in

Moda Sektörü Gezegene Ciddi Zararlar Veriyor

Sektör, küresel karbon emisyonlarının yüzde 10’undan sorumlu. Diğer sektörlerde olduğu gibi regülasyonlara ihtiyaç var.

Fotoğraf: mbi/iStock, allanswart/iStock, artisteer/iStock

YAZI ELIZABETH SEGRAN

OKUMA SÜRESİ 8 DAKİKA

Moda sektörü, küresel karbon emisyonlarının yüzde 10’undan sorumlu. Moda endüstrisi, dünyanın her köşesinde eli olan, 2,5 trilyon dolarlık bir canavar. Buna rağmen, oldukça kısıtlı denetime veya regülasyonlara tabi…

Fransa, moda sektörünün çevreye verdiği zararın farkına varan ülkelerden. Fransız siyasetçi Brune Poirson, moda endüstrisinin ayak izine odaklanmayı kişisel misyonu haline getirdi. Markaların, ellerinde kalan ürünleri imha etmesini engelleyen ve endüstriyel çamaşır makinelerinde mikroplastiklerin suya karışmasını önleyen filtre bulunmasını zorunlu kılan politikalar geliştirdi. Hong Kong’da da modanın çevreye zararlarını azaltmaya yönelik adımlar atıldı: Hükümet, sektör için sürdürülebilir çözümler üretmesi adına bir araştırma enstitüsüne fon sağladı. Bu çözümlerden biri, kumaşı geri dönüştürebilen bir makine geliştirmek.

Modanın bu kadar sorunlu bir karbon ayak izine sahip olmasının bir sebebi de, karmaşık ve küresel tedarik zinciri. Moda sektörü, dünyadaki karbonun yüzde 10’unun salınımından sorumlu. Çünkü ham maddeleri çıkarmak ve sonrasında dünyanın çeşitli noktalarına ulaştırmak, inanılmaz ölçüde karbon salınımına yol açıyor. Target veya Old Navy’den aldığınız 15 dolarlık bir tişört, büyük ihtimalle Hindistan’da toplanan pamuktan üretiliyor, Çin’de üretilen yağ bazlı polyesterle birleştiriliyor. Kumaş ruloları, Asya’daki (belki de Endonezya veya Bangladeş’teki), düşük ücretli işçi çalıştıran fabrikalara gidiyor; giysiler kesildikten ve dikildikten sonra ABD’ye ulaştırılıyor. Kıyafetler günümüzde o kadar ucuza satılıyor ki, tüketicilerin talebi dindirilemiyor: Her yıl 150 milyardan fazla giysi seri üretiliyor ve bu rakam, her geçen gün artıyor. Bu talep, tüm bu bahsettiklerimizi daha ciddi bir hale getiriyor.

Amerikalı tüketiciler çok ciddi bir tüketim gücüne sahip: Her biri, kıyafetler ve ayakkabılar için yılda ortalama 1.883 dolar harcıyor. Bu, 380 milyar dolarlık toplam harcamaya denk geliyor: Yani, küresel pazarın yüzde 15’ine… Bu da, bazı tahminlere göre, her birinin yılda 68 adet giysi aldığı anlamına geliyor.

Bu devasa tüketimimizle, aynı zamanda çok büyük miktarlarda moda atığı üretiyoruz. Bir kıyafetten sıkıldığımızda (ki bu, yedi kez giydikten sonra gibi kısa bir sürede oluyor), çöpe atıyoruz. Şu anda, kağıdı veya alüminyumu geri dönüştürdüğümüz gibi kumaşı dönüştürebileceğimiz bir yönteme sahip değiliz. Dolayısıyla tüm kıyafetlerimiz, atık yığınlarında yerini alıyor. Kıyafetlerin yüzde 60’ından fazlası plastikten üretiliyor, yani doğada yok olmuyor. Sonuç olarak, bu giysiler atık depolama sahalarımızda yüzyıllarca kalıyor ya da su yollarımıza karışarak, deniz hayatını ve en sonunda insanları zehirleyen küçük parçalara ayrılıyor.

Teknoloji, atığın azaltılmasında kritik bir rol oynayacak. Hong Kong hükümeti, kumaş karışımlarını yeni kumaşlara dönüştürebilir bir makine geliştirdi. Bu, endüstrinin karbon ayak izini azaltabilir, çünkü kumaşı geri dönüştürmek, hammaddelerden yeniden üretmekten kadar karbon yoğun değil. Bazı startup’lar da, polyester ve naylonun yerine kullanılabilecek, doğada çözünebilen kumaşlar geliştiriyor.

Moda endüstrisinin çevreye zararlarıyla baş etmek için inovasyonlar ve projeler hayata geçirilebilir. Bunların acilen hayata geçirilmesini gerektiren amaç, kumaşların geri dönüşümünü norm haline getirmek ve ülkelerin geri dönüşüm altyapısında buna olanak sağlamak olabilir. Bu sayede atık sahaları, kıyafetlerle dolmaz.

Şu an nasıl bir kola kutusunu geri dönüştürebiliyorsak, eski bir tişörtü de aynı şekilde dönüştürebilmeliyiz. Daha sürdürülebilir bir moda sektörü için, endüstrinin gezegenimize ve insan hayatına karşı oluşturduğu riskleri daha ciddiye almalıyız.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha sıcak bir dünyaya doğan nesil!

İşte mutluluğun sırrı!