Adnan Bali, İş Bankası’nın ülkemizde girişimciliğin gelişmesi için ekosistemin olabildiğince tüm kesimlerine dokunarak mentorluktan fon sağlamaya, kadın girişimcilerden tarım alanına kadar farklı platformlarla işbirliği yapmak suretiyle kapsayıcı bir şekilde destek verdiğini vurguladı.
İş Bankası’nın sadece günümüzde değil, tarihsel olarak bugünkü kavramlarla ifade edilmese bile kuruluşundan itibaren camdan tekstile, şekere, radyo yayıncılığına kadar birçok işletmeye iştirak ettiğini, yeni fikirleri desteklediğini ve yeniliklerin öncüsü olduğunu ifade eden Bali, şöyle konuştu: “Biz bu toplumdan aldığımız, kazandığımız değerleri tekrar topluma kazandıracak bir anlayışla çalışıyoruz. Çeyreklik bazlarda performans kriterleriyle yönetilmiyor; çalışanları dâhil bütün paydaşlarına değer yaratmak için faaliyet gösteriyoruz. Girişimcilik, aslında bu yöndeki çabalarımızın bugünkü terminolojiyle karşılığıdır. Girişimcilik konusunun özü, yapabileceğiniz işlerle topluma ve bireylere değer kazandıracak, iş, aş, istihdam yaratacak, kolaylıklar yaratacak olan bir dünyadır. Biz bu bakımdan İş Bankası olarak kendimizi sorumlu görüyoruz. Bu bir moda, trend gibi olmaz. Girişimcilik öyle bir iştir ki eğer elinizi taşın altına koyacaksanız birçok deneme, yanılma, hatalar dâhil tüm sıkıntıların göğüslenmesini gerektiren orta-uzun vadeli bakış açısı, sabır gerektirir. İş Bankası, bunun karşılığıdır.”
Girişimcilik Vakfı’nın çok önemli ve kıymetli bir iş yaptığını, İş Bankası ile Vakfın girişimcilik konusundaki amaçlarının ve faaliyetlerinin örtüştüğünü söyleyen Bali, “Bu ülke eğer katma değerli büyüyecekse, dünyada belli alanlarda özellik arz eden işlere imza atacaksa bizim gibi kurumlar gençleri desteklemeli, gençler için ortam sağlamalı, iklim sağlamalı. Finansmanın yanı sıra o fikri zemini, o iklimi yaratacak şekilde gençlerin arkasında durmak lazım” dedi.
“Girişimcilik bir kültür ve bakış açısıdır”
Girişimciliğin bir kültür ve bakış açısı olduğunu ifade eden Bali, “Girişimcilik hayalle başlar, yöntemlerle gelişir, ticari ve diğer bakımlardan uygulanabilirlik aşamasına gelince de meyvelerini vermeye başlar, sonuçlanır. İnovasyondan da sürekli olarak beslenir. Hayal çok kıymetli bir şey… Ama onun kadar kıymetli bir şey de o hayali emekle, yöntemsel çerçeve ve yineleyici süreçlerle deneye yanıla ticari tatbik kabiliyeti olabilecek bir aşamaya dönüştürecek olan işçilik… Sadece fikirlerin olması hiçbir şeyi değiştirmez. Burada bütün mesele emekle, çalışmayla, disiplinle bunu yapabilmek, denemeden de korkmamak. Ben bu bakımdan ‘bir hayalim var’ diyen ve aynı zamanda mentorluk, koçluk dahil bütün bu süreci birlikte yaşayabilecek tarzda hayalinin ötesinde belli bir mesafe kaydetmişlerin, İş Bankası’na geldiğinde karşılık bulacağına inanıyorum” dedi.
Girişimcilikte; hiç satmayacak gibi değer yaratma sürecini dinamik bir şekilde yürütebilecek, yönetebilecek bir tarzda gitmenin başarıda önemli olduğunun altını çizen Bali, “ ‘Bir gün buradan çıkayım’ düşüncesiyle yönettiğinizde çıkabilirsiniz ama aslında iyi bir değerden çıkma imkânlarınızı kısıtlamış olursunuz. Onun için mutlaka önce işi, değer yaratacak şekilde ilk baştaki fazını kaybetmeden götürebilmeniz gerekir” diye konuştu.
İnovasyon ve gelişmenin insanlık tarihinde her zaman var olacağına işaret eden Bali, “Paradigmalar değişiyor, statik değiliz, kâğıtlar her an bir daha karılıyor. Yeni inovasyon alanları, yeni girişimcilikler, yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin uygulama alanları yeniden doğuyor. Dolayısıyla biten, tükenen havuzdan bir şey alıyor değiliz. Bu, sürekli böyle devam edecek. Evvelkiler bitiyor. Evvelkiler bitme fazına gelmeden önce exit’i başarmak lazım” yorumunu yaptı.
“Hayatın neresinde bir sorun görüyorsanız orada bir inovasyon imkânı vardır”
Bir girişimin başarısında toplumdan ve müşterilerden ne kadar beslendiğinin de önemli olduğuna dikkat çeken Bali, müşteriyi ancak süreçlerin içine katanların inovatif olabileceklerini ve girişimlerinde başarıyı yakalayabileceklerini söyledi. Belli bir ölçeğin üzerine gelmiş olan kurumların, mutlaka kendi işlerine dönük inovatif kültüre sahip olmaları gerektiğinin altını çizen Bali, “İnovatif bir kültüre sahip olabilen ve Ar-Ge’ye yeterli yatırımı yapan kurumlar, arada duraklarda ihtiyaç duyulan oranda etrafındaki fark yaratmış girişimleri sistemine dahil edebilir. Bu bir uyumsuzluk yaratmaz. Ama beş on parçalı, her yerden bir şey alarak olmaz. Futboldan örnek vereyim; takımın bir iskeleti olmalı. Takımı baştan sona kurduğunuzda pek bir şey olmaz. Özelikle büyük takımsanız mutlaka bir iskelet, omurga kurulacak” diye konuştu.
Girişimcilikte farkındalık yaratmanın önemine de işaret eden Bali, anlamlı, fark edilemezler kitlesinden o girişimi ayıran bir fark ortaya konulması gerektiğini söyledi. Çözüm üretilmemiş herhangi bir ihtiyacı karşılamaya dönük fikirlerin uygulandığında, hayata geçirildiğinde çok kıymetli olabileceğini ifade eden Bali, “Hayatın neresinde bir sorun görüyorsanız orada bir inovasyon imkânı vardır. Bütün hayata böyle bakmak gerekir diye düşünüyorum” dedi.