YAZI M.RAUF ATEŞ
30 yılı aşkın iş hayatımda neredeyse röportaj yapmadığım iş insanı kalmadı. Merhum Şevket Bey bunlardan biriydi ve Sevgili Ali Sabancı’nın “Yılın İş İnsanı” seçildiği törende bu konuyu kendisine açtım. “Sizinle söyleşi yapmak istiyorum. Hiç konuşmadınız, belki de zamanıdır” diyerek ikna etmeye çalıştım. “O da bir bakalım. Asistanım seni arar” dedi. Benim için klasik bir yanıt idi.
Ancak, sanıyorum iki gün sonra asistanı aradı ve randevuyu iletti. Benim için sürpriz olmuştu. Kendisiyle sanat eserleri içindeki evinde bir röportaj yaptık. Sonradan kontrol ettim, birkaç fotoğrafımız var. Bu röportajdan sonra bir iki defa daha gördüm. Birinde ayaküstü notlar almış, onu da dergide yayınlamıştım.
Ancak, Kanlıca’daki evinde yaptığım röportajdan aklımda kalan bazı notları paylaşmak istiyorum.
Şevket Bey, bu röportajın sonunda bana şunu söylemişti:
“Ben bu röportajın değerini şimdi daha iyi anlamaya başladım. Çünkü, beni maziden alıp bugüne kadar getirdin, suallerinle başka düşüncelere yönelttin. Bunların hepsi de manen bir artıdır. Sana bu nedenle teşekkür ediyorum.”
Sabancı’dan sonra Esas’ı kuran, oğlu Ali Sabancı, kızı Emine Sabancı Kamışlı ile büyük bir gruba dönüştüren Şevket Bey’i rahmetle anıyorum. Çocuklarına, yakından tanıdığım Fethi ve Kerem’e baş sağlığı diliyorum.
İşte rahmetli Şevket Sabancı’dan iş hayatıyla ilgili öğrendiklerim:
1. Benim iş ile ilk defa tanışmam Tarsus Amerikan Koleji üçüncü sınıf öğrencisiyken, yazın Adana’da kalıp aile işlerine bakmamdı. O zaman Bossa İplik bölümü kurulmuştu. Bossa’dan iplik çıkıyor, ben satıyordum. Dokuma bölümünün montajı devam ediyordu. Gelen ecnebilerle ben ilgileniyor, para dahil her şeyin takibini yapıyordum.
2. Babam yazın İstanbul’da olduğunda ailenin ve şirketin bütün harcamalarını yapar, bir listesini tutardım. Bir gün geldiğinde rahmetli babama sunmuştum. “Bu ne evladım” diye tepki göstermişti. Harcamalarımız. Siz kontrol edersiniz, dedim. Kızdı ve yırttı attı. “Harcadın diye bana hesap vermek zorunda değilsin” diyerek, sorumluluk vermişti.
3. Ben iş yaşamımda çok olay yaşadım. İşin en kıymetli, bana en huzur veren, keyif veren tarafı çocuklarımın iş hayatına müspet olarak girmiş olmalarıdır.
4. Çalışmayı bilmek lazım. Bir bilinçli çalışmanın içerisinde olayları mikro tutmak lazım… Mikro değerler, makro değerlerden daha önemlidir.
5. İnsanca yaşamayı da iş başarısına paralel götürebilmeyi bilmek lazım. Belirli bir saatten sonra bir sosyal dünyan olmalı… Gece gündüz işe konsantre çalışıyorsan, hayatın güzel taraflarını ihmal ediyorsun ya da fark etmiyorsundur. Belirli saatte işi bitirmeyi bilmek lazım.
6. Benim hobilerim değil ama sevgilerim var. Ben müzik severim; alaturka müziği de severim ecnebi müziği de severim.
7. Benim iki takımım var; birisi Manchester United, diğeri ise Fenerbahçe… Niye Manchester United’i daha evvel diyorum? Çünkü, o bana daha fazla keyif veriyor.
8. Ben disiplinli çalışmaya özen gösteririm. Her şeyin notunu alırım ve mikro seviyede not tutar, tarihini de düşerim. Çünkü, o tarih geldiği vakit, çağırır son durumu sorarım.
9. Aile şirketlerinde devamı sağlayabilmek marifettir. Devamlılığı sağlayabilmenin de basit ölçüleri var. Öncelikle, aile fertlerini önce aile dışında başka işlerde çalıştırmalı. Aile işine geldiklerinde dışarıdan getirdikleri bilgiler onlara destek olacaktır.
10. Aile şirketlerinde bir diğer önemli konu, aile işine yeni nesillerden çok fazla katılım olmamalı. Başarılı olma kabiliyeti varsa, kendi işini kurmasına izin verilmeli…