Ericsson Türkiye, bu sabah düzenlediği online basın toplantısında, Ericsson Mobilite raporunun en güncel sürümünü yayınladı. Aynı zamanda, dünyadan milyonlarca tüketicinin katılımıyla gerçekleşen tüketici araştırması Geleceğin Kentsel Gerçekliği (The Future Urban Reality) isimli Ericsson ConsumerLab raporunun Türkiye bulguları da paylaşıldı. Ericsson Türkiye Genel Müdürü Sayın Işıl Yalçın raporun global ve bölgesel bulgularını değerlendirdi ve 5G’nin bölgemizdeki teknoloji ve iletişim ortamını nasıl değiştireceği konusunda içgörüler paylaştı.
Mobil iletişim sektörü hakkında abonelik, mobil veri trafiği ve nüfus kapsaması dahil olmak üzere en son trendlerle ilgili öngörüler ve analizler sağlayan Ericsson Mobilite raporunun bulguları, 5G’nin en hızlı kabul gören mobil nesil olacağı beklentisini güçlendiriyor. Öyle ki, her gün yaklaşık 1 milyon abonenin eklenmesiyle toplam 5G abone sayısının 2021’in sonunda 580 milyonun üzerine çıkacağı öngörülüyor. 2026’nın sonuna kadar yaklaşık 3,5 milyara ulaşması ve dünya genelinde nüfusun yüzde 60’ını kapsayacağı bekleniyor. 5G yarışına liderlik eden ülkeler ise Kuzey Doğu Asya, Kuzey Amerika ve Körfez ülkeleri olarak sıralanıyor. Türkiye’de ise manzara aydınlık. Işıl Yalçın’ın da ifade ettiği gibi, Türkiye’de 2022 sonunda 5G için lisanslar verildikten, o süreçler atlatıldıktan sonra, 2023 itibarıyla büyüme başlayacak. 2026 itibarıyla 5G payı, yüzde 18’e ulaşacak.
Dünyanın farklı bölgelerinden milyonlarca tüketicinin görüşünü temsil eden ve pandemi sürecinin etkilerini, tüketicilerin pandemi sonrasında 2025 yılına kadar neler olacağına dair görüşlerini ortaya koyan Geleceğin Kentsel Gerçekliği (The Future Urban Reality) raporunun Türkiye bulguları ise genel olarak dünyadaki trendler ile uyumlu. Araştırmanın temel bulgularına göre, yeni normalde tüketicilerin önceliklerini değişiyor: Yerel alışveriş başı çekiyor, çevrimiçi alışverişin artacağı öngörülüyor. Aynı zamanda tüketicilerin, çevrimiçinde geçirdikleri zaman ve buralarda aldıkları hizmet de artacak. Tüketiciler, 2025’e gelindiğinde ise kolaylığın, kişisel gizlilikten ödün vermek olacağını düşünüyor. Ayrıca gelecekte çalışma zamanının yüzde 30’unun uzaktan olmasını bekliyorlar.