Fotoğraf: Pixabay
Tüm zamanların en çok satan kariyer kitabının What Color Is Your Parachute? (Paraşütün Ne Renk?) diye tuhaf bir ismi var.
Kitabın yazarı Richard Bolles ana fikri şöyle özetliyor: “İş arayış sürecine girmeden önce, ister tutkunuz, ister hayattaki amacınız olsun, tam olarak ne aradığınıza karar vermeniz çok önemli. Önce tutku, sonra iş arama gelir.” Bolles kalbinizin sesini dinlemeyi salık veriyor. Elinize kâğıt kalemi alıp yaza çize ya da kendi içinize dikkatle, derinlemesine bakarak sizin için doğru yolu bulun diyor.
Ona göre, bir kez misyonunuzu belirlediğinizde, ona ulaşmak için uzun vadeli bir plan yaparak kim olduğunuzu ve on yıl sonra nerede olmak istediğinizi bulmalı ve sonrasında oraya varabilmek için geriye dönük bir yol haritası çıkarmalısınız.
Benzer tavsiyeleri her yerde görürsünüz. Örneğin, Stephen Covey’nin Seven Habits of Highly Effective People (Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı) kitabında yer alan yedi alışkanlıktan ikincisi “Sonunu düşünerek işe başla,” der. Kendin için, hedeflerini merkezine alan kişisel bir bildirge oluşturman gerektiğini söyler. Rick Warren’sa The Purpose Driven Life (Amaca Yönelik Yaşam) kitabında, her birimizin bu dünya üzerinde tek bir amacı olduğu fikri üzerinden ilerler.
Bu tavsiyeleri dinlemeyin. Tamamen yanlış oldukları için değil. Sadece eksikler ve uygulanabilir değiller.
Paraşüt teorisinin güçlü yanları var. Dikkate değer beklentileriniz olması mühim: Tutkunu olduğunuz bir konu ya da katkıda bulunduğunuz meseleyi önemsiyorsanız, kuvvetle muhtemel keyif alacak, sürdürecek ve daha başarılı olacaksınız. Bu uzun vadeli yatırım yapmanın da uygun yoludur zira bir alanda iyi olup olmadığınızı veya onu sevip sevmediğinizi anlamak için, makul bir süre boyunca onu yapmaya devam etmeniz gerekir.
Gel gelelim, bu tutku/amaç felsefeleri zamanında makul olsa da günümüzde kariyer planlamasına böyle bir yaklaşım büyük sorunlar doğurur.
On Yıllık Planlama Olur mu?
İlk olarak paraşüt yaklaşımı, tıpkı “sonunu düşünerek başla” tavsiyesi gibi, değişmez bir dünya varsayımına dayanır. Oysa sürekli değişimin kural olduğu akıl almaz bir çağdayız. On yıl sonra nerede olmak istediğinize karar vermek ve sonra oraya varabilmek için plan yapmak, içinde bulunduğumuz şartlar değişmeden kalabilseydi işe yarayabilirdi. Örneğin, kariyerinizde A noktasından B noktasına gitmek sakin bir yaz gününde bir kayıkla gölde gezinmek gibi olsaydı bu yol uygun olabilirdi. Fakat sakin bir gölde deniz bisikletinde pedal çevire çevire gezinmiyorsunuz; siz, her an alabora olabileceğiniz zorlu bir nehrin hareketli sularında rafting yapıyorsunuz. Geleneksel kariyer planları görece istikrarlı koşullarda işe yarayabilir. Ancak belirsizliğin ve amansız değişimin hüküm sürdüğü zamanlarda bunlar -tehlikeli değilseler bile- ciddi bir şekilde sınırlayıcıdır.
Siz değişeceksiniz. Etrafınız değişecek ve müttefikleriniz ve rakipleriniz değişecek.
Kendinize soracağınız soru, paraşütünüzün ne renk olacağı değil de bu paraşütün genellikle fırtınalı ve sürekli değişen havalarda sizi göklerde tutup tutamayacağıdır. Talihsiz bir gerçek var ki o da paraşütünüz sonuna dek hiç zarar görmemiş olsa bile; o son saniye bir ağaç dalına takılıp kalabileceği, her an her şey olabileceğidir.
İkincisi, paraşüt felsefesi, değişmez ve geçerli öz bilginin içe bakarak kolaylıkla edinilebileceğini varsayar. Aslında, kimlik ve ahlaki amaca dair afili soruların yanı sıra “Benim tutkunu olduğum şey ne?” gibi şaşırtıcı derecede basit soruların cevaplarını bulabilmek zaman alır ve cevaplar zaman içerisinde sıklıkla değişir. Evet, kariyerinizde ilgili belli alanlar olduğunu fark edeceksiniz, fakat hayatınızın hangi aşamasında olursanız olun varoluşunuzun etrafında şekilleneceği tek bir rüyaya takılıp kalmak akıllıca olmayacaktır. Bunu unutmayın.
Üçüncüsü, bir fikrin sizi heyecanlandırıyor olması, tek başına, birilerinin bunun için size para ödeyeceği anlamına gelmez. Eğer hayallerinizin işini yapmanız için sizi işe alacak birini bulamazsanız ya da istediğiniz şekilde yaşamanıza müsaade edecek kadar kazanmadığınız için finansal olarak kendinizi idame ettiremezseniz, tutkunuzu kariyere çevirmekle pek de bir yere varamazsınız.
Öyleyse, profesyonel olarak ilerlemeye karar verirken en önemli şey nedir? Rekabet avantajı ve disiplinli, farklı koşullara uyarlanabilir bir plan; bizim deyimimizle ‘ABZ Planlaması’.
3 ADIMDA KARİYER PLANLAMA
- ADAPTASYON Siz, çevreniz ve rakipleriniz her zaman değişecek. Değişimlere hazır ve adapte olun.
- TUTKU DEĞİŞEBİLİR İçinize dönün, tutkunuzu bulun. Fakat bir rüyaya takılıp kalmayın.
- GERÇEKLİK Hayal kurmak ve tutkuyu bulmak yeterli değildir. Somut adımlar ve finansal getiri gerekli. Tutkunuzu kariyere çevirmenin bir yolunu bulun.