Phoenix bölgesindeki Sprouts Çiftçi Pazarı’nda bitki bazlı ambalaj üreten Footprint’in kurucu ortağı ve CEO’su Troy Swope ile gezerken Amerika’nın plastik bağımlılığı, acil bir mesele olarak kendini hissettiriyor. Sprouts, 30 mağazasının her birinde geri dönüşüme sokmak üzere günde yaklaşık yarım ton atık toplayan bir doğal gıda zinciri. Yani gözlediğimiz şey, mağazacılık işindeki kötü seçenekler arasında olabileceklerden en iyisi. Plastik süt kutularının, plastik çerez ambalajlarının, küçük plastik bölümleri olan karton makarna kutularının, doğranmış marulları saran plastik poşetlerin ve şeffaf plastik yumurta ambalajlarının yanından geçiyoruz. “PLASTİK ÖLDÜRÜR” yazılı tişörtüyle Swope, “Çok fazla atık” diyerek feryat ediyor.
Sprouts’un kurucu ortağı, sürdürülebilir işler yatırım şirketi Zenfinity Capital’ın CEO’su ve Footprint’in Yönetim Kurulu Başkanı olan Kevin Easler da gezintimize eşlik ediyor.
Açılır kapanır plastik ambalajlara yerleştirilmiş bir çilek yığınını işaret ederek “Bu beni delirtiyor” diye söze başlıyor; “Perakendeciler tedarikçilerine sık sık gidip ‘Bunları plastik olmayan bir şeye koyun’ diyor ve tedarikçiler ‘Başka bir şey yok’ diye yanıt veriyor. Üstelik çilek söz konusu olduğunda plastik, küfe davetiye çıkarıyor.”
Swope, “çevre dostu” diye pazarlanan bir su şişesine bakıyor. “Bunda kağıt ve alüminyumun yanı sıra geri dönüşüme kolay girmeyen gizli bir plastik astar var” diyor.
Et reyonuna vardığımızda Swope ve Easler durup Beyond Meat’in (Bu yıl dünyanın en yenilikçi şirketlerinden seçildi) yeni Beyond Sausage (sosis alternatifleri) tepsisine bakıp takdirlerini belli ediyorlar. Footprint tarafından yapılan bu ambalaj, sağlam, çekici görünüşlü, kahverengi bir fiber kasa ve 90 gün içinde biyolojik olarak bozunuyor.
Swope, Footprint’i 2013 yılında yakın arkadaşı ve şu anda şirketin teknolojiden sorumlu başkanı (CTO) olan Yoke Chung’la birlikte kurdu. Hedefleri, gıda ambalajlarındaki çevre ve insan sağlığı ile ilgili sorunlara çözüm yaratmaktı. Bugün ABD ve Meksika’da fabrikaları ve bin 200 çalışanı bulunan şirket, kolay bulunan düşük maliyetli seçeneklerin ne yazık ki çevre dostu olmadığı bir sektörde giderek ün kazanıyor. Trilyon dolar değerinde olan (ve giderek büyüyen) ambalajlı gıda sektöründe et tepsileri, kolay raflanabilen kaplar, atılabilir bardaklar ve diğer ambalajlarda yılda yaklaşık 150 milyon ton tek seferlik plastik kullanılıyor. Mısır’daki Giza piramitlerinin 25 tanesine eşdeğer olan bu miktarın yüzde 14’ünden azı geri dönüşüme giriyor. Kalan kısım arazilere atılıyor, yakılarak atmosfere karışıyor ya da çevreye bırakılıyor. Böylelikle önümüzdeki 10 ila bin yıl boyunca ormanları kirletiyor, okyanusları bir polimer çorbasına çeviriyor ve bileşenler çözülüp gıda zincirimize girdiğinde kansere, bağışıklık sisteminde bozulmalara, bebeklerin çevre kirliliğinden etkilenmiş olarak doğmasına neden oluyor. Diğer taraftan sürdürülebilir seçenekler henüz anlamlı bir ölçeğe ulaşamadı.
Ancak bizim baktığımız sosis tepsisi toksik değil, doğal bazlı ve ABD’de 4 binden fazla mağazada raflarda yer bulmuş bile. Bu, plastiğin yerini almaya dönük olarak tasarlanmış, biyoçözünür bir fiber kap. (Ne yazık ki tepsiler genellikle plastikle sarılıyor; henüz hiç kimse polimer sargıya alternatif, düşük maliyetli bir ürün geliştirmedi.) Footprint işlenmemiş gazete kağıdı ve temiz postendüstriyel sanayi atıkları gibi ürünler kullanarak rafta sağlam duran ve 180 gün dondurulmuş halde bekleyebilen, mikrodalgaya uygun ambalajlar üretiyor. Geleneksel et markaları için sekiz çeşit tepsiyi dört renk seçeneğiyle satıyor. (Şirketin 2018 yılındaki sürdürülebilirlik zirvesinde Tyson’dan bir temsilci bir Footprint yöneticisinin sözünü keserek “Buradaki herkesten daha fazla plastik satın alıyorum ve bunun yarıdan fazlasının plastik olması gerekmediğinin farkındayım” demişti.) 2017 yılında Footprint, ConAgra’nın “Healty Choice” (Sağlıklı Seçim) dondurulmuş ürün hattında çözünebilir ambalajlara geçmesine yardımcı oldu. Büyük mantar ve mısır üreticileri Footprint’in fiber tepsilerini kullanmaya başladı. Kesilmiş sebze satışında dünyanın en büyük üreticilerinden biri, ambajlı marullarını Footprint’in fiber kutularında satmayı planlıyor.
Sweetgreen, Chipotle, Dig, Fresh&Co ve Dos Toros gibi sağlık konusuna önem veren zincirlerin kullandığı çözünebilir kapların aslında kansere neden olan kimyasallar barındırdığını yansıtan bir araştırmanın ağustos ayında yayımlanmasından sonra zincirlerin çoğu panikle Footprint’i aradı. Sweetgreen seçilmiş mağazalarda yeni ambalajlara geçti bile. Şubat ayındaki Amerikan Futbol Ligi şampiyonluk maçına dönük olarak (etkinliğin “sürdürülebilir gıda ürünleri ortağı olan) Footprint farklı bir ürün çıkardı. Bu, 24 saat boyunca bir kalıp buzu erimeden tutan, 24 kutu bira alan, üzerinde iPhone ve hoparlör askılarının bulunduğu, çevre dostu bir soğutucuydu.
Şu anda Footprint, Philips, Bose, Target, Foxconn ve daha birçok şirket için alternatif ambalajlar üzerinde çalışıyor. Easler, yöneticilerin sınırları “Intel mühendisleri gibi düşündüğünü” söylüyor.
Aslında, 1990’ların ortalarından itibaren, Swope ve Chung 10 yıldan uzun süre Intel mühendisleri olarak çalıştı. 1995 yılında Pentium işlemcinin yeni olduğu ve Intel’in milyar dolar kârla dünyanın en büyük işlemci üreticisi haline geldiği dönemde Chandler- Arizona’daki kampüste tanıştılar. Intel CEO’su Andy Grove’un şirket içi aşırı rekabeti teşvik ettiği ve her yıl en düşük performans gösteren yüzde 10’un işten atıldığı sistem yürürlükteydi. Bazı çalışanlar sunum yapmaktansa “hasta” olmayı tercih ediyordu. California doğumlu Swope ve New Yorklu Chung birbirlerinin şirketteki başarısına saygı duyuyordu ve zamanla ayrılmaz bir ikili haline geldiler. İkisi de aynı tip Land Rover kullanıyor, öğlenleri birlikte EOS Fitness’a ağırlık kaldırmaya gidiyorlardı. Sadece bir değil, iki kez birbirlerine komşu oldular.
İkisi de Intel’in yarıiletkenleri en uygun şekilde ambalajlamadığını düşünüyordu. Dünyanın en ileri teknoloji şirketlerinden biri, yarım milyon dolarlık mikro işlemcileri uçucu organik bileşenleri filtre eden plastik kaplarda taşıyordu. Swope tek işi ambalajları geliştirme olan bir bölüm kurmak için izin aldı. Ekibi havacılık sektöründe (mikro işlemciler ile aynı silikon türünden yapılmış) malzemeleri nem, oksijen ve diğer kirleticilerden korumak üzere geliştirilmiş polimerler kullanarak dört yıl içinde Intel’e 350 milyon dolardan fazla tasarruf sağladı.
Bu, endişe verici bir gerçeği ortaya çıkardı: Intel gibi Grove’un “yalnızca paranoyaklar hayatta kalır” felsefesiyle çalışan bir şirket zararlı kimyasallar üreten plastiğin kullanımını tolere ediyorsa, başka yerlerde neler oluyordu? O dönemde Intel’de stajyer olan, şimdi de Footprint’te başkan yardımcısı olarak görev yapan Cary Newton, Swope’un “Peki ya bu tek kullanımlık pislik benim ürünüme ne yapıyor” diye düşündüğünü hatırlıyor.
Swope 2007 yılında yeni jenerasyon bir endüstriyel ambalaj şirketi olan Unisource Global Solutions’ı kurmak üzere Intel’den ayrıldı ve Chung da iki yıl sonra ona katıldı. Apple, Dell ve HP gibi şirketlerde Intel’deyken kurdukları bağlantılarını EPS (genleştirilmiş polistiren sert köpük) ve EPE gibi ürünlerin alternatifi olan kalıplandırılmış fibere geçmeye ikna ettiler. Çin’de ürettikleri ürünü, buradaki rakipleri kopyalayıp daha düşük maliyetli hale getirene kadar satmaya devam ettiler. Kısa süre sonra Sprouts imparatorluğunu kurma yolunda 10 yılı geride bırakmış olan Easler ile karşılaştılar. Easler, kalıplandırılmış fiber işinin ambalajlı gıda sektöründe “oyunu değiştirebileceğini” biliyordu ve üçlüye destek verdi. 2013 yılında Footprint kuruldu.
Yeni şirket dikkatini ilk olarak donmuş gıdaya yöneltti. Swope, “Marketlerdeki en zor alana girdik” diyor; “Bunda ustalaştığımızda bizi rakiplerden ayıracak bir set oluşturacağımızı hissettik.” Sektörün zorlu standartlarına uygun ambalajlar yarattılar. Bunlar arasında 18 ay boyunca yağ sızdırmayan, ani olarak dondurulmaya müsait, 400 derecelik fırınlara dayanıklı ve bunlara rağmen 90 gün içinde çözünebilen ürünler vardı.
Footprint ilk büyük çıkışını ConAgra ile yaptı. Kasap kağıdına benzeyen bir ambalaj ile daha genç tüketicileri cezbederek donmuş gıdada azalan satışlarını artırabileceğini düşünen gıda devi, yeni satın aldığı Blake’s isimli küçük, organik donmuş gıda markası için Footprint’in ürününü kullanmayı düşündü. Ancak gerçek ürünü gördükten sonra yöneticiler daha büyük düşünmeye ve bunu yeni “Healthy Choice Power Bowls” ürününde kullanmaya karar verdi. Satışlar sonraki yıl yüzde 24 sıçradı. ConAgra’nın CEO’su Sean Connolly, Mad Money’den Jim Cramer’a bu bitki bazlı maddenin büyümelerini ateşleyen şey olduğunu söyledi çünkü bu sayede milenyum kuşağı dondurulmuş gıdaları yeniden “havalı” bulmaya başlamıştı.
Footprint’in araştırma-geliştirme bölümü, Arizona’nın Gilbert kasabasındaki merkezde yer alıyor. Buraya, isimlerini Ninja Kaplumbağalar’dan alan toplantı salonları ve bilgisayar oyunlarının bulunduğu bir salondan geçerek gidiliyor.
Burada mühendislerin ölçüm yaptığı, benim de bir markanın hazır peynirli makarnasının Footprint kaplarında mikrodalgada ısıtılarak hangi ambalajın peynir sosunu en iyi massettiğini gözlemlediğim bir laboratuvar bulunuyor. Bir gün tasarımdan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Brandon Moore’u 70 inçlik TV kutularını yere atıp bunların ne zaman parçalanacağını izlerken görebilirsiniz. Bir başka gün altılı bira kutusunu sallayan bir kolla deneme yapabilirler.
Moore, TV kutusunu Ar-Ge’nin en önemli başarılarından biri sayıyor. Gözleri parlayarak “Herkes yapılamayacağını söylüyordu” diyor ve bu ürünü şimdi Target ve Walmart’ın TV’leri sevkiyat esnasında zarar görmekten korumak amacıyla kullandığını belirtiyor. Son altı yılda Footprint 125 farklı buluş ile dokuz patent aldı. Bunların arasında tuzlu suda 12 saat içinde bozunan teneke içecek kutusu halkaları da var (MillerCoors geçen yaz bunları Colorado Native biralarında kullanmaya başladı). Bir başka ürün ise sıvı içinde dört gün bekletildiğinde şeklini kaybetmeyen ama üç ay içinde bozunan kamışlar (Wegmans, Whole Foods ve Chick-fil-A bu ürünün müşterileri arasında). Bunlar arasında en aldatıcı şekilde basit görüneni ise yırtılma direncini geliştirmek ve güçlendirmek üzere beş kez yeniden tasarlanan düz et tepsisi. Footprint’in üretim katında beni dolaştırırken Chung dev bir perde arkasındaki, günde 150 bin kap üretebilecek ve eskisine göre işi beş kat hızlandıracak patentli bir makineyi gösteriyor. Dokuz metre yukarıyı göstererek “Avukatımızı buraya getirdik ve bunları örtmemiz gerektiğini, birinin üzerinde drone uçurabileceğini söyledi” diyor.
Yılda 250 milyar tek kullanımlık bardağı çöpe atıyoruz. Su geçirmez plastik astarları yüzünden bunların küçük bir kısmı geri dönüşüme giriyor. Belediyelerin geri dönüşüm merkezlerinin çoğu bu tabakayı kağıttan ayıramıyor. Bu sorunları çözmek için kimyagerler on yıllarca gofretten yapılmış bardaklar, şişirilebilir termal kupalar, Çinlilerin kullandıklarına benzeyen mum hurmasıyla kaplı ürünler geliştirdi. (Starbucks bunların üçünü de denedi.) Sorun, plastik astar taşımayan bir bardak yapmak değil; ölçeklendirme. Yalnızca Starbucks ve McDonald’s’ın toplam 8 milyar ürüne ihtiyacı var. Geri dönüştürülebilen malzemeler bir bardağın maliyetine 2 ila 4 sent eklenmesine neden oluyor ve bu Starbucks için yılda 120 milyon ila 240 milyon dolar ek maliyet anlamına geliyor. Bu nedenle 2018 yılında Starbucks ve McDonald’s (Coca-Cola Company, Yum Brands, Wendy’s ve Nestlé’yle birlikte) geri dönüştürülebilir, bozunur ya da yeniden kullanılabilir tasarımlar aramak üzere Closed Loop Partners adlı sosyal etki fonu ile işbirliğine giderek NextGen Cup Challenge’ı yarattı. Organizasyona 480 teklif geldi.
Son başvuru tarihinden birkaç hafta önce Easler, Footprint ekibine yarışmadan bahsetti. Ortak kuruculardan bir diğeri olan, pazarlamadan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Jeff Bassett, “Kase yapıyoruz. Neden bardak yapamayalım diye düşündük. Sonuçta temel teknoloji bizde vardı” diyor. Böylelikle Footprint yarışmaya girdi. CoolTouch adını verdikleri prototip, 11 diğer adayla birlikte yarışmanın kazananı oldu. Geçen eylül ayında İklim Haftası’nda Bassett, tasarımı bir grup yatırımcıya sundu. Bardakta standart polietilen yerine su bazlı astar kullanılıyor. Bu, sıvıların plastiğe göre daha uzun süre sıcak kalmasını sağlıyor ve bardakta dikiş bulunmuyor (Footprint’in ürünleri kalıp içine dökülerek yapıldığı için bardakta birleşme yeri yok). Şu anda bunun maliyeti normal bardağa göre yüzde 30 daha fazla olsa da McDonald’s bir tür kompozit kapağın testini yapıyor (bardağa o kadar sıkı oturuyor ki çevirseniz de hiçbir şey dökülmüyor) ve Footprint başka bir büyük müşterisi için farklı tarzda bir bardak geliştiriyor (Şirket tasarımlarını her büyük müşterinin ihtiyaçlarına göre özelleştiriyor.)
Uluslararası gıda şirketleri, Footprint’in merkezinin bulunduğu Gilbert kasabasına gelerek şirketin kendi yaptıkları sürdürülebilir ambalaj çözümlerini üretip üretemediğine bakmaya başladı. Bazıları Footprint’in fiber ambalajları uyumsuzsa, ürünlerinde değişikliğe gitmeye bile gönüllü. Birlikte en yerleşik ambalajlama alışkanlıklarımızı sorguluyorlar: Kızartılmış patatetesleri kırılma ve tutan kişinin elinde yağda bırakma ihtimaline rağmen neden poşete koyuyoruz? Şampuanların sıvı olması ve bastığınızda ürünü fışkırtan bir şişeye konması şart mı? Çamaşır deterjanı kutularının dibinde kalan parçacıklara ulaşabilen kimse gerçekten var mı?
Neden Footprint’le birlikte yaptığı işlerin reklamını yapan büyük şirket olmadığını sorduğumda Swope şöyle yanıtlıyor: “Birçoğu gerçekte yaptığı şeyin kutlamasını yapamıyor. ‘Bunun içindeki plastikten kurtulduk’ deseler müşterilerin ‘Bir dakika, bu diğer ürünlerde hâlâ olduğu anlamına mı geliyor?’ demesinden korkuyorlar. Sürekli inovasyona ihiyaç duyduğumuza dair paranoya halindeyiz. Ve bu, insanları plastikten kurtarmak için muhteşem bir araç.”
Daha sürdürülebilir bir bardak yaratmak
Üç başka “startup” tek kullanımlık bardak sorununu nasıl ele alıyor?
1. The SoluBlue Cup
Bu biyoplastik kap, tamamen bitkilerden elde edilen malzemeden yapılmış ve geride iz bırakmadan karada ya da suda birkaç hafta içinde çözünüyor. Soğuk içecekler için tasarlanan ürün, gıdalarla birlikte atılabilir ve kompost olarak kullanılabilir.
2. CupClub
Londra’da bazı kafelerde plastik bardaklar temizlenip yeniden (132 kez) kullanılmak üzere bir kutuya atılıyor. Bu, kahve mağazaları için her yıl çöpe atılan 250 milyar bardak sayısını azaltmak üzere maliyetsiz bir çözüm.
3. Colombier Paper Cup
Birçok kağıt bardakta, geri dönüşüme girmelerini zorlaştıran bir plastik astar bulunuyor. Colombier’ın bardaklarında kullanılan su bazlı, plastik olmayan astar, ısı ve yağa karşı dayanıklı ve kolaylıkla geri dönüştürülebiliyor.