YAZI: GÜLDENİZ AYRAL
Kimilerine göre “yeni petrol”, kimilerine göre de dünyanın süper gücünü belirleyecek teknoloji. Geçtiğimiz yüzyılda savaşları, krizleri, jeopolitik dengeleri nasıl petrol belirlediyse onun yerini artık mikroçiplerin aldığı söyleniyor.
Günlük hayatta kullandığımız ve açma-kapama düğmesi olan her cihazın çalışmasını sağlayan mikroçipler, özellikle ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında; yapay zekayla güçlendirilmiş askeri sistemlerin içinde olduğu için de örneğin Ukrayna-Rusya Savaşı’nda epey bir stratejik öneme sahipler.
Yarı iletken, yonga ya da kısaca çip dediğimiz mikroçipler o kadar minyatürize oldular ki içlerinde elektron akımını kontrol eden transistörler artık nano boyutlarda ifade ediliyor. Ticari amaçla kullanılan ilk mikroçip 1964 yılında Texas Instruments’ın ürettiği TI Type 101’ın içinde sadece dört transistör bulunuyordu. Bugünkü rekor ise 15 milyar. Gerçi, Intel’e göre 2030 yılında mikroçiplerin içindeki transistör sayısı trilyonlarla ifade edilebilecek.
Bugün akıllı telefondan bilgisayara, otomobilden buzdolabına ve kahve makinesine kadar kullandığımız birçok cihazın içinde mikroçipler var. Ama mikroçip üretimi uzmanlık, ince işçilik ve tabii üniversitelerin üreticilerle etkileşime girebileceği Silikon Vadisi, Tayvan, Japonya ve Güney Kore’deki gibi ekosistemler de gerektiriyor. Hatta tasarımı ayrı, üretimi ayrı bir uzmanlık istiyor.
Bugün dünyada kullanılan çiplerin büyük bölümü Amerika’da tasarlanırken, üretimi başta Tayvan olmak üzere Güney Kore ve Japonya gibi ülkelerde yapılıyor.
Geçtiğimiz yıl Chip Wars adlı bir kitap yazan Chris Miller ile dünyadaki mikroçip üretimindeki dengeleri, neden bir çip savaşı yaşandığını, bu savaşın kazananının kim olacağını ve Çin Tayvan’ı ilhak ederse neler olabileceğini konuştuk.
ASKERİ TALEPLE BAŞLADI
Satın aldığınız bir akıllı telefonun birincil işlemcisinde düzinelerce çip olduğunu biliyoruz. Bugün bir çipin içindeki transistör sayısı ise 15 milyara ulaştı. Bu, insanoğlunun bugüne kadar üstlendiği en karmaşık üretim. Bence çoğu kişi, kullandığı elektronik cihazların, insanoğlunun ultra gelişmiş çipler üretme yeteneğine ne ölçüde bağlı olduğunun farkında değil.
Mikroçip endüstrisi 1950’lerin sonları ve 1960’ların başlarında ilerleme kaydetme sürecine girdi. Sektörün ilk yıllarda 1 numaralı müşterisi ise silahlı kuvvetlerdi. O dönemde bilgisayar gücünü, güdümlü füzelerde kullanarak militarize etmeye yönelik muazzam bir talep vardı.
Bugüne geldiğimizde ise durum son derece farklı. Günümüzde çiplerin çoğu günlük yaşamdaki cihazların kullanımına yönelik olarak üretiliyor. Ancak, tabii ki bu durum çiplerin savunma ve istihbarat kullanımının azaldığını göstermiyor. Gerçi geçen yüzyılın son dörtte üçünde askeri dengeyi bilgi işlem teknolojisi belirlese de elektronik minyatürleşmenin dönüştürdüğü şey sadece ordular değil, tüm hayatlarımız oldu.
NEDEN ÇİP SAVAŞI?
Dünyada her yıl yaklaşık 500 milyar dolarlık çip satılıyor. Ancak, bu üretim çok az sayıda şirket tarafından gerçekleştiriliyor. Çünkü, mikroçip yapma süreci oldukça karmaşık. Üretici şirketler ile çip tasarlayan şirketlerin farklı olması oldukça sık karşılaşılan bir durum.
Örneğin, en gelişmiş çip tasarımcılarının tümü ABD’de. Ancak, çip üretimi söz konusu olduğunda, büyük bir oyuncu olan ABD’ye ek olarak, Tayvan ve Güney Kore ülkeleri de çok önem kazanıyor. Güney Kore bellek çiplerinde, Tayvan ise gelişmiş işlemci çiplerinin üretiminde uzmanlaştı.
Kitabımın adına “Çip Savaşları” dedim, çünkü bu söz konusu şirketler arasında pazar payı konusunda çok büyük bir rekabet ve mücadele var. Ayrıca son yıllarda çip üretiminin jeopolitik askeri yönleri de giderek ön plana çıkıyor.
TAYVAN NEDEN ÖNEMLİ?
Çin, Tayvan’ı ilhak etmeye kalkışacak olursa, bu ülkedeki çip üretimini kesintiye uğratırdı ve dünya ekonomisini derin bir depresyona sürüklerdi. Çünkü, Tayvan, tüm dünyanın bilgi işlem gücünün 3’te 1’inden fazlasını üretiyor. Hemen hemen tüm akıllı telefonlara bu ülkeden çip geliyor.
Bilgisayarların 3’te 1’inden fazlasına, hemen hemen her veri merkezine onların çipleri tedarik ediliyor. Sadece bu kadar da değil. Cep telefonu kulelerinden günümüzde yarı iletkenlere bağlı olan arabalara, bulaşık makinelerinden kahve makinelerine kadar çok sayıda cihazda Tayvan kökenli çipler kullanılıyor.
Bu ülkenin önemini anlamak için bir örnek vereyim: Tipik bir yeni otomobilin içinde yaklaşık 1000 adet çip bulunuyor ve bunların bir kısmı Tayvan’da üretiliyor. Ve eğer Tayvan’da üretilen çiplere erişimi kaybedersek, bunun dünya üretimi üzerindeki etkisi yıkıcı olur.
TAYVANLI TSMC’NİN BAŞARISI
Çip üretiminde adını en çok duyduğumuz şirketlerden biri TSMC (Taiwan Semiconductor Manufacturing Company). TSMC’nin başarısının arkasında iki faktör var. Birincisi, TSMC, 1987’de o güne kadar denenmemiş bir iş modeliyle kuruldu. Öncesinde hemen hemen tüm şirketler çipleri hem tasarlıyor hem de üretiyordu. Ama TSMC sadece çip üretme fikri üzerine kuruldu. Yani başka şirketlerin tasarladığı çipleri üretiyor. Bu da birçok farklı müşteriye hizmet vererek daha fazla çip üretme ve ölçek gücü sağladı.
İkinci faktör, ne kadar çok çip üretirseniz, üretim süreçlerinizi o kadar keskinleştirebiliyor ve teknolojik olarak ilerleyebiliyorsunuz. Bu da TSMC’yi yalnızca dünyanın en büyük üreticisi değil, aynı zamanda dünyanın en gelişmiş çip üreticisi olmaya itti.
Şu anda TSMC, Apple’ın yanı sıra dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinin çoğu için birincil çip üreticisi haline geldi.
TÜRKİYE GİRMELİ Mİ?
Türkiye gibi çip sektöründe halihazırda önemli bir rol oynamayan ülkelerin ticari olarak başarılı atılımlar yapmaları zor. O yüzden bence sektöre girmemeliler. Çip üretimi çok ama çok yüksek maliyetli. Sektöre girmek milyarlarca dolar harcamayı gerektiriyor.
Tayvan ve Güney Kore’nin halihazırda göstermiş olduğu olağanüstü benzersiz yetenekleri ve gerçekten etkileyici verimlilikleri göz önüne alındığında, Türkiye’deki veya başka bir yerdeki bir şirket, bunu neden ve nasıl daha iyi yapabileceği sorusunu sorarak başlayabilir.
Evet, bence bugün birçok ülke çiplerin öneminden bahsediyor olsa da gerçek şu ki çiplerin üretimi çok zor ve ticari olarak kârlılıkla üretilmeleri daha da zor. Hâlihazırda önemli bir rolü olmayan ülkelerin, pazar payını kazanmak için olağanüstü harcama yaparak ticari olarak başarılı olması pek olası değil.
SIKINTININ ANA NEDENİ
Çip sıkıntısının ana nedeni, pandemi sırasında içinde çok sayıda çip bulunan PC’ler ve veri merkezi altyapıları gibi belirli mal türlerine olan talebin artması ve çip şirketlerinin de artan talebe ayak uyduramamasıydı.
Üretme yeteneğine sahip az sayıda şirket var. Buna karşılık tedarik zinciri istenildiği gibi esnek değildi. Bunun sonucu olarak da sektör talebi karşılama konusunda eksikliklerle karşı karşıya kaldı. Özellikle otomotiv şirketleri, yüksek talep durumuyla başa çıkma konusunda en az yetenekli olanlardı.
O nedenle dramatik gecikmelerle karşı karşıya kaldılar. Çip tedarik edememe nedeniyle otomobil endüstrisinde toplamda 200 milyar doların üzerinde kayıp oluştu.
ÇİN GERİDE KALDI
Daha fazla bilgi işlem gücü ve ağlara bağlı cihazlara talep arttıkça dünyada çip talebi daha da artacak. Bence en gelişmiş çipler bugün olduğu gibi gelecekte de Tayvan, Güney Kore ve ABD tarafından üretilecek. Çin’in yakın zamanda gelişmiş çip yapma teknolojilerini yakalamasının pek olası olmadığını düşünüyorum. Ancak üretici şirketlerin pazar payları arasındaki dağılımın değişebileceğini ve en ileri teknolojiye hangi şirketin sahip olduğunun değişebileceğini düşünüyorum.
ÇİPLERE EN ÇOK HANGİ SEKTÖR BAĞIMLI?
- TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ Çiplerin sektörel olarak dağılımına bakarsak yaklaşık yüzde 25’i akıllı telefonlara, yüzde 20’si PC’lere, yüzde 15-20’si de diğer tüketici cihazlarına gidiyor.
- CİHAZLAR Ancak, çipler teknoloji sektörünün ötesinde daha kritik bir öneme sahip. Çünkü, bugün her türden ürün, açma-kapama düğmesi olan her türden cihazın içinde çipler var. Bu nedenle, buzdolabı, kahve makinesi gibi evinizde kullandığınız cihazlar da otomobiller kadar çiplere kritik derecede bağımlılar. Yani çipleri sadece teknolojik ürünlerin içinde olacak diye düşünmek doğru değil.
“YENİ YATIRIM İÇİN 25 MİLYAR DOLAR GEREKİR”
“Mikroçip alanında birçok girişim var. Ancak, teknoloji sektörünün, mesela yazılım tarafı çok fazla sermaye gerektirmiyor. Bu, mikroçip tarafı için geçerli değil. Çünkü, son derece sermaye yoğun. Son teknolojide yeni bir çip üretim tesisi 25 milyar dolara mal olabilir. İhtiyaç duyduğu muazzam miktarda sermaye göz önüne alındığında, yeni başlayanlar için pek de misafirperver bir sektör olduğunu söyleyemeyiz.”
“En gelişmiş çipler bugün olduğu gibi gelecekte de Tayvan, Güney Kore ve ABD tarafından üretilecek. Çin’in yakın zamanda gelişmiş çip yapma teknolojilerini yakalamasının pek olası olmadığını düşünüyorum.”
EN SON YENİLİKLER
Sektörde ilk sırada TSMC 71.6 milyar dolarla yer alıyor. Ardından Intel ve Qualcom geliyor. Ardından gelenlerin ciroları 20 milyar dolar ve üstü. Hepsi de liderlik için yenilikler peşinde…
- 573.5 MİLYAR DOLAR
Yarı iletken sektörünün global cirosu, 2022’de yüzde 3.7 büyüyerek 573.5 milyar dolara ulaştı. McKinsey, 2030 yılı için 1 trilyon dolar tahmini yapıyor. - 3 NANOMETRE
Samsung, 2022’de 3 nanometrelik çiplerin üretimine başladı. Onu, TSMC izledi. Bir insan saç telinin 50-100.000 nanometre arasında olduğunu düşünecek olursak çiplerin ne kadar küçüldüğünü anlayabiliriz. - 50 MİLYAR
IBM geçen yıl 2 nanometrelik teknoloji geliştirdiğini açıkladı. Bir silikon atomunun 0.2 nanometre olduğu düşünülürse, sadece 10 katına eşdeğer büyüklükte. Bu, 50 milyar transistörün, bir tırnak büyüklüğünde çipe konulmasını da sağlayacak. - 280 MİLYAR DOLAR
2022’de çıkarılan ve 280 milyar dolarlık fonlamayı kapsayan CHIPS ve Bilim Yasası’na göre, ABD’de mikroçip yapan şirketlere 53 milyar dolarlık hibe ve sübvansiyon sağlanacak.