YAZI: M.RAUF ATEŞ
Şirketin işleri iyi gidiyor, global markalara üretim yapıyor, üstelik ihracatta da başarılı bir performans izliyorlardı. Ancak, Avrupa’daki ihracat başarısına, ABD pazarında ulaşmak mümkün değildi. Çünkü, ABD pazarına yönelik ihracatta yüzde 16-32 arasında gümrük vergileri vardı. Bu konu üzerinde çalışırken, şimdi çok gözde olan bir fikir ortaya atıldı. ABD’ye ‘sıfır gümrükle’ ihracat yapılan ülkelere yatırım yapılabilir, oradan ihracat kanalı oluşturulabilirdi.
İşte yüzde 100’ü Şankaya Ailesi’ne ait olan Yeşim Grubu’n gündemine Mısır’a yatırım 2009 yılında bu amaçla geldi… İlerleyen yıllarda şirket Mısır’daki operasyonlarını büyüterek 3 ayrı yerde üretim tesisi kurdu. Şimdi 11 bin kişiye istihdam sağlıyor ve Mısır’da tekstil ve hazır giyim sektörünün en büyük ihracatçısı konumuna ulaştı.
Mısır’daki operasyonları yöneten Yeşim Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Şankaya, “2024 yılını Mısır’daki şirketimiz 220 milyon dolar ile kapatıyor. Önümüzdeki yıl yüzde 14 civarı büyümeyle 250 milyon dolara yakın ihracata ulaşmayı öngörüyoruz” sözleriyle gelinen düzeyi anlatıyor.
Ona göre, Mısır’a yatırım yapılmasaydı, global firmalar Türkiye’den alım yapmayacaklardı. İki taraftan da üretim yapılabildiği için alıma devam ettiler. Yurt dışında tekstil ve giyim üretimini yıllar önce keşfeden Selim Şankaya, tekstilin performansından, sektördeki üretimin yurt dışına kaymasına kadar önemli konularda görüşlerini paylaştı.
SEKTÖRÜN ZOR YILI
Tekstil ve giyim sektörü için son 1 yılın iyi geçmediğini söyleyebilirim. Sektör olarak geriye gittik. İhracat ve iç piyasada daralma yaşandı. Dolar bazında yaklaşık yüzde 10, hatta bazı örme ve dokuma gruplarında yüzde 12’ye kadar küçülmeler oldu. 2023’te de bu şekilde olmuş, yılı yüzde 10 civarı bir küçülmeyle tamamlamıştık.
İhracat tarafında bunun en önemli nedeni maliyet artışları… Geçtiğimiz 2 yıldaki enflasyon ortada. Bunun karşılığında dövizin enflasyon kadar yükselmemesi, hatta yüzde 50’sinden bile daha aşağıda kalması bu duruma sebep oldu. Bu, direkt yüzde 35 maliyet artışı anlamına geliyor. Hatta 2 seneye baktığımızda bu oranın çok daha fazla olduğunu göreceğiz.
Ortada böyle bir maliyet artışı var ve biz müşteriye yansıtamıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretsek bile, bu artışı müşterilerimize yansıtamaz olduk. Şirketler önce kârlarından yedi. Ama şu anda gelinen noktada birtakım şirketler küçülmeye başladı. Bazı müşterilerimiz de Türkiye’den çıkmaya, Uzak Doğu ve Kuzey Afrika’daki farklı ülkelere kaymaya başladılar. Bu çok önemli ve alarm veren bir gelişme, çünkü hazır giyim ihracatımız her geçen gün daha da hızlı küçülmeye başladı.
YIL ZARARLA KAPANIR
Belki 2023 yılına kadar sektörde kâr oranları düşmüştü. 2024 yılında birçok şirket, ‘maliyet kısma ve küçülme’ gibi önlemler almaya gayret etti. Bazı şirketler de daha katma değerli ürünlere yönelme çabasına girdiler.
Bizim Bursa’da kilogram başına ihracatımız 15 dolar ile 22 dolar arasında değişiyor. Bu sorunu aşmak için strateji değiştiren şirketler oldu. Biraz daha ‘fashion’ diyebileceğim, daha tasarıma dönük ürünlere yönelerek aksiyon almaya gidenler oldu. Ama bu da çok yeterli olmadı, çünkü sektör olarak çok ciddi bir kapasitemiz var. O büyük işgücü ve kapasiteyi doldurmamız gerekiyor.
Dolayısıyla, yaptığınız ürünleri hızlı bir şekilde aşırı katma değerli ya da yenilikçi tasarım ürünlere çevirmek kolay değil. Bu yüzden biraz daha basit ya da daha sade ürünleri olan şirketlerde zarar oluştu. Bana göre birçok firma 2024’ü zararla kapatacaktır.
KATMA DEĞER YARATMA
Katma değerli dediğimiz ürünü, ‘temel’ (basic) bir ürüne göre yüzde 30 ile yüzde 50 üzerine daha yüksek fiyata satabilirsiniz. Ancak, bunu sadece tasarım olarak ele almamak lazım. Süreci hammaddeden başlatmak gerekir. Böyle baktığınızda, bir tişörtü, kumaşından dikimine kadar geçen süreci değiştirerek, 2 katı fiyatına satabilirsiniz.
Burada kullandığımız hammadde ve müşteriye sunduğunuz yenilik çok önemli. Farklı bir tedarikçiden alamayacağı özelliklerde bir ürün sunuyorsanız, o zaman benzer bir ürünü rahatlıkla yüzde 30 üzerine satabilirsiniz. Ancak, yüzde 30 direkt kârınıza yansıyan bir şey değil. Sonuçta ona katma değer elde ederken, bir miktar ekstra gider de yaratıyorsunuz.
TEMEL MALİYET GİDERLERİ
Bizim sektörde ana girdiyi işçilik oluşturur. İkincisi iplik, üçüncüsü de enerjidir. 2022 sonundan bu yana geçen 24 ayda bizim Euro bazında işçiliğimiz tam 2 katına çıkmış durumda. Bizim işimizde maliyette işçiliğin payı ‘ideal’ olarak yüzde 15-20 olmalı, 20’yi geçmemeli. Şu anda yüzde 30-35 arasında seyrediyor.
Enerji, elektrik giderlerinde de bir artış oldu ama işçilik kadar rahatsız ettiğini söyleyemeyiz. Oradaki artışları bir şekilde karşılayabiliyoruz ama işçilik maliyetindeki artış döviz kuru ile paralel ilerlemediği için bizi çok zor durumda bırakıyor.
Rekabet ettiğimiz ülkelere baktığımız zaman, Uzak Doğu’da enerji ve doğalgaz giderleri bize göre çok daha düşük. Bize göre 4’te 1’i kadar fiyattan söz edilen ülkeler var. Ancak yine de son bir senede ciddi bir artış olmadığı için ilk sıraya koymam.
RAKİPLERİN DURUMU
Çin, bizim hâlâ önemli bir rakibimiz. Bu ülke de Türkiye gibi çok ciddi bir ürün yelpazesine ve yetkinliğine sahip. Son yıllarda inovasyonu ve tasarımı çok geliştirdiler. Ancak, bununla birlikte Çin’in de maliyetleri ciddi şekilde arttı. O bölgeden Malezya, Vietnam ve Kamboçya öne çıkıyor. Son zamanlarda Mısır, Avrupa ve Amerikalı markaların radarına girdi. Tunus, Cezayir, Fas ve Portekiz yine çok önemli. Bu ülkeler Avrupa’ya yakın oldukları için Türkiye’den verdiğimiz hızlı servisi oradan da verebiliyorlar.
Şuna dikkat çekmek lazım: Çin, ücretteki avantajını kaybetmiş durumda. Oradaki şirketler farklı rakamlar verseler bile şu anda ücretler 650-700 dolardan aşağı değil. Bunun yanında Mısır’da 250-300 dolar arası olduğunu biliyoruz. Üstelik bunun içinde, vergi dahil üzerine giydirilmiş bütün maliyetler var.
Fas’ta şu anda işçilik maliyeti 400 dolar civarı. Ürdün, Türkiye’nin direkt rakibi olmasa da bölgede güçlü bir oyuncu… Çünkü, ABD ile serbest ticaret anlaşması var. Orada Uzak Doğu’dan getirilen iş gücüyle iş yaptırılıyor, 400 dolar civarı. Cezayir ve Tunus’u tam bilmiyorum. Portekiz, Türkiye ile paralel.
YURT DIŞINA YATIRIM ARTIYOR
Yurt dışına yatırım yapmak isteyen, arayışta olan çok şirket var. Ben bile haftada 3 farklı tanıdığımdan telefon alıyorum. Mısır’la ilgili bilgi isteyenler, randevu konusunda destek talebi yapanlar çok oluyor. Ama bildiğim kadarıyla harekete geçen çok fazla olmadı.
Örneğin, son 1 yılda birkaç büyük ölçekli ‘kot’ üretimi yapan şirketler Mısır’da arsa aldılar. Bina kiralayanlar var. Buradan makine dizilimlerinin bazılarını Mısır’a götürenleri biliyoruz.
Aynı şekilde Cezayir’de ortaklıkla ülkeye giren bildiğim firmalar var. Gidenlerin ilk gerekçesini yüksek enflasyon ve ‘finansman’ maliyeti kaynaklı rekabet avantajımızı kaybetmemiz oluşturuyor. Çünkü, önümüzü göremiyoruz. Enflasyonu ve dövizin yönünü tahmin edemiyoruz. Kredi faiz oranları yüksek olduğu için, yatırım ve işletme sermayesi için uygun finans desteği alamıyoruz. Özetle maliyet yüksek ve geleceği öngöremediğimiz için yurt dışına gidişler oluyor.
Mesela Mısır’da krediye ulaşmak çok daha kolay. Orada hem faizler çok daha düşük hem de paraya ulaşım daha kolay.
MISIR YATIRIM DOSTU MU?
Türkiye kadar ‘yatırım dostu’ bir ülke değil ama her geçen gün geliştiğini söyleyebilirim. Şu anda Mısır’da strateji olarak yabancı yatırımcıyı çekmeye öncelik veriliyor. Gelen yabancı yatırımcıya da olabildiğince ilgi gösteriliyor; farklı sektörlerin ülkeye giriş kolaylaştırılıyor. En önemlisi de finansman kolaylığı ön planda tutuluyor.
Bakanlar, farklı ülkelere ziyaretler yapıp, yatırımcı davet etmeye çalışıyorlar. Ama yabancı yatırımcıya özel bir teşvik yok. Yerlilerle aynı kolaylık ya da zorluklarla uğraşmak gerekiyor.
Bana göre yabancı yatırımcı için, Mısır’ın en büyük avantajı işgücü, rekabetçi enerji kaynağı, jeopolitik konumu ve ciddi bir tüketim gücüne sahip olması. 110 milyon nüfusu var. Alım gücü de her geçen artıyor.
İkincisi ise Amerika ile serbest ticaret anlaşması. Otomotivden beyaz eşyaya, teknolojiye, mobilyaya, her sektör Mısır’dan Amerika’ya ihracat yapabiliyor. O açıdan ciddi bir yatırım çekiyorlar.
“TÜRKİYE ÜSSÜMÜZ MISIR’DA YATIRIMA DEVAM EDERİZ”
- ANA NEDEN Aslında biz Mısır’dakini, Türkiye’deki operasyonumuzu güçlü tutabilmek için kurduk. Mısır’la birlikte Türkiye’de de yatırımlara ve hızlı büyümeye devam ettik.
- BÜYÜME Önümüzdeki 3 sene farklı ülkeler yok. 2027’ye kadar Mısır’da büyümeyi sürdürmeyi düşünüyoruz. Hem ürün yelpazemizi genişletiyoruz hem de üretim kapasitemizi artıracağız. ‘Full entegre’ şekilde büyüyoruz. Hem kumaşı hem hazır giyimi orada yapıyoruz.
- KATMA DEĞER ÜSSÜ Türkiye tarafında üretimlerimize devam ediyoruz. Burası ana kalemiz. Türkiye’de katma değerli, tasarıma dönük, miktar olarak biraz daha küçük, ama satış fiyatı olarak daha büyük ürünlerle hizmet edeceğiz.
- YÜKSEK ADET MISIR’A Aynı müşterilerimize, daha katma değerli ürünlerle Mısır’da daha yüksek adetli servis veriyoruz. Son 2 senedir otomasyona yatırım yapıyoruz. Otomasyon ile kişi başı çıktımızı artırmaya gayret gösteriyoruz.
YEŞİM GRUBU’NUN BÜYÜKLÜĞÜ
- HEDEF 500 MİLYON DOLAR Bu seneyi 490 milyon dolar ihracat ile tamamlayacağız. Önümüzdeki seneyi de 500 milyon doların üzerinde tamamlamayı hedefliyoruz.
- BÜYÜK İSTİHDAM Yeşim Grup çatısı altında şu anda 17 bin 500 kişi çalışıyor. Bu rakamın yaklaşık 6 bini Türkiye’de, bin 500’ü Moldova’da, gerisi Mısır’da çalışıyor.
- 25 BİN KİŞİYE İŞ Türkiye’de ciddi bir fason ve yüzde 100 bize çalışan bir tedarikçi ağımız var. Onları da saydığımız zaman yaklaşık 25 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Yüzde 100 bizimle çalışan yaklaşık 20-25 firma var.
“OTOMASYONLA VERİM YÜZDE 3 ARTIYOR”
- “Bizim sektörümüzde otomasyona dönerek yüzde 15 gibi büyük bir verim artışı olmasa da yaklaşık yüzde 3 civarı diyebileceğimiz iyileşme sağladık. 10 bin kişi ile 10 milyon adet üretiyorsak, onu 10.3 milyon adede çıkaracağız. Önümüzdeki yıllarda bu oran daha da artacak. Bizim şu anda hedefimiz, otomasyon/teknolojiyle, her yıl yaklaşık yüzde 3 ila 4 arasında verimimizi artırmak olmalı. Bu rakamlara önümüzdeki yıllarda ulaşmak hedefimiz.”
MISIR’DAN ABD’YE İHRACATIN AVANTAJI
- Bizim Türkiye’den 100 liraya sattığımız bir ürün, müşterimiz tarafından vergi nedeniyle ABD’ye 116 ya da 132 liraya ithal ediliyor. Pamuklu ürünlerde yüzde 16, sentetik performans ürünlerinde yüzde 32 oranında ‘ekstra vergi’ geliyor. Mısır’dan gidince 0’a iniyor. Bu da Mısır’ın en büyük avantajı…