Fast Company Türkiye
YAZI: JESSICA THIEFELS
OKUMA SÜRESİ: 8 DK
İnsanlar, mutluluğun dış etkenlere ve yaşam koşullarına bağlı değişen, geçici bir durum olduğunu düşünür. Oysa mutluluk bilinçli olarak yaptığımız bir seçimdir. İş stresi, ilişkilerdeki çatışmalar, yaklaşan teslim tarihleri veya Zoom yoğunluğunun verdiği yorgunluk… Nelerle karşı karşıya olursanız olun, yine de mutluluğu seçebilirsiniz. İşte son bilimsel araştırmaların mutluluğu bulmak konusunda söyledikleri ve hayatınıza uyarlayacağınız birkaç strateji.
Size iddialı hedefler belirlemeniz, çok çalışmanız, daha fazla para kazanmanız ve ardından başarılarınızın tadını çıkarmanız söylendi, değil mi? Ancak girişimci ve iş danışmanı Nick Wolny’nin bir makalesinde de belirttiği gibi bu türden tatminler çabucak yok olur. Bunun nedeni, gerçek, kalıcı mutluluğun geçici koşullarla üretilemeyeceğidir. Mutluluk size ulaşılmaz görünüyorsa, mutluluğun ne anlama geldiğini yeniden tanımlamanın vakti gelmiş demektir.
Danışmanlık şirketi Delivering Happiness’in CEO’su ve yazar Jenn Lim, mutluluğu rahatlık veya zevk duygularıyla ilişkilendiren hedonik bir görüşten ziyade, ‘kendini gerçekleştirme’ zihniyeti olarak tanımlıyor. Lim’e göre bu daha sürdürülebilir ve ulaşılabilir çünkü kendi mutluluk tanımınızı yaratmak, dış faktörlerin tatmin duygunuzu artırıp azaltamayacağı anlamına gelir. Jenn Lim’e göre ‘amacınızı bilmelisiniz’ yani kim olduğunuza ve değerlerinizin ve önceliklerinizin nerede yattığına sadık olmalısınız. Bu amaç güvenli olduğunda hiçbir zorluk mutluluğunuzu sarsamaz. Yani içsel bir mutluluk zihniyetini geliştirmekten kendiniz sorumlusunuz.
İŞYERİNDE MUTLULUK BİLİMİ
Gerçek mutluluk arayışı, sizi uzun vadede ayakta tutan şeyi bulmak için içsel bir motivasyon geliştirmekle de ilgili. Dolayısıyla beyin, ödül, terfi, para gibi dışsal başarılar yerine, bir amacın peşinden gitmek veya kendini geliştirme, kişisel meydan okuma gibi içsel doğrulama için bir sonuç elde etmek üzere motive edilirse, mutluluk daha kalıcı olabilir. Peki mutluluk ve motivasyon arasındaki bu bağlantı işyerine nasıl yansıyor? Frontiers in Psychology dergisinde yayınlanan 2020 tarihli bir araştırmanın ortaya koyduğu gibi, yüksek içsel motivasyona sahip çalışanlar rollerinden daha fazla tatmin oluyor, bu da şu sonuçları beraberinde getiriyor:
*Daha güçlü iletişim becerileri
*Artan katılım oranı
*Daha pozitif müşteri ilişkileri
*Yüksek enerji, tutku ve coşku
*Verimlilik artışı
*Daha fazla örgütsel bağlılık
İŞTE VE HAYATTA NASIL MUTLU OLUNUR?
Mutluluğun içsel bir konu olduğunu anladık. Şimdi hem profesyonel hem de kişisel çevrenizde nasıl daha mutlu bir insan olunacağını bulmanın zamanı geldi. İşte mutluluğu yeniden tanımlama ve yaratma konusunda size hızlandırılmış bir kurs:
Anlam aramakla ilgili takıntınızı bırakın
Herkes dünya üzerinde anlamlı bir etkisinin olmasını ister. Ancak yazar Wendy Syfret’e göre saplantılı bir anlam arayışı hayatınızı zindan edebilir. O yüzden Syfret ‘hayatın anlamsız olduğunu’ belirten azıcık da tartışmalı nihilist bir yaklaşım öneriyor. Bu yaklaşımla, anlamın şişirilmiş baskısını serbest bırakıp hayatın gerçekçi beklentilerle basitçe ortaya çıkmasına izin vererek, şimdiki zamanda daha fazla kök salmış hissedeceksiniz. Peki bunu nasıl yapacaksınız?
*Sizi ‘şimdi’ye bağlayan aktiviteler yapın. Bu bir günlük tutma ritüeli, meditasyon, doğada yürüyüş, nefes egzersizi, sportif egzersiz veya derin bir sohbet olabilir. Bu faaliyetler, beyninizi anda olmaya ve o anda kalmaya yönlendirir.
*Daha geniş bir varoluş kapsamında kendi küçüklüğünüzü kabul edin. Evrenin merkezi olmadığınızı bilmek size bir çeşit özgürlük verir. Bu nedenle, kendi deneyimlerinizin dışında düşünün ve başkalarının bakış açılarından da öğrenin. Sonuç olarak, daha meraklı, empatik ve tatminkar bir insan olacaksınız.
*Değer ve anlam arasındaki önemli farkı bilin. Anlam semboliktir, ancak ‘değer’ neyi temsil ettiğinize ve neye önem verdiğinize dair pratik bir bilgidir. Değerler, gerçek mutluluk için esastır çünkü zamanınızı, kaynaklarınızı, enerjinizi ve dikkatinizi hangi önceliklere odaklayacağınızı bildirirler. Değerlerinizi biliyor ve yaşıyorsanız, içsel mutluluğu bulabilirsiniz.
Hedeflerle ilişkinizi yeniden düşünün
İnsan çoğu zaman, mümkün olmayan acımasız hedefler koyar ve sonra gerçekleşmediğinde kendini ‘başarısız’ olarak etiketler. Hedef ulaşılabilir olduğunda bile, başarının geçici zirvesi, arkasında bir hayal kırıklığı hissi bırakarak kaybolur. Ancak buradaki sorun hedefin kendisi değil, hedefle olan ilişkidir. Klinik psikolog Lindsay Henderson, hedeflerle olan ilişkiniz için ‘lütuf zihniyetini’ öneriyor. Bu zihniyeti benimsediğinizde hedefleri gerçekleştirmenin yeni yolları da şöyle:
*Hedeflerinizi bir dizi mikro alışkanlığa bölün. Zamanla küçük, artımlı değişiklikler yapmak, hedefi daha yönetilebilir hale getirir ve daha az stresli hissettirir. Belirlediğiniz makro hedefe kademeli olarak ulaşmanıza yardımcı olacak mikro alışkanlıkları rutininize ekleyin.
*Hedefleri karakterize etmek için kullandığınız kelimeleri düşünün. Kelimelerin gücü vardır, bu yüzden hedefler hakkında nasıl konuştuğunuza dikkat edin. Yaşam Koçu Kristin Brownstone’a göre olumsuz kelimeleri olumlu olanlarla değiştirmelisiniz. Örneğin, ‘yapmalıyım’ı, ‘elde ederim’e çevirin.
*Her hedefin ardındaki kapsayıcı ‘neden’ konusunda net olun. Amaç ve memnuniyet arasındaki bağlantıyı hatırlayın. Bu, hedef belirleme için de geçerli. Bir hedefin neden önemli olduğunu, bundan kimin yararlanacağını ve sizin (veya başka birinin) hayatınıza ne gibi bir değer katabileceğini belirleyin. Bu, ivmenizi ve azminizi artırır.
*Kendinizi ödüllendirin ama mutluluk için buna güvenmeyin. Bir hedefe ulaştığınızda zaferi hissetmek normaldir, bu yüzden büyük ya da küçük tüm kazanımları kutlayın. Bu, daha önce bahsettiğimiz ‘kendini gerçekleştirme’ duygusuyla bağlantı kurmanıza yardımcı olur. Ancak yine de içsel mutluluğunuzun dış ödüllere veya onaylamalara bağlı olmasına izin vermeyin.
Zihinsel ve duygusal dayanıklılık oluşturun
İyimserliğin sırrı, sürekli olumlu duygular üretmek değil, dayanıklılık geliştirmektir. Peki son yıllarda da moda haline gelen bu ‘dayanıklılık’ ne anlama geliyor? Dayanıklılık, krizlerden hızlıca çıkabilmek, hatalardan ders almak, büyüme fırsatlarını belirlemek ve engelleri aşabilmek adına sağlıklı başa çıkma becerileri oluşturmak için zihinsel ve duygusal bir güçtür.
İşte size daha sürdürülebilir bir mutluluk yaratabilmeniz için kendi dayanıklılığınızı oluşturmanıza yardımcı olacak birkaç strateji:
*Kendi yeteneklerinize ve olumlu niteliklerinize inanın. Kendine güven duygusu, şüphelere veya güvensizliklere meydan okumanız ve başkalarından gelen geri bildirimleri kabul etmeniz için size duygusal güvenlik sağlar.
*Esnek olun ve değişimin kaçınılmazlığını benimseyin. Hayatta değişmeyen tek şey onun tahmin edilemezliğidir. Bu yüzden değişimden korkmayın veya değişime direnmeyin. Uyum sağlayın. Böylece gelişme ve evrilme fırsatlarını keşfedeceksiniz.
*Hem umutlu hem de minnettar kalmak için sebepler arayın. Bir durum ne kadar umutsuz olursa olsun, hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Daha parlak bir yarın için umut etmek, sizi her gün hayata devam etme dayanıklılığı ile besleyecektir.
*Proaktif, hayata geçirilebilir problem çözme becerileri geliştirin. Bir çatışma ortaya çıktığında, asla dürtüsel tepki vermeyin. Derin nefes alarak yavaşlayın, sorunu çözmenin pratik ve mantıklı yollarının bir listesini yapın.
*Kendinizi besleyin ve sağlıklı ilişkilere yatırım yapın. Kendinize iyi bakmak dayanıklılık ve mutluluk için hayatidir. Yeterince uyuyun, egzersize zaman ayırın, su için ve besleyici gıdalar yiyin. Kendinizi canlandırıcı ilişkilerle kuşatın. Keyifli aktiviteler ve etkileşimler için zaman ayırın. Bu ihtiyaçlarınız karşılandığında, yenilenen enerjiyle engellerle başa çıkabilirsiniz.
