in , ,

LinkedIn nasıl kazandı?

İş için sosyal medya mı? Dünya buna şüpheyle yaklaştı. Yine de 20 yıl ve birkaç gerilimli andan sonra, LinkedIn “ağ kurmak” ile eşanlamlı hale geldi ve her zamankinden daha fazla ivme kazandı. İşte, umulmayan bir şampiyonun sözlü tarihi.

_-LinkedIn

YAZI: HARRY MCCRACKEN
İLLÜSTRASYON: JANNE IIVONENN

5 MAYIS 2003’TE LINKEDIN

İLK ORTAYA ÇIKTIĞINDA tutup tutmayacağı belirsizdi. Dotcom fiyaskosu sıkıntılarının içinde, hızla çuvallayan pek çok sosyal ağ girişimi furyasıyla aynı anda ortaya çıktı. Üyelerin profesyonel yaşamlarına yaptığı vurgu, bazıları tarafından stratejik bir hata olarak görülüyordu. Özgeçmişinizi halka açık bir şekilde yayınlama fikri bile hiç alışıldık değildi ve muhtemelen bir sadakatsizlik eylemi olarak kabul edilecekti.

Bu peşin varsayımlara kurban gitmek yerine, LinkedIn onları baştan yazdı. Gelinen noktada, LinkedIn’in imajı garip bir kariyer hamlesi olarak algılanmıyor. Pandemi ve sonrasında yaşanan süreç işleri yeniden şekillendirirken, şirket hem bu yeni dünyayı yansıtıyor hem de çalışan ve işvereni bu yeni dünyada başarılı olmaları için yetkin hale getiriyor. Profesyonelliğe yaptığı vurguyla, daha toksik ve kutuplaştırıcı sosyal platformlara nazaran güvenli bir liman sunuyor.

Mevcut teknoloji krizinden kaçamayarak şubat ayında işten çıkarmaları açıkladıysa da LinkedIn, satın alındıktan sonra büyük başarı gösteren şirketlerin nadir örneklerinden biri oldu. Hisse senetleri 2016’da yüzde 40’tan fazla düştüğünde, Microsoft hızlı davranarak şirketi 26.2 milyar dolara satın aldı, ancak işleyişine karışmayarak kendi yolunu bulmasına izin verdi. Bugün, bu platformda dakikada 4 bin 500’den fazla iş başvurusu ve sekiz işe alım yapılıyor. Geliri son 12 ayda satın alma sırasındaki tutarın dört katına yaklaşarak 14 milyar doları aştı.

Çıkarılacak derse gelince: Şirketin kurucu ortağı, esaslı yol göstericisi ve Silikon Vadisi’ndeki en etkili insanlardan biri olmaya devam eden ilk CEO’su Reid Hoffman “Yarışı bazen en umulmadık kaplumbağa kazanıyor,” diyor, “Biz sadece yarışa devam ettik.”

LinkedIn’in imkânsız gibi görünen hikayesini anlatmak için, kurucuları, önemli çalışanları, en eski kullanıcıları, bağımsız gözlemciler ve mevcut yöneticileri de dahil olmak üzere, bu sürece şahitlik etmiş pek çok kişiyle konuştuk. (Bu kişilerin görüşleri uzunluk ve netlik açısından düzenlenmiştir.)

Yasmin Gagne, Jared Lindzon, Megan Morrone ve Mark Sullivan tarafından yazılmıştır.

1997–2003
BAŞLANGIÇTA

2003 81 BİN KULLANICI

LinkedIn’den önce SocialNet vardı. 1997 yılında, Oxford Üniversitesi’nden felsefe alanında yüksek lisans derecesi olan, Apple ve Fujitsu için çevrim içi toplulukların geliştirilmesine yardımcı olan Reid Hoffman’ın da ortakları arasında olduğu ilk-sosyal ağın birkaç iş odaklı özelliği vardı. Ama asıl mesele bu özellikleri değildi.

Hoffman: Sosyal bir ürün yapmaya başlayan herkes doğal olarak genelde flört/tanışma işlerine doğru gidiyor. Bunu SocialNet ile biz de yaptık. “İnsanların tanışabileceği çok daha iyi bir sistemi nasıl inşa edebiliriz?” dedik ve sonradan profesyonel bir ağ fikrini ekledik.

Patrick Ferrell, kurucu ortak, SocialNet: Reid ve ben bazı geceler oturup sabahın 2’sine kadar sosyal ağın çeşitli özellikleri hakkında tartışırdık.

Allen Blue, SocialNet ürün tasarımı direktörü, LinkedIn kurucu ortağı: Web’in katılmak isteyen herkese açık olduğu garip bir zamandı. Her şey HTML 1’e dayanıyordu, bu yüzden oldukça kolay bir şekilde dahil olabiliyordunuz. Stanford Üniversitesi Drama Bölümü için web sitesi gibi şeyler yapmıştım, bu yüzden Reid’i tanıyan bir arkadaşımdan bir telefon aldığımda SocialNet’e katıldım.

Ferrell: Biraz erkenciydik. Akıllı olmayan bir yönetim kurulumuz vardı. Onları çok eleştirmek istemiyorum ama… Daha agresif ve akıllı bir yönetim kurulumuz olsaydı, bence bu işleri kolaylaştırırdı.
SocialNet beklendiği gibi yükselmeyince, Hoffman yönetim kurulunda olduğu gelişmekte olan platform PayPal’ın COO’su oldu. eBay, PayPal’ı 2002 yılında 1.5 milyar dolara satın aldı. Yeni bir şirket kurmaya aç olan Hoffman, arkadaşlarını da yanına alarak iş ağına odaklanan bir site de dahil olmak üzere olasılıkları değerlendirmek üzere istifa etti. Girişim ekonomisi hâlâ dotcom fiyaskosunun yaralarını sarmak için mücadele ediyordu.

Mark Pincus, ilk sosyal ağlardan Tribe.net ve Zynga’nın kurucusu: Özellikle San Francisco’da, tüketici interneti için nükleer kış dediğim şeyin içindeydik. Burası sessiz, karanlık, hüzünlü bir yerdi.

Hoffman: Social-Net’te, flört uygulamamızın [mevcut tanışma sitelerinden] daha iyi olduğunu düşünürken, kastettiğim 10 kat daha iyi olduğu değildi. Ve yine de kimsenin faaliyet göstermediği devasa yeni bir ihtiyaç vardı ve burası içinde yer almak için çok daha iyiydi. Sonuçta insanların kariyerleri tüm yaşamları boyunca vardır.

Blue: Reid bizi Mountain View, Kaliforniya’daki Castro Caddesi’nde bir pizzacının üstündeki dairesine götürdü. Bir sürü fikir üzerinde konuştuk.

Keith Rabois, LinkedIn İş ve Kurumsal Gelişim Başkan Yardımcısı (2005-2007): Bunlardan bir tanesi temelde tüm anılarınızın, tüm toplumun anılarının bir arşivini oluşturmanın bir yolunu bulmaktı. Bu arşiv gömülecek ve 10 ya da 20 yıl içinde açılacaktı. Neyse ki, böyle olmadı.

Hoffman: Farklı şeyler etrafında dolandık durduk, ama en başından aklımızda LinkedIn fikrinin olduğunu ve hiçbir şeyin bu fikrin yanına bile yaklaşamadığını söyleyebilirim. Biz de bu fikre döndük.

Eric Ly, LinkedIn kurucu ortağı: Temel öncül, ağınızı takip etmekti. Startup dünyasında olan bizler için, çok fazla iş hareketliliği vardı. Arkadaşlarınızdan birini girişiminize dahil etmek için onun nerede olduğunu bulmak istediğinizde, bu bilgilere sahip olmak çok değerliydi.

Hoffman ve LinkedIn kurucu ortakları Blue, Ly, Konstantin Guericke ve Jean-Luc Vaillant, planlarını Ryze, Tribe.net, ZeroDegrees ve Friendster gibi diğer adayların olduğu bir sosyal ağ patlamasının ortasında ortaya koydular.

Adrian Scott, kurucu, Ryze: “Ryze, sadece bir arkadaş sitesi değildi. İş ağını desteklemek için inşa edilmişti. Ancak bu sadece tamamen steril, ciddi bir iş ortamı değil; ilgi alanlarınızı da listelediğiniz bir yerdi.

Mark Jeffrey, 2004 yılında IAC tarafından satın alınan bir sosyal ağ olan Zero-Degrees kurucu ortağı: Ryze ben ve arkadaşlarım arasında çok geniş bir alana yayılmıştı. Ancak Friendster daha açık dünyada çok genişledi. Ve o zaman hepimiz gittik, “Vay canına, burada bir şey var.”

Pincus: Tribe.net Craigslist’in, Friendster ile harmanıydı. Neden kanepenizi almak veya oda arkadaşınız olmak için gelecek kişinin resmini görmek istemeyesiniz?

Konstantin Guericke, LinkedIn kurucu ortağı: Birçok blogger, “Bak, sizlerin bir geleceği yok. Friendster kullanıcılarının nerede ve ne zaman çalıştıklarını söylemelerine izin verdiğinde, o zaman sizin şansınız kalmaz, çünkü Friendster sizden yüz kat daha büyük.”

Hoffman ve Pincus, bazı tanımlara göre ilk gerçek sosyal ağ olan SixDegrees ile ilişkili bir patent için 700.000 dolar ödemek üzere bir araya geldi. 1997 yılında piyasaya sürüldü, 2000 yılına kadar faal değildi.

Andrew Weinreich, kurucu, Six-Degrees: Six-Degrees’in orijinal vizyonu, insanların ilişkilerini tek bir veri tabanında endekslememizdi. Bir sosyal ağın ne olduğu ve özellikle bir sosyal ağın nasıl oluştuğu hakkında bir patent yazdık.

Pincus: Reid bana geldi ve “Mark, bu patenti sosyal ağlarda satın almalıyız. Bu husus olayın esası ve önemli olacak,” dedi. Meseleyi o ortaya koydu. Ben de “Haklısın” dedim.

Hoffman: Pincus ve benim bu patenti satın almamızın bir nedeni, SixDegrees’te modellenecek yeni hizmetlerin tamamının patlama yaratacağını düşünmemizdi. Sanırım artık söylememizde bir sakınca yoktur Yahoo’ya karşı teklif veriyorduk. Ve girişimciliği bastırmak için bir silah olarak kullanılacağından endişe ediyorduk.

Pincus: Reid ve benim patent trolleri olduğumuzu ve tüm endüstriyi kontrol altına alacağımızı söyleyen makaleler yazılmıştı. Ve biliyorsunuz, bence tarih, patenti doğru nedenlerle satın aldığımızı gösterdi. Sektörü korumak istedik ve başka hiçbir şey yapmadık.
İlk başta, LinkedIn ağı yalnızca şirketin ilk çalışanlarından oluşuyordu.

Hoffman: Her şey Mountain View’daki bir ofisten 13 kişinin çıkmasıyla başladı. Onlar sıfır kuşağıydı.
Laurie Thornton, LinkedIn’in ilk halkla ilişkiler firması Radiate PR’ın kurucusu (2003-2007): Bir tanıdığınızdan davet almadığınız sürece sisteme giremezdiniz ve diğer insanlarla yalnızca tanıdığınız insanlar aracılığıyla tanışabilirdiniz.

Adam Edgmond, LinkedIn (2010–2013), beta test uzmanı, teknik yapımcı: LinkedIn’in esas web geliştiricisi Chris Saccheri ile arkadaşım. Bana ulaştı ve “Beta testine bir göz atmak ister misin? İçeri giren ilk insanlardan biri olabilirsin,” dedi. Oldukça ilkeldi.

Pek çok blogger: “Bak, sizin pek bir geleceğiniz yok.” derdi.

2004-2006
BÜYÜMEK, ALGILARI DEĞİŞTİRMEK

2006 8 MİLYON KULLANICI

Başlarda LinkedIn, yeni üyelerin tüm kişilerini birkaç tıklamayla ağa katılmaya davet etmelerine izin verdi. Böylece canlılığını büyük ölçüde artırdı, ancak yine de bazı insanlar üzerinde bu hizmetin spam gibi bir izlenim bırakmasına engel olamadı.

Russell Glass, LinkedIn Ürün Başkan Yardımcısı (2014-2017); CEO, Headspace Health: LinkedIn, insanları bağlantılarını getirmeye ve ağa katılmalarına yardımcı olmaya teşvik edebileceğinizi anladığında, bu büyüme eğrisinde ezber bozdu.

Rabois: Reid, Microsoft Outlook adres defterlerinden yüklemeleri etkinleştirmek için bir ekibe yatırım yapma kararını veren kişiydi. O zamanlar, özellikle Silikon Vadisi’nde, neredeyse herkes, Outlook e-postası üzerinden işlerini yürütüyordu. Bu şekilde iş yaptık.

Adam Nash, LinkedIn Başkan Yardımcısı (2007–2011); Wealthfront CEO’su, kurucu ortak, Daffy: İlişkileriniz kariyerinizde büyük bir önemdedir ve daha iyi bağlantı kurarlarsa insanlara çok daha fazla yardımcı olabiliriz. Bu işin diğer tarafında ise birine göndermek istemediğiniz bir LinkedIn daveti göndermenin gerçekten olumsuz bir deneyim olabileceği yer alıyor.

Guericke: Davetinizin süresinin dolacağına dair bir hatırlatma gönderirdik. Ve bazı insanlar, “Ah evet, bu daveti kabul etmeyi unuttuğumu söylemek istedim, sadece bir toplantıya gidiyordum” derken; bazıları, “Bu sinir bozucu!” dediler.

Başlangıçta, üyelerin profilleri yalnızca diğer üyeler tarafından görülebiliyordu. 2006 yılında LinkedIn, kullanıcı bilgilerini herkese açık hale getirerek ve arama motorları aracılığıyla bulunmasına izin vererek büyümeyi artırdı – sağlam bir iş çevresi olmayan kişilere hizmete katılmak için bir neden verdi.

Rabois: Normal insanlar arkadaşlarının, ailelerinin ve potansiyel flörtlerinin onları Google’da aratacağının farkındaydı. Bu yüzden normal bir insan için bir LinkedIn profilinin neden değerli olabileceğini biraz daha sezgisel hale getirdi.

Şirketin kullanıcı sayısı, Ekim 2003’te 30 bin kullanıcıdan Ekim 2005’te 3.8 milyona, Nisan 2006’da ise 8 milyona yükseldi. İşverenlerden iş ilanı başına 95 dolar talep etmek ve işe alım uzmanlarının ve diğerlerinin bağlı olmadıkları üyelerle iletişim kurmalarına izin veren Premium hesaplar sunmak gibi kazanç elde etme çabalarına ilk kez girişmesinden sonra geliri 2005’te 1.1 milyon dolardan 2007’de 32 milyon dolara yükseldi. Ancak hizmet ölçeklendirilse bile, sadece iş odaklı bir sosyal ağ kavramı hakkında şüpheler devam ediyordu.

Hoffman: 2003’e kadar geri giderseniz, “Ah, öz geçmişinizi internete koyduğunuzda sadakatsizliğinizin reklamını yapmış olmaz mısınız?”ları duyarsınız.

2004 yılında LinkedIn’in B Serisi finansman turuna liderlik eden girişim firması Greylock’un ortağı David Sze: Büyük bankaların şirkete ait bilgisayarlarda LinkedIn’e erişimi sınırlandırdığı ilk andı. “Yoo, yoo, yoo, bu mecrada kimseyi istemiyoruz. Profilleri kamuya açık olan hiç kimseyi istemiyoruz,” dediler.

Hoffman: LinkedIn’in yaptığı şeyin bir kısmı, insanları profesyonel bir kimliğe sahip olma konusunda psikolojik olarak rahat ettirmekti. Çünkü LinkedIn öncesi, halka açık bir profesyonel kimlik, blogger’lar veya web sitesi kuran çok az sayıda insan veya gazeteciler için söz konusu bir şeydi.

Arvind Rajan, LinkedIn (2008-2014), Başkan Yardımcısı, Genel Müdür; kurucu ortak, Cricket Health: Mark Zuckerberg’in bir röportajda, ayrı ayrı profesyonel ve kişisel kimliklere sahip olmanın dürüstlük eksikliğini yansıttığını söylediğini hatırlıyorum. Birçok insan durumun böyle olduğunu düşünüyordu.

Kay Luo, LinkedIn kurumsal iletişim kıdemli direktörü (2006-2010): Uzun yıllar boyunca LinkedIn’in web sitesinde kullanıcıların fotoğrafı yoktu. Ve şirket bu konuda ikiye ayrılmıştı: “Hayır, fotoğraf koyarsanız, bir tanışma sitesine dönüşecek” diyenler ve fotoğraf bulunmasının profesyonel itibarınızın ve markanızın bir parçası olduğunu savunanlar.

Ly: Bu özelliği çok erken ekleseydik, birçok şekilde yanlış gidebilirdi. Doğru zamanda dikkatlice ekledik.

Nash: İnsanları gerçekten dürttük: “Bir plaj partisinde arkadaşınla çekilmiş fotoğrafını değil vesikalık fotoğrafını koymalısın.”
Herkes içgüdüsel olarak LinkedIn’in faydalarını idrak edemedi veya onu amaçlandığı gibi kullanmadı.

Chris Selland, araştırma şirketi Reservoir Partners kurucusu ve kıdemli iş geliştirme yöneticisi: Bir süredir LION’lar [LinkedIn Open Networkers] olarak adlandırılan insanların temelde herkese davet yolladığı ve “Benimle bağlantı kur” dediği bir dönem vardı. Bunun benim için neredeyse olayı bitirdiğini hatırlıyorum. Hissettiğim, “Seni tanımıyorum. Ne anlamı var?” gibi bir şeydi.

Luo: Reid’in “rock yıldızı problemi” dediği şeye sahiptik. Birçok insanın bağlantı kurmak istediği biriyseniz, tipik bir kullanıcıdan farklı bir deneyime sahip olursunuz. Ve muhtemelen bu, sizin için oldukça spam-vari, düşük değerli bir teklif olacaktır.

Guy Kawasaki, teknoloji endüstrisi misyoneri, yazar ve influencer: İnsanların neden bana ulaşmak istediklerini anladım, ancak başlangıçta milyonlarca insana ulaşmaya ihtiyacım yoktu, çünkü bir işe başvurmaya çalışmıyordum. Yani biraz asimetrikti.

Luo: Guy, LinkedIn’e saldırmaktan çekinmiyordu. Bu yüzden yaptığım ilk şeylerden biri, LinkedIn’i kullanmanın 10 yolu hakkında bir yazı hazırlamasına yardımcı olmak oldu. Bu yazıyı blogunda yayınladı ve o güne kadar yayınladıkları içinde en çok okunan yazı oldu.

Kawasaki: Fikrimi tamamen değiştirdim.

2007-2010
BİR KÜŞTÜR VE BİR İŞ İNŞA ETMEK

2010 85 MİLYON KULLANICI

Şubat 2007’de Hoffman, CEO rolünü eski Intuit yöneticisi Dan Nye’ye devretti, ancak 2008’in sonlarında geri aldı. Haziran 2009’da Hoffman’ın yerine şirketin amacını ilerletmeyi amaçlayan eski Yahoo çalışanı Jeff Weiner geçti.

Weiner: Diğerleri gibi, LinkedIn’i öncelikle bir Rolodex ve ağ oluşturma aracı olarak düşündüm. CEO olma fırsatı ortaya çıktıktan sonra, daha fazla şey öğrenmeye başladım ve platformun insani, entelektüel sermayenin ve işletme sermayesinin akışını kolaylaştırmanın bir aracı olma potansiyelinin büyüklüğünden etkilendim.

Ryan Roslansky, LinkedIn (2009–günümüz), baş ürün sorumlusu, CEO: Jeff, LinkedIn’e katıldığında, beni aradı ve işe alacağı ilk isim olarak kendisine katılmamı istedi. Dünyadaki tüm profesyonelleri, tüm şirketleri, işleri ve becerileri dijital olarak haritalandırabilirseniz, küresel işgücünün her üyesi için anlamlı ekonomik fırsatlar yaratabileceğinizi açıklaması belki 10 dakika sürdü.

Weiner: Ben şirkete katıldıktan kısa bir süre sonra, “Vision to Values” [“Vizyondan Değerlere”] adlı bir çerçeve uyguladık.

Jay Kreps, LinkedIn mühendisi (2007–2014); Confluent kurucu ortağı: Aslında göreve başladığında çok şüphelenmiştim. “Bu adam neden bunca zamanını değerler hakkında konuşarak geçiriyor? Sadece yazılımı nasıl daha hızlı göndereceğimizi bulmamız gerekiyor.”

Charlene Li, Altimetre Grubu kurucusu; PA Consulting CRO [baş araştırma görevlisi]: LinkedIn’den biriyle her görüştüğümde, “Neden bunu yapmaya karar verdiniz?” diye sorardım. Ve her zaman mevzuyu amaç, misyon ve değerlere geri getirirlerdi. Bir şirketin bunu bu kadar tutarlı bir şekilde yaptığını hiç görmemiştim.

Weiner’in işe başladığı esnada 30 milyondan fazla üyesi olan şirket, iş modelini ciddi bir şekilde oluşturmak için yeterli ölçeğe ulaşmıştı. Gelirleri 2013 yılında, yarısından fazlası iş ilanlarından ve yüzde 20’si ücretli üye aboneliklerinden gelen 1,5 milyar dolara ulaştı. Geri kalanı reklamlardan geldi.

Kreps: İlk günlerde, olay “Tamam, bu sosyal ağlar, biraz ilginç, ama asla para kazanamayacaksın” gibiydi.

Rajan: En önemli paydaşlarımız üyelerdi. Yüzde 95’i bize asla bir kuruş ödemezdi. Ve böylece, para kazanmanın herhangi bir yolu varsa, bunların özgür üyeye değer kazandırması gerektiği konusunda gerçekten ama gerçekten çok açıktık. Bu, 2007 ve 2008’de birçok gelir fırsatını geri çevirdiğimiz anlamına geliyordu.

DJ Patil, LinkedIn baş bilim insanı (2008-2011): İnsanlar sadece veri tabanını satmamızı istedi. Ve yapabilirdik. Bunu yapmamızı yasal olarak engelleyen hiçbir şey yoktu. Hizmet ettiğimiz insanlara karşı etik ve ahlaki bir yükümlülük vardı.

Dan Shapero, LinkedIn (2008–günümüz), Başkan Yardımcısı, Genel Müdür Yardımcısı, Operasyon Direktörü: Ekibe katıldığımda, LinkedIn’deki muhabbet şöyleydi: “İşverenler LinkedIn’i gerçekten seviyor gibi görünüyor. Belki onlara yardım edecek bir şey inşa edebiliriz. Küçük işletme sahipleri LinkedIn’i gerçekten seviyor gibi görünüyor. Belki sadece onlara yönelik bir şeyler inşa edebiliriz.”

Kreps: Genel olarak, tüm bu çabalar başarılı oldu ve büyük işlere dönüştü.

Edgmond: Birisi bir hackday projesi inşa etmişti, böylece birisi sponsorlu bir mesaj göndermemiz için bize ödeme yapmak isterse, yapabilirdi. Bunu bir sunucuya koydum ve milyonlarca kullanıcıya ücretli mesajlar gönderilebilmesini sağladım. Çok basit işlerden güzel paralar kazanıyorduk.

Tim O’Reilly, teknoloji uzmanı ve kurucusu, O’Reilly Media: LinkedIn hakkında en önemli şeylerden biri, sosyal medya için gerçekten işe yarayan bir iş modeli bulmuş olması ve bunun sadece reklamcılık olmamasıydı.

Şirket ayrıca, üyelere, bağlantı kurmanın ve iş aramanın ötesinde yapacak bir şeyler vermeyi, onları ara sıra ziyaret etmekten daha fazlasına teşvik etmeyi ciddi ciddi düşünmeye başlar.

Dan Roth, LinkedIn (2011–günümüz), yönetici editör, baş editör: Profesyonel itibarınız LinkedIn üzerinden varlığını sürdürse de orada ortaya çıkan içerik fikri çok yabancı görünüyordu.

Shannon Brayton, LinkedIn (2010– 2020), İletişim Başkan Yardımcısı, CMO: İçerik yoktu. İnsanlar hiçbir şey paylaşmıyordu. 2010’daki bir toplantıda, akışa baktığımızı ve temelde gördüğümüz her gönderi veya eylemin bir LinkedIn çalışanından geldiğini hatırlıyorum.

Roslansky: Twitter’la iş birliği yaparak, biraz hareketlilik yaratmak için insanların tweet’lerini LinkedIn’e gönderebilmelerini sağladık.

Akshay Kothari, LinkedIn (2013– 2018), ürün lideri, ürün başkan yardımcısı, LinkedIn Hindistan başkanı; Notion kurucu ortağı: Sonra Twitter bu özelliği kapattı, çünkü tweet’leri kendi ürünleri için tutmaya çalışıyorlardı. Ve başlangıçta LinkedIn için bir kriz yaratan bu durum, bizi gerçekten kendi içeriğimizi üretip yönlendirmeye iterek bizim için büyük bir fırsat haline geldi.

Roslansky: Bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları için dünyanın dört bir yanındaki liderleri bulmaya çalıştık. Ve bu, LinkedIn’in özgeçmişinizi ve profilinizi oluşturduğunuz bir yerden ziyade canlı bir ağ olduğu fikrini başlattı.

Roth: Bu insanların hoşuna giden şey, onlara “Size müdahale etmeyeceğiz. Bunu kendi istediğiniz gibi yapabilirsiniz. Biz sizi takip edecek büyük bir kitle oluşturacağız” dememizdi. Bizim için bunu kabul eden önemli isimlerden biri Richard Branson oldu.

Richard Branson, Virgin Group kurucusu: Bunu, insanlarla bağlantı kurmak, Virgin Group genelinde yapılan çalışmaları vurgulamak, tutkulu olduğum küresel konulara ışık tutmak ve düşüncelerimi paylaşmak için harika bir fırsat olarak gördüm.

Arianna Huffington, The Huffington Post and Thrive kurucusu: 2012 yılında LinkedIn’de bir şeyler paylaşmaya başladım, yine o zamanlarda, Richard Branson’ın kurduğu ve şirketlerin yalnızca kârı değil insanları ve gezegeni de öncelikleri arasına alması gerektiğini savunan B-Team’ine katıldım. Bu diyaloğun bir parçası olmak istedim.

Roth: Lansmanı erteledik çünkü Oprah’ı aramıza katmayı umuyorduk. Ve yapamadık.

Beth Kanter, LinkedIn’in ilk influencer’larından, eğitmen ve yazar: Akşam yemeğe çıktım ve aniden telefonum “Hey, Conan O’Brien senin hakkında konuşuyor” diyen kısa mesajlarla patladı. O zamanlar, profilimde, büyük kırmızı bir kovboy şapkası taktığım bir fotoğrafım vardı. LinkedIn influencer listesinin ilk sıralarına nasıl çıkılacağına dair eğlenceli sivriliklerinden yaptı ve şöyle dedi: “Beth Kanter denen Randy ‘Macho Man’ Savage kırmızı şapkası takan bir kadın var. Eğer onun bile bu kadar takipçisi olabiliyorsa, o zaman benim daha çok takipçim olabilir ve profilime kırmızı bir şapka koyacağım. Ama bu benim kırmızı şapka ve kırmızı şapkalı birkaç ABD başkanıyla Papa’nın yamacında çekilmiş bir fotoğrafım olacak.” Bu iddiayla ben şöhret oldum. Ve hep onun sahip olduğundan daha fazla takipçim oldu.

Blue: İnsanların Richard Branson veya Bill Gates gibi birinin LinkedIn’de yazdığını gördüklerinde verdikleri tepkileri görmek inanılmazdı. Bu isimleri ve onların buraya özgü bir şekilde yazıklarını gördüklerinde şaşırdılar.

Branson: 2012’de 1 milyon takipçiye ulaşan ilk kişi olmamı eki ple birlikte kutladığımız günü hatırlıyorum.

İnsanlar sadece veri tabanını satmamızı istedi. Ve yapabilirdik. Bunu yapmamızı yasal olarak engelleyen hiçbir şey yoktu.

2011-2016
HALKA ARZ, HİSSE SENEDİ DÜŞÜŞÜ VE SATIN ALMA

2016 483 MİLYON KULLANICI

19 Mayıs 2011’de LinkedIn, halka arz edilen ilk sosyal medya şirketi oldu. Hisse senedi, tedavüle çıkışının ilk gününde iki katından fazla artarak 9 milyar dolarlık bir piyasa değerine ulaştı. Ancak sadece 5 yıl halka açık bir şirket olarak kaldı.

Weiner: İlk İnternet patlaması sırasında, çalışanların şirketlerinin halka arzları sürecinde dikkatlerinin dağıldığına ve bunun olumsuz sonuçlara yol açtığına dair çok fazla örnek görmüştüm. Bunun başımıza gelmeyeceğinden emin olmak istedim.

Brayton: Saat 1’de halka arz başladı ya da New York saatiyle kaçsa ve ertesi gün işimizin başına döneceğimizden emin olunması için hiç oyalanmadan hep beraber o gece evlerimize döndük. Çalışanların “Tamam, bu tarihte böyle bir andı, ama şimdi yapacak çok işimiz var” gibi düşünmelerini sağlamak istedik.

Sze: Kesinlikle biraz keyifsizlik vardı, “Tamam, büyümeye devam edebilir misin? Burada yeni bir hikaye var mı?”

LinkedIn’in hisseleri, şirketin Wall Street beklentilerinin çok altında kazanç öngörmesinin ardından 5 Şubat 2016’da yüzde 43.6 oranında düştü (Lead Accelerator adlı bir satış özelliğinin çöküşü, yabancı para birimi sorunları, reklam zorlukları vb. nedeniyle). Piyasa değerinden 11 milyar kaybetti ve LinkedIn bağımsız bir tüzel kişilik olarak beklentilerini yeniden değerlendirdi.

Glass: Bu çöküş sonrası Jeff’in şirkette yaptığı konuşmayı birebir hatırlıyorum, üzerinde oturduğum koltuğu, verdiği mesajı, sesinin tonunu, anlatımını… Bir bütün halinde “Dün nasıl bir şirketsek bugün de aynı şirketiz” vurgusunu hatırlıyorum.

Brayton: Bizi satın alma potansiyeli olan pek çok şirketten bir sürü telefon aldık.

Hoffman: Bunun satın alınabilir olarak görülmemiz üzerinde psikolojik bir etkisi olmuş olabilir. Yıllar içinde çok fazla ilgi gördük.
13 Haziran’da Microsoft, o sırada 433 milyon kullanıcısı olan LinkedIn’i 26.2 milyar dolara satın aldığını açıkladı.

Satya Nadella, CEO, Microsoft: Üretkenliğin ve iletişim araçlarının demokratikleştirilmesine derinden inanıyorum, çünkü insanları işlerinde harika olmaları, yeni beceriler edinmeleri ve ekonomik fırsatlarını büyütmeleri için güçlendiren şey budur. Reid, Jeff ve ben tüm bunları bir süre tartıştık ve iki şirketin bir arada olduğundaki potansiyeli uzun zamandır aklımda olan bir şeydi.

Sze: Ekiplerle yönetim seviyelerinde epey zaman geçirdik. Misyonun, stilin ve hedeflerin uyum içerisinde olması gerçekten iyi hissettirdi.

Josh Graff, LinkedIn (2011-günümüz), küresel operasyonlarla ilgili çeşitli yönetici rolleri, küresel işletmelerden sorumlu başkan yardımcısı: Satın alma duyurulduğunda, endişe ve merakın bir harmanı söz konusuydu.

Tanya Staples, LinkedIn (2015–2022), kıdemli içerik direktörü, ürün başkan yardımcısı: “Neden Microsoft? Neden Google ya da başka bir şirketi buraya eklemiyorsunuz?” gibisinden.

Roslansky: Çoğu zaman, büyük şirketler diğer şirketleri satın alıyor ve onları entegre etmek istiyorlar.

Nadella: Farklı bir yaklaşım benimsememiz gerektiğini biliyordum. En baştan LinkedIn’in kendi markasını, kültürünü ve bağımsızlığını koruyacağına karar verdik.

Staples: Microsoft’un bir parçası olduğumuzda ve Satya’nın ne yaptığını ve şirketi nasıl yönettiğini gördüğümüzde, bu durum içimize sindi.

Brayton: Sanırım onların mevcut politikasını ya da başka bir şeyi benimsedik, çünkü bizimkinden daha iyiydi. Ama dürüst olmak gerekirse, hemen hemen her şey aynı kaldı.

2017-GÜNÜMÜZ
“TAKIM ELBİSELİ MAVİ ADAM”IN ÖTESİNDE

2023 900 MİLYON KULLANICI

Şimdilerde Microsoft’un bir parçası olan LinkedIn, yeni bir iş dünyası için kendini tekrar tasarlama sürecine girdi. Bu süreci takiben, Roslansky’nin Weiner’ın yerine CEO olarak geçmesinden hemen önce Covid-19 sarstı. Bugün, LinkedIn’in ivmesi zirveye ulaşma belirtisi göstermiyor.

Meg Garlinghouse, LinkedIn Sosyal Etki Başkan Yardımcısı (2010-günümüz): Altı ya da yedi yıl önce herkesin, LinkedIn’in onların da yer alması gereken bir yer olduğunu düşündüğünü sanmıyorum. Buraya ait olup olmadıklarından emin değillerdi.

Melissa Selcher, LinkedIn (2016–günümüz), Başkan Yardımcısı, Kıdemli Başkan Yardımcısı, Pazarlama ve İletişim Direktörü: Niceliksel olanların yanı sıra pek çok nitel araştırma da yaptık ve bunlardan birinde katılımcılardan biri “LinkedIn, bana, siması olmayan mavi bir adam gibi geliyor” dedi. Bu kulağa komik geliyor ama aynı zamanda “Ahh, bu biraz acıttı,” da diyor ve sonra, “Bunu bir şekilde görebiliyorum” oluyorsunuz.

Sarah Alpern, LinkedIn (2007–2013 ve 2017–günümüz), kıdemli tasarımcı, kullanıcı deneyimi tasarım direktörü, tasarımdan sorumlu başkan yardımcısı: İçsel olarak “Biz takım elbiseli meçhul mavi bir adam değiliz! Biz çok daha fazlasıyız.” düsturunu benimsiyorduk.

Tomer Cohen, LinkedIn (2012-günümüz), mobil ürün başkanı, ürün başkan yardımcısı, baş ürün sorumlusu: Z kuşağı tüm benliklerini işe getiriyor, bu nedenle profillerini kendilerinin tüm boyutlarını sergileyecek şekilde uyarlayabilmek gerçekten önemli.

Selcher: “Profesyonel” tanımını her türlü profesyonelliği ve başarıyı kapsayacak şekilde genişletme sorumluluğuna sahibiz. “Profesyonel”, akıl sağlığı hakkında konuşmayı ve kendi çeşitlilik yolculuğunuzu paylaşmayı içermelidir.

Cohen: Şimdi, en çok meşgul olduğumuz segmentlerden bazıları ön saflarda çalışanlar, başlangıç pozisyonları, öğrenciler, Z kuşağı. Yeni üyeliklerimizin yüzde 55’i bu segmentlerden geliyor.

Roslansky: Birkaç hafta önce, 20 yıllık bir internet şirketi olduğu düşünülürse LinkedIn tarihinde pek sık rastlanmayacak büyüklükte yeni üye kaydı aldık.

Cohen: Pandemi sırasında kullanımda bir artış gördük. Neredeyse bir gecede, insanlar daha önce alışık oldukları iş yeri ortamına artık sahip değildiler.

Mohak Shroff, LinkedIn (2008-günümüz), mühendislik lideri, mühendislik direktörü, mühendislikten sorumlu başkan yardımcısı, mühendislikten sorumlu kıdemli başkan yardımcısı: Platformumuzdaki iş ilanlarının yüzde 50’sinden fazlası artık işin uzaktan çalışmaya uygun olduğunu belirtiyor.

Roslansky: Kendimizi bir sosyal ağ olarak görmüyoruz. Ekonomik fırsat yaratmak için var olan bir platformuz.
Şirket kendisini bir sosyal ağ olarak tanımlamaya direnebilir, ancak kullanıcılar onu bu şekilde benimsemeye devam ediyor.

Kawasaki: LinkedIn insanları bunu söylememden hoşlanır mı bilmiyorum, ama LinkedIn’in en iyi sosyal ağ olduğunu düşünüyorum.

Branson: Linkedin, benim; liderlerle, müşterilerle, kendi jenersyonumla, çalışanlarla ve girişimcilerle nasıl iletişim kurduğum hususunda çok önemli bir rol oynamaya devam ediyor.

Kreps: Twitter’da insanları popüler yapan şey, bir başkasının söylediği en kötü şeyi büyütmektir. Bu da bu olumsuzluk döngüsünü yaratır. LinkedIn’deki en kötü şey muhtemelen ofiste yaptığınız şeyler hakkında saçma bir makaledir.

Kothari: Son birkaç yılda, işler pek çok mecrada gerçekten kontrolden çıktığında, LinkedIn insanların kendilerini ifade edebilmeleri için güvenli bir yer oldu. Her zaman bu profesyonel filtreye sahipti. Bazen insanlar bunun biraz sıkıcı olduğunu hissediyor olabilir ama bence aslında işe yaradı.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Emre-Aydın---Ticaretin-finansmanı-platformlar

İşletme sermayesi yönetiminde yeni dönem; Ticaretin finansmanı platformlar ile yeniden tanımlanıyor

iki-Harvard’lının-Bulusmasi

İki Harvard’lının Buluşması