YAZI: GÜLDENİZ AYRAL
Dünya Sağlık Örgütü’nün Sosyal İlişkiler Komisyonu raporu yayınlanana kadar bu konunun aslında sağlığı tehdit ettiği pek anlaşılmamıştı. Dr. Connie Hadley tarafından yapılan araştırmada ofislerdeki yalnızlığın çalışan sağlığı için büyük bir tehdit olduğunun altı çizildi. Dr. Hadley, çalışanların yüzde 70’inin kendilerini yalnız hissettiğini, bunun da beklenenden büyük ‘depresyon’ ve ‘endişe’ gibi yan etkilerinin olduğuna dikkat çekti.
Dünya Sağlık Örgütü, Gallup ve benzeri çok sayıda kuruluşun verileri, yalnızlık sorununun çok uzun yıllardır etkili olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, özellikle pandemi sonrasında başlayan ‘hibrit’ ve ‘uzaktan çalışma’ uygulamalarıyla, son yıllarda zirveye ulaştığını gösteriyor.
Eskiden ofis koridorlarında, asansörde doğal olarak gelişen sohbetler, öğle yemeği molaları, küçük kutlamalar, bugün çok daha sınırlı. Gallup’un 2024 verilerine göre, çalışanların yalnızca yüzde 20’si iş yerinde yakın bir arkadaşının olduğunu söylüyor.

GÖRÜNDÜĞÜNDEN DE BÜYÜK SORUN
Bu, göründüğünden de kritik bir sorun. Çünkü, izolasyon, sadece bireyleri değil, şirketleri de zayıflatıyor. Yalnızlık verimliliği azaltıyor, bağlılığı düşürüyor ve işten ayrılma oranlarını artırıyor. Wellbees İnsan ve Kültür Müdürü Tansu Apaydın da Gallup’un verilerine atıfta bulunarak yalnızlığın motivasyon kaybının yanı sıra devamsızlık ve işten ayrılma niyetiyle de ilişkilendirildiğine dikkat çekiyor.
Bu tablo aslında daha geniş bir sosyolojik dönüşümün işareti. İnsan doğası gereği bir “sosyal canlı”. Ancak, 1970’lerden bugüne, topluluk bağlarının giderek zayıfladığı görülüyor. ABD’de haftalık dini törenlere katılım oranı yüzde 42’den yüzde 30’a gerilerken, evlilik oranları ise keskin biçimde düştü. Ev ve iş dışındaki sosyalleşme alanları kaybolmaya başladı. Özellikle genç kuşaklar sosyalleşmeyi de akıllı telefonlarıyla yapmayı tercih ediyorlar.
New York Üniversitesi’nden Jonathan Haidt’in tahminine göre gençlerin arkadaşlarıyla geçirdiği zaman yüzde 50 azaldı. Sonuçlar her açıdan dramatik… Yalnızlık bugün global ölçekte yaklaşık her 6 kişiden 1’ini etkiliyor ve sağlık üzerinde ölümcül sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yalnızlık, günde 15 sigara içmeye eşdeğer zarar verebiliyor. ABD’de yalnızlığın iş dünyasına ekonomik maliyetinin yılda 400 milyar doların üzerinde olduğu tahminleri yapılırken İngiltere’de ise işverenlere faturası yıllık 2.5 milyar sterlin olarak hesaplanıyor.
İŞTEN AYRILMAYI TETİKLİYOR
İngiltere’deki York Üniversitesi’nden Prof. Simon Gilbody’nin yaptığı değerlendirme, sorunun boyutunu şu sözlerle özetliyor: “Yalnızlık sessiz bir katil; depresyon riskini ikiye katlıyor. CEO’ları, liderleri ve yöneticileri de orantısız şekilde etkiliyor. Bu grupta işten ayrılma oranı hiç olmadığı kadar yüksek.”
McKinsey’nin State of the Consumer 2025 araştırmasına göre tüketiciler haftada ortalama 3 saat daha fazla boş zamana sahip olsalar da, bu sürenin yaklaşık yüzde 90’ını tek başlarına ve çoğunlukla çevrim içi alışverişte ya da sosyal medyada geçiriyorlar.
Microsoft’un 31 ülkede, 31 bin çalışanı kapsayan 2025 Work Trend Index raporundaki yalnızlaşma ile ilgili tespit de kayda değer. Buna göre, çalışma ortamında yakın ekiplerle bağlar korunuyor, ancak ekip dışı ilişkilerde belirgin bir ‘ağ daralması’ (network shrinkage) gözleniyor. Bu, çalışanların organizasyon içinde kendilerini daha yalnız hissetmelerine neden oluyor. Bunun yanı sıra ‘sonsuz iş günü’ (infinite workday) fenomeni yaygınlaşıyor: Geç saatlere sarkan toplantılar, artan e-posta yükü ve her an çevrimiçi olma beklentisi, çalışanların iş-özel yaşam dengesini zayıflatıyor.
Bu durum sosyal bağları sürdürmek için gereken zamanı daraltıyor ve yalnızlık riskini artırıyor. Rapor ayrıca, özellikle işe yeni başlayan çalışanların sosyal ağlarını oluşturmakta daha fazla zorlandığını gösteriyor.
ÇEVİRİM İÇİ OLMA SIKINTISI
Pegasus Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Ahmet Bagdat da benzer bir noktaya değiniyor: “Hibrit ve uzaktan çalışmanın avantajlarının yanı sıra bazı dezavantajlar ve zorluklar da getirdiği kesin. Araştırmalar çalışanların hiç bu kadar yalnız hissetmediklerini gösteriyor. Öncelikle genç çalışanların daha deneyimli çalışma arkadaşlarından hem işi öğrenmeleri hem de mentörlük ve koçluk almaları zorlaştı. Yine iş hayatının yadsınamaz bir gerçeği olan ‘networking’ imkânı da uzaktan çalışanlar için ister istemez daha kısıtlı.”
Bağdat’a göre en önemlisi de ‘sosyal ilişki boyutu”… “Ofis içi veya ofis dışı çalışma arkadaşlarımızla sosyal ilişkilerimiz artık daha zayıf ve bunun insan psikolojisine ve çalışılan kurumla kurulan ilişkiye olumsuz etkisi olmaması çok zor” diyor.
Uzaktan ve hibrit çalışmanın, başlangıçta çalışanlara esneklik ve özgürlük sağladığını ancak zamanla ekranlara bağlılık ve sürekli çevrim içi olma baskısı ile çalışanları yalnızlaştırmaya başladığına değinen BSH Ev Aletleri Gelişen Pazarlar Bölgesi İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Ayça Kaşıkcı, “Türkiye’de iş yeri, yalnızca üretim yapılan bir alan değil; aynı zamanda aidiyet duygusunun beslendiği ve sosyal ilişkilerin kurulduğu bir mekân. Uzaktan çalışmanın bu bağları zayıflattığı yönünde gözlemler var, hatta işyerinde kurulan yakın ilişkilerin bile azaldığı söyleniyor. Ancak Türkiye’nin kültürel dokusu düşünüldüğünde, bu bağların tamamen kaybolmasından çok biçim değiştirdiği görülüyor” diye konuşuyor.

BAĞLILIK YÜZDE 30 AZ
Egon Zehnder Yönetici Ortağı Murat Yeşildere de ofis arkadaşlıklarının, hatta ofis “flörtlerinin” kurum kültürünün görünmez ama güçlü bağları olduğuna dikkat çekiyor: “Hibrit ve uzaktan çalışma bu bağları zayıflattı. Doğal sohbetler, öğle yemekleri, küçük kutlamalar artık çok daha sınırlı. Araştırmalar, yalnızlığın stres, kaygı ve tükenmişlik riskini artırdığını, aynı zamanda işten ayrılma niyetini güçlendirdiğini gösteriyor. Yalnızlık yaşayan çalışanların elde tutulma oranı bazı şirketlerin verilerine göre yüzde 20-30 daha düşük.”
Gilda&Partners Consulting’den Jilda Bal ise CIPD (Chartered Institute of Personnel and Development) 2025 verilerine dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, İngiltere’de yıllık hastalık izninin çalışan başına 9,4 güne çıkarak 15 yılın zirvesine ulaştığını, ruh sağlığı ve stresin önde gelen nedenler olduğunu ortaya koyuyor: “Sonuçta da yalnızlık ve sosyal izolasyon bu resmi ağırlaştırıyor ve devamsızlık artarken ekip sinerjisi zayıflıyor. Yalnızlık ve kopukluk arttığında işyerindeki davranışlara da doğrudan yansıması oluyor. Sessiz istifa belirtileri, yani çalışanın mesaisini sürdürdüğü ancak görev tanımının asgari gereklerini yerine getirip inisiyatif ve ek herhangi bir çalışma yapmadan gününü tamamlamaya bakması ortaya çıkıyor.”
GÖZDEN UZAK, GÖNÜLDEN IRAK MI?
Yemeksepeti İnsan ve Kültür Lideri Aşkın Bostancıoğlu, “gözden uzak olan, gönülden de uzak olur” durumuna dikkat çekiyor. Bu nedenle hibrit ve uzaktan çalışma modellerinin ekipler arasındaki bağların zayıflamasına ve ekip üyelerinin iş içinde ve dışında paylaşımlarının azalmasına yol açtığını söylüyor. “Bu tablo çalışanları yalnızlığa itiyor” diyen Bostancıoğlu şunu ekliyor: “Burada kritik nokta, liderlerin hangi çalışma modeli benimsenirse benimsensin, ekip birlikteliğini sağlayacak rutinleri belirlemesi ve uygulaması. Unutmamak gerekir ki, bugün çalışanların yüzde 70’ten fazlası hibrit modelin devam etmesini istiyor. Buna rağmen birçok şirket haftada 5 gün ofise dönüş yapmış ya da ofiste geçirilen gün sayısını artırma yoluna gitmiş durumda.”
Hepsiburada Müşteri Deneyimi ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Grup Başkanı Esra Beyzadeoğlu, uzaktan çalışmanın verimlilik sağlasa da, sosyal bağların zayıflaması riskini beraberinde getirdiğini ediyor:“Oysa kurum kültürü yalnızca ekran başında yürütülen işbirlikleriyle değil, birlikte geçirilen zaman ve paylaşılan deneyimlerle güçleniyor. Hibrit çalışma modeli bu noktada güçlü bir denge sunuyor. Ofiste geçirilen günler, çalışanlara sadece sosyalleşme fırsatı vermekle kalmıyor; motivasyonu artırıyor ve işe bağlılığı pekiştiriyor.”

ŞİRKETLER ÖNLEM PEŞİNDE!
T4 People CEO’su Ali Tuncel, şirketlerin topluluk duygusu yaratırken samimi ve sürdürülebilir adımlar atması gerektiğine vurgu yapıyor. “Düzenli yüz yüze buluşmalar, ortak öğle yemekleri, başarıların kutlanması gibi küçük ritüeller aidiyet hissini artırıyor” diyor.
Ergene Consulting kurucusu ve Boyden Türkiye Ülke Lideri Murat Ergene de güçlü bir topluluk duygusunun, çalışanların kendini güvende ve ait hissetmesi için kritik olduğunu belirterek şu örnekleri veriyor: “Garanti Bankası, hızlı ve müşteri odaklı kültürüyle, ‘müşteri sorununu en hızlı ben çözerim’ anlayışıyla topluluk duygusu yaratıyor. Unilever, ‘sistem şirketi’ yapısıyla ‘işten ayrılmalar olsa da işler aksamadan yürür’ diyor ve topluma katkıyı ön plana koyuyor. Vakıfbank ise voleybol takımını destekleyerek toplumsal sorumluluk projeleri üzerinden çalışan gururunu ve topluluk bilincini besliyor.”
Penti’nin CHRO’su Selim Arda Üçer, “Haftanın 2 günü evden çalışıyoruz. Çalışanlarımız ofis dışında yalnızlık hissetmesin diye odak grupları yaptık. Mesela, önce ebeveyn grupları oluşturduk. Sonra hayvan besleyenleri bir araya getirdik” diyor. Bu çalışmalarda çok sayıda çalışanın, “İzolasyon duygusunu sadece ben taşımıyormuşum. Şirkette farklı ünvanlardaki insanlar da böyle hissediyormuş” tepkilerini duyduğunu ekliyor.
Unilever Türkiye & UNICA İK Başkanı Burcu Cantekinler Koç, Unilever olarak Şubat 2023’ten beri hibrit çalışma modelini benimsediklerini ve ofis ortamını da bir iş birliği ve sosyalleşme merkezine dönüştürmeyi amaçladıklarını ifade ediyor. “Bu modelin yalnızlık duygusunun üstesinden gelmeye imkân sağladığını ve verimliliği de artırdığını gözlemliyoruz” diyor.

ÖDÜLLENDİRME SİSTEMLERİ ÖNEMLİ
Akkök Holding CHRO’su Duygu Erzurumlu Cengiz, çalışan bağlılığı, deneyim kalitesi ve kurum içi etkileşim üzerine düzenli geri bildirim topladıklarını ve bu verileri somut aksiyonlara dönüştürdüklerini söylüyor. Bu sayede grupta sirkülasyon oranının sektör ortalamasının çok altında, yüzde 11 düzeyinde olduğuna dikkat çekiyor.
“İnsan odaklı ve esnek çalışma politikaları, çalışanlar arasında karşılık bulmuş durumda. Hibrit ve esnek çalışma modelleri, özellikle genç kuşakların iş-özel yaşam dengesi beklentilerini karşılarken, psikolojik konfor alanlarını korumaya da yardımcı oluyor.”
Avon İnsan ve Kültür Direktörü Nilay Birgören Erhan da, yalnızlığı sadece performans göstergeleriyle değil, daha bütüncül bir yaklaşımla izlediklerini dile getiriyor: “Hibrit ve uzaktan çalışma, ekiplerin bağ kurma sürecini yavaşlatabiliyor, özellikle yeni katılan çalışanların şirket kültürüne adaptasyonu daha uzun zaman alıyor. Ayrıca psikolojik destek programları çalışanların ihtiyaç duyduklarında ulaşabilecekleri güvenli kanallar sağlıyor. İnsan ve Kültür ekibi, çalışanlarla düzenli kahve sohbetleri ve kapsamlı oryantasyon programları yürütüyor. Ekiplerin kendi içlerinde bağ kurmasını destekleyen uygulamalar geliştiriliyor.”

YALNIZLIĞIN SONUÇLARI
AHMET BAĞDAT
Pegasus Hava Yolları Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü
- GENÇ ÇALIŞANLAR Öncelikle genç çalışanların daha deneyimli çalışma arkadaşlarından hem işi öğrenmeleri hem de mentörlük ve koçluk almaları zorlaştı.
- NETWORKING İş hayatının yadsınamaz bir gerçeği olan ‘networking’ imkânı da uzaktan çalışanlar için ister istemez daha kısıtlı.
- SOSYAL İLİŞKİ Ofis içi veya ofis dışı çalışma arkadaşlarımızla sosyal ilişkilerimiz artık daha zayıf ve bunun insan psikolojisine ve çalışılan kurumla kurulan ilişkiye olumsuz etkisi olmaması çok zor.
- DİJİTAL UNSURLAR Zoom toplantıları, WhatsApp veya Slack mesajları ile e-postalar çalışanlar üzerindeki mental yükü artıyor.
“OFİSLER SADECE ÇALIŞMAK İÇİN DEĞİL”
EBRU TAŞÇI FİRUZBAY
Garanti BBVA İK ve Kültür Lideri
- YENİ OFİS DÜZENİ Bugün iş hayatının ritmi geçmişe kıyasla çok farklı; teknolojinin hızlandıran, değişime yön veren gücü ve bu değişime uyumlanabilecek bir esneklik arayışı ile birlikte çalışma biçimleri de yenileniyor.
- İŞTEN DAHA FAZLASI Ofislerimiz, elbette kurumlar ve çalışanlar için hâlâ çok kıymetli. Yalnızca işimizi yaptığımız yer değil, aynı zamanda bir araya gelip paylaştığımız, birbirimizden öğrendiğimiz, sosyalleştiğimiz ve bağ kurduğumuz yaşam alanlarımız. Bununla birlikte hibrit modeller ile çalışanların iş-yaşam dinamiklerini kendilerinin belirleyebileceği bir esneklik sunabilmek de çok değerli.
- YÜZDE 40 OFİSTE Genel müdürlük ofislerimizde uyguladığımız hibrit çalıma düzeninde, çalışanlar 3 aylık periyotlarda yüzde 40 oranında ofisten çalışırken, mesai saatleri içinde 3 farklı zaman diliminden dilediklerini seçebiliyorlar. Diğer yandan uzaktan ve hibrit çalışma modelleri elbette ancak yapılan işin doğasına uygunsa hayat geçebiliyor.
- İYİ HAL İÇİN DESTEK Hayatın bu kadar hızlı aktığı bir dönemde, çalışanların iyi olma halini destekleyecek yaklaşımların ve programların çok daha kritik önem taşımaya başladığını düşünüyorum. Bu nedenle Garanti BBVA’da iş-yaşam dengesinden çok daha fazlasını, sağlıklı bir iş-yaşam ilişkisini önceliklendiriyoruz. Bu yaklaşımın bir yansıması olarak hayata geçirdiğimiz İYİ programımız, konserlerden atölyelere, ailelerle birlikte katılabilecek etkinliklerden psikolojik danışmanlık ve diyetisyen desteğine kadar geniş bir içerik sunuyor.
OLCAY NOMAK
Migros Grubu İnsan Kaynakları ve Endüstri İlişkileri GMY
“Ofiste bir arada çalışmanın takım ruhu, birbirini daha iyi anlama, empati, durumsal yaratıcılık, network gibi pek çok konuda güçlü bir destek sağladığını düşünüyorum ve görüyorum.”
YALNIZLIĞIN GERÇEK FATURASI
Dünya Sağlık Örgütü’nün de ruh sağlığı için tehlikeli bulduğu yalnızlıkla ilgili kritik verilere dikkat!
- 400 MİLYAR DOLAR
CIgna’nın raporuna göre, yalnızlık ABD’deki işverenlere her yıl 154 milyar dolar kaybettiriyor. Bunun ana nedenleri arasında ise ‘artan devamsızlık, düşük verimlilik, mental sağlık sorunları ve yüksek çalışan sirkülasyonu’ yer alıyor. - 9,4 GÜN
CIPD’in 2025 verilerine göre İngiltere’de yıllık hastalık izni çalışan başına 9,4 güne çıkarak 15 yılın zirvesine ulaştı. ‘Ruh sağlığı ve stres kaynaklı’ rahatsızlıklar ilk 3 sırada yer alıyor. - %70
Boston’daki Institute for Life at Work’tan Dr. Connie Hadley’in araştırmasına göre, çalışanların %70’inden fazlası kendini yalnız hissediyor. Bunun da depresyon ve kaygı gibi yan etkilere yol açtığını söylüyor. - 6’DA 1
Prof. Jonathan Haidt’e göre gençlerin arkadaşlarıyla geçirdiği zaman % 50 azaldı. Bu yalnızlık laşık her 6 kişiden 1’ini etkiliyor. - %67
Cigna’nın raporu, ofiste yalnızlıktan en çok sıkıntıyı Z Kuşağının çektiğini ortaya koyuyor. En düşük oranı ise onlara göre çok daha kıdemli olan Baby Boomers denen kuşak oluşturuyor. Onlarda oran %44 düzeyinde seyrediyor. - 180 DAKİKA
McKinsey’nin araştırmasına göre, tüketiciler haftada 180 dakika (3 saat) daha fazla boş zamana sahip olmaları durumunda, bunun % 90’ını tek başlarına geçirmeyi tercih edeceklerini söylüyorlar. - %35
Cigna’ya göre Amerikalı çalışanların %50’den fazlası kendini yalnız hissediyor. Bu gruptakilerin %35’i, ayda en az 1 gün işe gelmiyor. Bu oran yalnız hissetmeyenlerde yüzde 22.

OFİS FLÖRTÜ BİTTİ Mİ?
- DAHA AZ ‘CRUSH’ Eskiden kahve içme bahanesiyle başlayan sohbetler, öğle yemekleri ya da iş çıkışında yapılan buluşmalarla doğal olarak gelişen ilişkiler, bugün yerini çok daha sınırlı temaslara bıraktı. SHRM’in yeni yaptığı araştırma bu dönüşümü verilerle anlatıyor:
-2024’te çalışanların yüzde 49’u işyerinde birine “crush” (çekici bulma/ilgi) hissettiğini belirtirken, 2025’te bu oran yüzde 22’ye düştü.
-Aynı dönemde iş arkadaşlarıyla randevuya çıkanların oranı yüzde 21’den yüzde 16’ya, ast/üst ile olan asimetrik “riskli” ilişkilerin oranı ise yüzde 13’ten yüzde 7’ye geriledi. - DİJİTAL FLÖRT YÜKSELDİ Zety’nin 2025 tarihli Modern Workplace Romance raporu, ofis romansının tamamen bitmediğini, sadece dijitale kaydığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 86’sı, uzaktan çalışmanın iş arkadaşlarıyla romantik bağ kurmayı kolaylaştırdığını söylüyor. Yüzde 62’si ise bir iş arkadaşına Slack, Teams ya da e-posta üzerinden romantik/flörtöz mesaj gönderdiğini kabul ediyor. Emojiler ve GIF’ler, flörtleşmenin yeni dili haline gelmiş durumda; çalışanların yüzde 94’ü bu görsellerin flörtü kolaylaştırdığını ifade ediyor.

