YAZI: NATE BERG
Sekiz yıllık tasarım ve inşaattan sonra, Çin’in güneybatısında bulunan Chongqing’deki 8 kuleli Raffles City kompleksi, uzunluğu 350 metreye kadar çıkan en yüksek iki kulesiyle, şehrin çarpıcı bir sembolü. Hem gökyüzünde hem yeryüzünde bulunan bina, şehrin 31 milyon sakini için yeni bağlantılar yaratıyor. Üstelik, uzun zamandır erişimi engellenmiş kıyıların kilidini açarak halkın kullanımına sunuyor.
Kıyıya Erişim
Yangtze ve Jialing nehirlerinin birleştiği yerde bulunan gökdelen kompleksi, otobüs veya feribottan inenler hariç hiç kimsenin sahile erişimine müsaade etmeyen eski bir kavşak üzerinde yer alıyor. Kurucusu Moshe Safdie’nin tasarladığı, küp yığınına benzeyen, Montreal’deki Habitat 67 ile tanınan Safdie Architects, bu erişimi yeniden sağlamak için kolları sıvadı. Tasarım, yaklaşık 1 milyon metrekarelik alanın büyük kısmını halka açık bir parka dönüştürmek için yolların yönünü yeniden tasarladı. Birçok yürüyüş yolu ve koridor, yayaları projeye ve kulelere yönlendirerek su kenarına ulaşmalarını sağlıyor.
Manzaralı Alışveriş
Kompleksin zemin katı, 230’dan fazla mağazaya ev sahipliği yapan beş katlı bir alışveriş merkezine ev sahipliği yapıyor. Eğimli alanın 115 metrelik kot farkı nedeniyle, alışveriş alanı gizlenmiş ve büyük ölçüde parkın ve rezidansların, otellerin ve kulelerin altında kalmış durumda. Ancak komplekste, yayaların bulunduğu seviyenin altında bile, nehirlerin göründüğü pencereli koridorlar yer alıyor. Mimar Christopher Mulvey, “Her zaman suya bağlısınız” diyor.
Gökyüzüneki Park
Aynı zamanda bina, yerin üzerinde, yeni ve cesur bir halka açık alan yaratıyor. Raffles City’ye ününü kazandıran bu yapı, ortadaki dört kulesinin üzerinde bulunan yaklaşık 300 metre uzunluğundaki gökyüzü köprüsü. Binalar arasında hafifçe kıvrılan, yuvarlak, akordeon benzeri bu yapı, gökyüzünde ticari bir alan yaratıyor. Safdie Architects’in Chongqing gökyüzü köprüsünde bir açık hava gözlemevi, National Geographic’in küratörlüğünü yaptığı bir sergi, 110 tane büyük ağaçlı bir bahçe, iki restoran, bir viski bar ve bir gece kulübü bulunuyor. Ayrıca üyelerin, 50 metrelik sonsuzluk havuzunun keyfini çıkarabilecekleri özel bir kulüp de yer alıyor. Yan taraftaki bağlantılar iki bitişik kuleye uzanıyor; orada ise otel lobisi ve misafirler için bir erişim noktası bulunuyor.
Kaymak için Tasarlandı
Bu yatay gökdelen bir mühendislik harikası. Gökyüzü köprüsü, eliptik tavanının büyük kısmını kaplayan 3 bin pencere ile oldukça sert olacak şekilde tasarlandı. Ancak tüm gökdelenler gibi, dört kule de rüzgarın yol açtığı hafif hareketlere, yapı malzemelerindeki sıcaklık değişimlerine ve yer altındaki sismik kuvvetlere maruz kalıyor. Gökyüzü köprüsü, parçalanmasını önlemek için yalnızca bir kuleye kalıcı olarak sabitlendi ve diğer üç kulenin üzerinden kaymasına olanak veren devasa askı donatıları var. İçeride ise gökyüzü köprüsü, Chongqing’in yoğun ve etkileyici manzaralarını sergilerken aynı zamanda gökyüzündeki bu gezintinin ticaret, eğlence ve gösteriyi harmanladığı eşsiz bir dünya sunuyor. Mulvey, bunun farklı türde bir kentsel deneyim sunan bir mimari olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Her geçen gün bir bina olmaktan uzaklaşıyor; daha bir şehir, daha bir semt haline geliyor.”
İLLÜSTRASYON GIOVANNA GIULIANO