikme olması halinde, kredilerle açıklarını kapatabilir ve borç ödeme sıkıntısına düşmezler.
3- HESABA KİTABA BAKMAYANLAR
Bu şirketleri “maceraperest” olarak görüyorum. iyi kazançlar elde edebilecekleri gibi, altından kalkamayacak sıkıntılarla karşılaşabilirler. işin kötüsü, yaşadıkları sıkıntıları paydaşlarına aktarırlar. Maalesef bu durum domino etkisiyle büyük sorunlar yaratabilir.
2-3 AY
“Türkiye için kesin bir tahminde bulunmamız zor. Ancak, otomotiv sektöründeki bir şirketin 2–3 ay bandında nakit akışı olmadan faaliyetlerini sürdürebileceğini düşünüyorum.
6-8 HAFTA
Bizim gibi şirketlerde nakit girişi olmadan dayanma süresi 6-8 ha a düzeyindedir. Bunu söylerken, bizim de ödemeleri geciktirme olanaklarımızı dikkate aldım. Küçük şirketlerde ise 3-4 ha ayı geçmez diye düşünüyorum.
KRİZLER OLACAK, İYİ YÖNETİN
Her zaman krizler olacaktır. Tırmanışa geçtiklerinde, gerçekten de korkunçtur! Sanki eviniz yanıyormuş da kendinizi dışarı atamıyormuşsunuz gibi hissedersiniz.
O yakıcı sıcağın ortasında kaldığınızda bile, alevlerin sonunda sönüp gideceklerini düşünmeye çalışın. Sönüp gidecek çünkü siz bunun için bir şeyler yapacaksınız. Sorunun büyüklüğünü göğüsleyecek ve çözümü geliştireceksiniz, aynı zamanda yarınınızı düşünüp işinizi devam ettireceksiniz.
Sonunda gün gelecek, o yarına ulaştığınızı anlayacaksınız. Dumanlar dağılacak ve yapının hasar gören bölümleri ya onarılacak ya da yeni parçalarla değiştirilecek. Geriye dönüp baktığınızda sizi şaşırtan bir görüntüyle karşılaşacaksınız.
Bir Yorum
Cevap yazın