YAZI: RAUF ATEŞ
ENKA’nın kurucularından merhum Şarık Tara, yıllar önce ABD’de katıldığı bir konferansta herkesi şaşırtan bir konuşma yapmıştı. Konuşma öncesinde, değineceği konuyu eşine açtığında, eşi onu şu sözlerle uyarmıştı: “Bu konuya girme, rezil olacaksın”. Bu nedenle eşi o toplantıya katılmamıştı. Tara, bu uyarıya rağmen yaptığı konuşmada, kendi hikayesini anlatırken, “Ben tecrübeye inanmam” demiş ve bu konudaki görüşlerini şöyle aktarmıştı:
“Ben iş hayatında tecrübeye hiç inanmam. Neden mi? Çünkü, son 10 senede yaşanan değişim, son 2 bin senede olanlardan çok daha fazla. Bir mühendis şayet ‘benim 30 senelik tecrübem var’ diyorsa ve eski bilgilerle yetiniyorsa, bu tecrübe bir işe yaramaz.”
Yıllar önce bu anekdotu dinlediğim Şarık Tara, “tecrübeye inanmadığını”, oğlu ve torununu iş hayatına adapte ederken de ortaya koydu. Şirketin tüm operasyonlarını 26 yaşındaki Sinan Tara’ya ve ardından 29 yaşındaki torunu Mehmet Tara’ya devretmişti. Bunun nedenini ise şöyle aktarmıştı:
“Çünkü, o da aynı yaştaki genç adamlarla çalışacak. Onları daha iyi anlayacak, arkadaşlıkları olacak. Tecrübeye inanmadığımı söyledim. Yenilik getirecek.”
3 SENEDE BÜYÜK DEĞİŞİM
Boyner Grup Başkanı Cem Boyner, Şarık Tara’dan 40 yıl sonra, değişimin son sürat olduğu dönemde benzer bir değerlendirme yapıyor:
“Yıllar önce bir önemli iş insanı bana, ‘Bilenler değil, yapabilenler bulun’ demişti. O zaman anlamamıştım, şimdi bu sözün önemini çok daha iyi anlıyorum. Bana ‘ne öğrenmek istiyorsun’ diye soranlara, önce bildiklerinizi unutun diyorum. Ne hayat, ne de 3-5 senelik üniversite eğitimi bundan sonra yaşayacaklarınızın yanında hiçbir anlam ifade etmeyecek.”
Tıpkı Şara’nın söylediği gibi, ‘üniversiteyi bitirmek, master yapmak ve 10 yıl bir şirkette çalışmış olmak’ yeni dönemde başarı için tek başına yeterli olmuyor. Boyner, bu durumu şöyle özetliyor:
“Gerçekten hiçbir şey ifade etmeyebilir. Bugün konuştuğumuz konuların yüzde 70’i, 3 sene önce gündemde bile değildi.”
Bu değişim hızının bir başka yansımasını, Boston Consulting Group’un CEO araştırması ortaya koyuyor. Araştırmada, 2024 yıl sonu itibarıyla yapay zeka ajanlarının şirket borsa açıklamalarında konuşulma oranının yüzde 331 düzeyinde arttığı saptandı. Önceki yıllarda bu konu “konuşulanlar” arasında bile değildi.

OYUN DIŞINDA KALMAK!
HIREVUE adlı insan kaynakları şirketinin araştırmasına göre, işe alım yöneticilerinin yüzde 34’ü, bir adayı değerlendirirken, mevcut durumunu değil, gelecekteki potansiyelini dikkate alıyor. Bu nedenle, geçmişteki deneyime dayalı başarının değerlendirmelerdeki payı giderek azalıyor.
‘Bir CEO’nun Günlüğü’ kitabının yazarı Steven Bartlett, geçmiş deneyimlere ve eski kabullere göre şirket yönetmeye devam edenler için “Oyun dışında kalanlar” tanımını yapıyor. Bu görüşünü, yıllar önce tanık olduğu bir CEO’nun başına gelenlerle şöyle anlatıyor:
“Dünyanın en büyük müzik mağazalarından birinin CEO’su, yıllar önce çalışanlarına şöyle seslenmişti: ‘İnsanlar müziğe bayılıyorlar; bu yüzden her zaman iş yapacağız.’ Ancak, yıllar sonra bu küresel müzik mağaza zinciri iflas etti. CEO haklıydı, insanlar müziği seviyorlardı. Ancak, plastik bir disk almak için kalabalık bir mağazada boğuşmayı ve ardından ödeme yapmak için sırayı girmeyi sevmiyorlardı. CEO, müşterilerinin ne istediğini yanlış değerlendirmişti; onlar müzik dinlemek istiyorlardı, CD değil. Apple, 2003 yılının baharında iTunes’u piyasaya sürdüğünde, müşteriler istedikleri müziğe, CD alma zahmetine katlanmadan erişebilmişlerdi. Bu mağaza zincirinin CEO’su ise dijital müziği o kadar küçümsüyormuş ki, ekibiyle bu konuyu konuşmaya bile tahammül edemiyordu. İş arkadaşlarından biri, CEO’nun bu değişimi anlamadığı için ‘oyunun dışında kaldığını’ anlatmıştı.”

HER ŞEYİN ACEMİSİYİZ
İnsan kaynakları şirketi Indeed’in araştırmasına göre, çalışanların yüzde 54’ü, “en az 5 yıl” boyunca aynı şirkette çalışmaya devam ediyorlar. Geri kalanların aynı şirkette çalışma süreleri ise en fazla 5 yıl olarak kaydediliyor. İnsan kaynakları uzmanı Hanna Keilling’e göre, “Kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun?” şeklindeki klasik mülakat sorusu, çalışanın şirkette kalma düşüncesini anlamayı amaçlıyor.
TAV İnşaat CEO’su Sani Şener ise “Eskiden insan kaynakları yöneticileri işe alırken, ‘5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun’ sorusunu sıklıkla sorarlardı. Artık bundan vazgeçtiklerini düşünüyorum. Bana göre her şeyin acemisiyiz, sürekli yeni şeyler öğrenmemiz gerekiyor. Bugün burada anlatılanlar, yarın geçerli olmayabilir” diyor ve devam ediyor:
“IBM zamanında Deepblue’yu çıkarmıştı. Satranç oynayan yapay zeka/robotik. Kasparov bunu yendi, fakat robot kendini geliştirdi, saniyede 200 milyon hamle yapmaya başladı ve Kasparov’u yendi. Sonra Kasparov yanına bir robot aldı, onunla birlikte, DeepBlue Junior’ı çıkardı ve yeniden onu yendi.”
BİLGİ YAĞMURU ETKİSİ
Bilginin ve deneyimin ne kadar hızlı eskidiğini ortaya koyan verilerden birini Statista yayınladı. Araştırmaya göre 2010’da, yıl boyunca üretilen veri sadece 2 milyon terabyte düzeyindeydi. 2024 yılında ise 402.7 milyon terabyte rakamını yakaladı.
Yönetim uzmanı ve ‘Think Again’ (Tekrar Düşün) kitabının yazarı Adam Grant, böyle bir değişim ortamında, eski deneyimlerine göre çalışan ve liderleri değerlendirmenin yetersiz olabileceğine dikkat çekiyor. Grant, “Birçok yönetici, adayların nitelikleri hakkında ilk izlenimi edinmek için önceki deneyimlere yönelir” diyor ve ekliyor:
“Ancak, deneyimin etkisinin de neredeyse alakasız olduğu ortaya çıktı. Farklı sektörlerde çalışan 11 bin kişiyle yapılan 44 çalışmanın meta analizinde, önceki iş deneyiminin, performans üzerinde etkisinin neredeyse hiç olmadığı saptandı. Çünkü, 20 yıllık deneyime sahip kişi, aynı deneyim yılını 20 kez tekrarlamış olabilir. Bana göre deneyim, potansiyeliniz hakkında çok az şey ortaya koyuyor. Temel soru, insanların bir işi ne kadar süredir yaptıkları değil, onu yapmayı ne kadar iyi öğrenebildikleridir.”
Bu saptamayı doğrulayan bir araştırmayı da McKinsey gerçekleştirdi. Uzmanlar, araştırmada şu bulguların altını çizdiler:
- Geçmiş performans, yalnızca, yeni iş eskisine benzer beceriler gerektiriyorsa faydalıdır.
- 38 binden fazla satış elemanı üzerinde yapılan araştırmada, “en başarılı satış elemanlarının” yöneticiliğe terfi etme olasılıklarının daha yüksek olduğu saptandı.
- Ancak satış becerileri, yönetim becerileriyle aynı önemde değil. Çünkü, satış anlaşmalarını kapatmada daha iyi olan adaylar, insanları yönetmede daha kötüydü.

DENEYİM HÂLÂ DEĞERLİ
Pegasus CEO’su Güliz Öztürk, “Teknoloji şu anda bize destek aracı konumunda, ancak işi tarif edecek, veriyi doğru ve sağlıklı olarak tasarlayacak ve besleyecek olan yine insan” diyor. Bu nedenle de deneyiminin rolünün hâlâ çok düşük olmadığını belirtiyor ve şu konulara dikkat çekiyor:
“Yapay zeka belki daha az ama daha yetkin, daha donanımlı insanlarla çalışacak. Dolayısıyla, deneyim eskisi kadar baskın olmasa da önemli olmaya devam edecek.
Yöneticilerde de “teknik deneyim” tarafına yönelik aynı şekilde düşünüyorum. Ancak, yönetim yetkinliklerinden bahsediyorsak, özellikle daha üst basamaklara tırmandıkça deneyim önem kazanıyor. Dijital dönüşüme ve değişime, yönetim takımı öncülük ediyor.”
Güliz Öztürk, “Yakın ve orta vadede deneyimin tamamen önemsiz hale gelebileceğini düşünmüyorum, ancak uzun vadede bu tablo değişebilir” diyor: “Bilgi hızla eskiyor ama her alan için genelleme yapmak da zor. Örneğin tasarımı yapay zeka yapıyor ama bazı teknik işlerde, örneğin teknik ve uçuş işletme gibi alanlarda deneyim hâlâ geçerli.”
VERİLERDEN ÇIKAN MESAJLAR
- 73 GÜN
YENİLENME HIZI
Tıp bilgisi her 73 günde bir 2’ye katlanıyor. Teknoloji alanında bilginin yüzde 50’si, 2-3 yılda bir anlamını yitiriyor. - %50
MÜHENDİSLİK VE YÖNETİM
Mühendislikteki uygulama ve teknikler sürekli dönüşüyor. Bu kapsamda bilginin %50’si 10-15 yılda uygulama dışı kalıyor. Profesyoneller için ise bilginin %50’si, 5-10 yıl arasında güncelliğini yitiriyor. - 18 AY
22 YIL ÖNCESİ
Yazılımcı Eric Raymond, 2003 yılında, bir kişinin bilgisinin %50’sinin 18 ayda güncelliğini yitirdiği tahminini yapmıştı. - %49
YETKİNLİKLERİ KORUMA
Online eğitim platformu edX tarafından 800 üst düzey yönetici ve 800 çalışanın katılımıyla yapılan araştırmada, 2025 yılına kadar yetkinliklerin yüzde 49’unun güncelliğini koruyacağı vurgulanmıştı. Yüzde 47’si ise çalışanlarının geleceğe hazır olmadığının altını çizmişti. - %40
İŞ İLANLARI
ABD’deki iş ilanlarında ‘deneyim’ gereksinimini azaldı. 2022 yılının Nisan ayında %40 olan ‘deneyim’ vurgusu, 2024’ün Mayıs ayında yüzde 30’a geriledi. Bu azalma özellikle yüksek öğrenim ve ücret gerektiren işlerde öne çıkıyor. - %61
YETKİNLİK FARKI
ABD’de insan kaynakları derneği SHRM’nin araştırmasına göre, İK liderlerinin %61’i, işe almada önceliği “deneyime” değil, “yetkinliklere” veriyor.

“DENEYİMİN REHBERLİĞİ KIYMETLİ”
AHMET AKYOL
Aselsan Genel Müdürü
- MÜHENDİSLİKTE ÖNEMLİ Deneyimin; mühendislikte, yönetimde ve liderlikte büyük bir değer taşımaya devam ettiğini düşünüyorum. Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar hızlı, yapay zeka karar destek sistemlerinde önemli kolaylıklar sağlıyor. Ancak kritik karar anlarında, riskleri doğru değerlendirmek, belirsizlikleri yönetmek ve insan faktörünü anlamak hâlâ deneyim gerektiriyor.
- GENÇ ÇALIŞANLAR Aselsan, ileri teknoloji üreten bir şirket. Yaş ortalamamız sadece 33 düzeyinde. Bu bize, özellikle Avrupa’daki rakiplerimize karşı ciddi bir dinamizm kazandırıyor. Biz bu genç ve yenilikçi kadroyu deneyimle harmanlamayı en büyük gücümüz olarak görüyoruz.
- KATILIK OLMAMALI Bilgi ne kadar hızlanırsa hızlansın, onu doğru yorumlayıp stratejiye dönüştürmek için deneyimin rehberliği her zaman kıymetli olacaktır. Yeter ki deneyim; katılıkla, yeniliklere kapalılıkla veya ‘biz büyüklerimizden böyle gördük’ anlayışıyla karıştırılmasın.

“TECRÜBENİN ÖNEMİ AZALIYOR”
CEM BOYNER
Boyner Group CEO
- Bugün gündemimizde olan konuların yüzde 70’i 3 yıl önce yoktu. 5 yıl sonra olacakların ise önemli bölümü şu an belirsiz, nelerin gündeme geleceğini tahmin etmek güç.
- Tecrübenin önemi her geçen gün azalıyor. Eskiden belki yüzde 80 oranında belirleyici bir faktördü, şimdi ise bu oran yüzde 5’e gerilemiş olabilir. Artık bilenler değil, yapabilenler öne çıkıyor.
%40-60
McKinsey’nin araştırmasına göre, iş deneyimi, çalışanların ‘insan sermayesi’ kapasitesine yüzde 40-60 arasında katkı sağlıyor. Bir bireyin ömür boyu yarattığı servetinin 2/3’ünün insan sermayesine/deneyime dayalı olduğu tahmin ediliyor.