Mobilite sektörü elektrikli araçların artması, sürdürülebilirlik konularının öne çıkması ve teknolojinin de etkisiyle son yıllarda en hızlı dönüşüm geçiren sektörlerden biri oldu. Gelişmiş ülkelerde araç sahipliğinin azalması, süreçlerin otomasyonu sayesinde farklı farklı kiralama çözümleri sektörü dönüştürüyor. Dünyanın en büyük mobilite çözümü şirketlerinden Enterprise, Türkiye’de bu alanın önde gelen oyuncularından… 2.3 milyon aracı ve 35 milyar dolar cirosu ile açık ara dünyanın en büyük mobilite çözümü şirketi olan Enterprise, 2014 yılında, Yes Oto ile anlaşarak Türkiye’ye girdi. Yes Oto, aynı zamanda Türki cumhuriyetler ile Irak’ın da ana bayii durumunda.
Türkiye’de 10 bin 500 araç ve 104 ofis ile ağırlıklı olarak günlük kiralama hizmetleri ve mobilite çözümleri sunuyor. Türkiye’de ortalama kısa dönem kiralama süresi 4-5 gün düzeyinde. Kiralamada cironun yüzde 95’i günlük, haftalık, aylık kiralamalardan oluşuyor. Yüzde 5’i ise ‘filo kiralama’ olarak bilinen uzun dönem kiralamalardan geliyor.
Türkiye’de kısa dönem araç kiralama sektöründe, resmi bir rakam olmamakla birlikte, ortalama 70 bin araç bulunuyor. Yazın ise bu rakam 100 binlere çıkıyor. Bunun yanı sıra ‘merdiven altı’ diye nitelendirilen, 20-50 arası aracı bulunan çok sayıda şirket de faaliyet gösteriyor. Özellikle son 3 yılda bu tip şirketlerin sayısının arttığına dikkat çeken Enterprise Türkiye CEO’su Özarslan Tangün, sektörde öne çıkan trendleri, sektörün potansiyelini ve mobilitenin yarınını paylaştı:
ÜÇ YILDIR ARTIŞ VAR
Uzun dönem operasyonel kiralamada araç sayısı 2017 yılında 370 binlere gelmişti. Bu tarihten sonra aşağı yönlü bir trend var. 2018 krizinden sonra sektörde küçülme oldu ve bir daha bu rakamlara çıkılamadı.
Türkiye’de uzun dönem operasyonel kiralamadaki araç sayısı ortalama 250 bin civarında. Kısa dönem kiralamada ise son 3 yılda önemli bir artış oldu ve büyüme yüzde 60-70’i buldu.
Bunun birkaç önemli nedeni var. İlk sırada araçların ikinci el piyasasında değer kazanması ve kâr ettirmesi geliyor. Ama şimdi bunun normale döndüğünü görüyoruz.
Kısa dönem kiralama sofistike bir iş. Çünkü, günün sonunda bir hizmet veriyorsunuz. Arkada ise bir varlık yönetimi yapmak gerekiyor. Arabayı doğru zamanda, doğru maliyetle almalısınız. Bu araçları belirli bir kullanım frekansında doğru lokasyonlarda değerlendirmek gerekiyor.
Biz bu süreci en optimum şekilde yönetmek için lokasyon ve tarih bazında talep tahminleme yapıyoruz. Bu sonuçlara göre araçlarımızı, talebin yoğun olduğu yerlere yönlendiriyoruz.
Bu işi doğru, ölçekli yapan hem global hem ulusal markalar var. İşini doğru yapanlar daha sağlıklı şekilde büyüyecek. Bunun için hem havaalanlarında hem de şehrin merkezi noktalarında olmak gerekiyor ki doğru ve verimli şekilde bu işi yapabilesiniz.
DEĞER KAYBEDEN VARLIK
Kiralamada farklı çözümler üretilmeye başlandı. Var olan firmalar ise çözümlerini iyileştiriyor. Örneğin, Enterprise, globalde farklı çözümler sunmaya başladı. Markasını Enterprise Mobility’ye çevirdi. Çünkü, sadece günlük, aylık kiralama yapmıyor, farklı ürünler de sunuyor. Paylaşımlı saatlik ticari araçlar, kurumsal filoların araç filolarının yönetimi gibi hizmetler geliştirildi. Genel olarak kiralama büyümeye devam ediyor.
Araç sahipliğine baktığımızda ise farklı bir tablo var.Özellikle gelişmiş ülkelerde, kişi başı araç sahipliğinin durağanlaştığını, hatta bazı ülkelerde gerilemeye başladığını görüyoruz. Z kuşağı sahiplik istemiyor. İhtiyaç duyduğunda, uygun bir maliyete kiralamak istiyor.
Türkiye gibi ülkelerde araç yatırım olarak da görülüyor ama globalde araç değer kaybeden bir varlık. Onu elde tutmanın bir maliyeti var. Özellikle şehir merkezlerinde kiralamak çok daha mantıklı. Bu trendler hızlı bir şekilde gelişiyor ve özellikle kısıtlar da ortaya çıkıyor. Bugün birçok yeni şehirde yeni yol, yeni otopark yapamıyorsunuz. Bu durum var olan nüfusla bile insanların araç sahiplenmek yerine kiralamaya yönelmesine neden oluyor.
TEKNOLOJİNİN ETKİSİ BÜYÜK
Teknoloji, yaptığımız işin kalbinde. Bizde verimliliğin artırılması, müşterinin değişen ihtiyaçlarını, değişen taleplerini doğru zamanda verimli bir şekilde karşılamak için teknolojiyi kullanmak gerekiyor.
Bir de işin dijitalleşme tarafı var. Biz bütün süreçlerimizi dijitalleştirdik. Artık kağıt kullanmıyoruz. Bütün kontratlarımız, teslim ve iade formlarımızın imzaları dijital. Robotik süreç otomasyonu çözümlerini kullanıyoruz. Onlarla hem süreçleri iyileştiriyoruz hem de birçok raporlamayı yapıyoruz. Yapay zeka destekli çözümler kullanıyoruz. Rezervasyonlar, mobil aplikasyonlar üzerinden daha fazla geliyor. Araçları doğru yere koymak, optimizasyon yapmak lazım. Bunun için de teknolojiyi kullanmamız gerekiyor.
Otomotivin kendisinde de büyük ve önemli değişimler var. Eskiden şanzıman, motor arabanın çok büyük bir maliyetiyken, bugün batarya ve yazılım en önemli maliyetler haline geldi.
YAPAY ZEKA DEVREDE
Otomobil ürün odaklı olmaktan çıktı, teknoloji ve platform odaklı olmaya döndü. Elektrikli otomobillerde değişimler var. İçten yanmalı motor bir süre sonra kullanılmayacak. Araçlar, teknoloji odaklı akıllı cihazlara dönüşüyor. Otomotivin ileride ne yöne gideceğini etkiliyor.
Biz de bunları yakından takip ediyoruz. Bütün bunlar aracın daha teknolojik olmasını ve verimli kullanılmasını sağlıyor. Bu da sahiplik ihtiyacını azaltıp verimli çözümler üretmeye olanak tanıyor. Tabii tüm bunlar bizim sektörü kalbinden etkiliyor.
Robotik süreç otomasyonunu şirketin birçok yerinde kullanıyoruz. Daha önce manuel ya da belirli kişilerin yaptığı işleri algoritmalarla çok daha hızlı, verimli ve hatasız yapabiliyoruz.
Bu gelişmeler, süreçlerimizi iyileştirdi. Yapay zekayla, örneğin talep tahminlerini yapıyoruz. Veri analizleri zaten çok önemli. 2025 yılında tanıtacağımız yeni mobilite çözümlerimiz var. Kurumsal müşterilerimizin araç paylaşımını sağlamak ve tüm filolarını daha verimli yönetmelerine imkan vermek önemli. Mobil aplikasyondan onaylanmış müşteriler gidip aracı açıp kullanabiliyorlar.
GENÇ NESİL FARKLI DÜŞÜNÜYOR
Kişi başı araç sahiplik oranları gelişmiş ülkelerde ya sabit ya da düşüş gösteriyor. Amerika’da, Avrupa’nın birçok ülkesinde (Almanya, Hollanda, İngiltere, Fransa), Asya’da özelikle Japonya, Kore gibi ülkelerde azalıyor. Özellikle büyük şehirlerde ve şehir merkezlerinde farklı mobilite çözümlerinin kullanılmasıyla araç sahiplik ihtiyacı da azalıyor. Mikro mobiliteden kiralama ve toplu taşımaya kadar uzanan farklı alternatiflerle ulaşım ihtiyaçları çözülebiliyor. Gelişmiş ülkelerde araç sahipliğinin hem maliyet hem de lojistik imkanlar açısından cazibesini yitirdiğini görüyoruz. Yaş gruplarına bakıldığında, özellikle daha genç neslin araç sahipliğini eskisi gibi değerli bulmadığını görüyoruz.
Türkiye’de yaklaşık 14 milyon otomobil var, 4 milyon da hafif ticari araç. Bu 18-19 milyon araç demek. Kiralama ve mobilite çözümü olarak var olan toplam filoya bakınca yaklaşık 350 bin araç olduğunu görüyoruz. Bu rakamlara baktığımızda Türkiye’de kiralama anlamında gidilecek daha çok yol var diye düşünüyoruz. Doğu Avrupa ülkelerinde kısa dönem kiralama Türkiye’nin 5 katı. Avrupa’da, gelişmiş ülkelerde Türkiye’nin 10-12 katı, Amerika’da 30 katı. Türkiye’de kısa dönem kiralama potansiyelinin bugünkünün 5-6 katı olduğunu düşünüyoruz. Avrupa’nın bütününe bakınca, çok daha fazla harcama var.
RAKAMLARLA MOBİLİTE SEKTÖRÜ
- 70 BİN
Türkiye’de kısa dönem araç kiralama sektöründe 70 bin araç bulunduğu tahmin ediliyor. Yaz mevsiminde bu sayı 100 binlere kadar çıkıyor. - %60-70
Son 3 yılda Türkiye’deki kısa dönem kiralamada yüzde 60-70 civarında büyüme yaşandı. - 250 BİN
Uzun dönem operasyonel kiralamada Türkiye’deki araç sayısı ortalama 250 bin. Bu sayı 2017’de 370 binlerdeydi. 2018’den sonra aşağı yönlü bir trend izledi. - %95
Kiralama cirosunun yüzde 95’i günlük, haftalık, aylık kiralamalardan oluşuyor. Yüzde 5’i filo kiralama olarak da bilinen uzun dönem kiralamalardan geliyor.
“ŞU ANDAKİ MOBİLİTE ÇÖZÜMLERİ KÂRLI DEĞİL”
- SÜRDÜRÜLEBİLİR MOBİLİTE Sürdürülebilir mobilite, scooter, bisiklet, motosiklet, günlük kiralama ve toplu taşımanın optimize edildiği bir sistem anlamına geliyor. Türkiye’de 34 bine yakın scooter olduğu düşünülüyor.
- 3 YÖNTEM VAR Saatlik, dakikalık gibi günlükten daha kısa kiralama yapmanın 3 yöntemi var. Arabayı istediğiniz yerden alıp, istediğiniz yere bırakma modeli. Bu model Türkiye’de var ama rakamlar çok büyük değil. Bu model globalde de pek kârlı değil. Daha geniş teslimat noktalarının olduğu, nereden alıp nereye bırakılacağı daha belirgin olan mekanizmalar ise verimli işliyor. Bir de insanların araçlarını alıp birbirlerine verdiği mekanizmalar var. Biz bunların önümüzdeki dönem gelişeceğini düşünüyoruz.
- PAZAR PAYI YÜZDE 5 Bu hizmetlerin şu anda piyasadaki pazar payı Türkiye’de yüzde 5’lerde bile değil. Biz Enterprise Türkiye olarak 2025 yılında daha verimli olan bir çözümle geleceğiz. Günün sonunda bir hizmetin sürdürülebilir olması için öncelikle müşteri için ulaşabilir ve faydalı, firma için verimli ve kârlı olması gerekir. Kârlı hale getirilebilecek hibrit çözümlerimiz var.
TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ YÜKSEK
- KISA DÖNEM KİRALAMA Biz Türkiye’deki kısa dönem kiralama sektörünün potansiyelinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Dinamikleri bize benzeyen ülkelerle karşılaştırıldığında, kısa dönem kiralama sektörünün, mobilite çözümleriyle önümüzdeki 4-5 sene içerisinde 5-6 kat yükseleceğini düşünüyoruz.
- KİŞİ BAŞI KİRALAMA Doğu Avrupa ülkelerinde kısa dönem kiralama Türkiye’nin 5 katı, gelişmiş Avrupa ülkelerinde 10-12 katı, Amerika’da ise 30 katı. 17 sene yaşadığım ABD’nin 7.5 milyon nüfuslu Dallas kentinden örnek vermem gerekirse Enterprise’ın sadece Dallas ve çevresinde 40 bine yakın aracı var. Bugün Türkiye’de bizim araç sayımız 10-11 bin arasında.
- HİZMET İHRACATI Biz hizmet ihracatçısıyız. Kiralama ciromuzun 3’te 1’inden fazlası yabancı turistlerden geliyor. Ülkemizde turizm geliştikçe kısa dönem kiralamaya olan ihtiyacın da artacağını görüyoruz.
- 3-4 KAT BÜYÜME Tüm bu gelişmeleri göz önüne aldığımızda 5 yıllık planda şirketimizi bugünkü seviyelerinin 3-4 katına çıkarabileceğimizi düşünüyoruz.