in , , , ,

Teknoloji bizi daha insani hale getiriyor

LinkedIn Kurucusu Reid Hoffman sorularınızı yanıtlıyor.

teknoloji-bizi-daha-insani-hale-getiriyor

Fotoğraf: Pixabay

Reid Hoffman

ChatGPT, yeni bir yapay zeka sistemi ve sohbetlerde o kadar insani konuşuyor ki kendi podcast’ini bile sunabilir. Kendisi ayrıca bir mizaç testi. Onun, anında oluşturulan kusursuz gramere sahip satırlarının arasını okurken, insanlar geleceğe dair birbirinden tamamen farklı şeyler görüyorlar.

Bazıları için ChatGPT, bilgi arama, makale taslakları oluşturma, yazılım kodları yazma ve iş planları oluşturma şeklimizi kökten değiştirmeyi vaat ediyor. ChatGPT’yi kullandıklarında, Star Trek’i görüyorlar: Kişilerin kendini gerçekleştirme fırsatlarının evrenin kendisi kadar büyük olduğu bir gelecek.

Diğerleri ise biz bir zamanlar insanların makinelerden üstün olduğu yaratıcı süreçleri yapay zekaya verirken, sadece devasa işten çıkarmalar ve büyük bir yetki kaybı görüyor. ChatGPT’yi kullandıklarında, Black Mirror’ı görüyorlar: Teknolojik yeniliklerin aslen insanlığı sinir etmek, küçük düşürmek, korkutmak ve hepsinden çok da insanlıktan çıkarmak için var olduğu bir gelecek.
Ben kesinlikle Star Trek tarafındayım, çünkü teknoloji endüstrisinin kusurlu olduğunu ve her zaman düşünceli ve hassas bir liderliğe ihtiyaç duyduğunu tamamen kabul etsem de hâlâ teknoloji aracılığıyla gelişmenin insanlığın en etkili ilerleme yolu olduğuna inanıyorum. (Tam olarak açıklayabilmek için, OpenAI’ın yönetim kurulunda olduğumu ve derneğim aracılığıyla OpenAI’ya yatırım yaptığımı belirtmem gerekiyor.)

İnsani teknolojiler!

“Tekno-hümanizm”, genellikle hayatlarımıza çok fazla teknoloji katacağımız ve sonunda da insan sonrası veya süper insan gibi tamamen yeni bir türe evrileceğimiz bir yolda olduğumuzu savunan bir fikre işaret eden “trans-hümanizm” ile birleştiriliyor.

Ben ise tekno-hümanizmi biraz farklı bir şekilde yorumluyorum. İnsanlığı tanımlayan şey sadece alışılmadık zeka seviyemiz değil, aynı zamanda zihinsel, fiziksel ve sosyal kapasitelerimizi tamamlayacak ve artıracak teknolojiler geliştirerek, bu zekayı nasıl kullandığımız. Eğer sadece bilimsel sınıflandırmamıza (Homo sapiens) yaraşır şekilde yaşasaydık ve bütün gün oturup düşünseydik, gerçekte olduğumuzdan çok daha farklı varlıklar olurduk. Bizim için daha doğru bir isim “Homo techne” olur: Alet yapan ve kullanan insanlar. İnsanlığın hikayesi, teknolojinin hikayesi demek.

Teknolojinin ‘kötü’ kulanımı

Teknoloji, bizi biz yapan şey. Yarattığımız aletler aracılığıyla, ne daha az insan ne de süper insan veya insan sonrası oluyoruz. Daha fazla insan oluyoruz. Bu, tüm teknolojik yeniliklerin otomatik olarak iyi sonuçlar doğurduğu anlamına gelmiyor. Alakası bile yok. Yeni teknolojiler, yeni problemler yaratabilir veya eskilerini daha da kötü hale getirebilir; tıpkı yapay zeka sistemlerinin, eğitim verilerinde bulunan yanlı düşünceleri (örneğin, azınlıklara karşı) tekrar üretmesi gibi. Teknoloji endüstrisinde bulunan bizler, böyle problemleri azaltma ve düzeltme konusundaki çabalarımızda temkinli olmalıyız.

Teknolojilerin tarafsız ve iyilik ya da kötülük için kullanılma konusunda eşit bir kapasiteye sahip olduğunu da söylemem. Yarattığımız teknolojilere eklediğimiz değerler, varsayımlar ve arzular, bunların nasıl kullanılabileceğini ve böylece de ne tür sonuçlar ortaya çıkarabileceklerini şekillendiriyor. Bu yüzden, tekno-hümanizm geniş bir şekilde insanlığa faydalı olacak sonuçlar için çabalamalı.

Aynı zamanda, tekno-hümanist bir bakış açısı ayrıca geleceğe, dinamizme ve değişime de yön veriyor. Bu da kaçınılmaz bir şekilde güvenlik, tahmin edilebilirlik ve tanıdık olana duyulan arzularla çeliştiği anlamına geliyor. Yeniliğin hızlandığı anlarda (şu anda yaşadığımız ve robotik, sanal gerçeklik, sentetik biyoloji ve özellikle de yapay zekanın hepsinin çok hızlı geliştiği an gibi), yeni gerçekliklerin bilinmeyen topraklarına karşı statükoyu güçlendirme dürtüsü de hızlanıyor.

Yasakların anlamı ne?

Sadece bu yüzden, New York şehrinin devlet okulu sistemi öğrencilerin ve öğretmenlerin sınıflardan ChatGPT’ye erişmesini yasakladı. Pek çok online sanat topluluğu, kullanıcıların DALL-E, Midjourney ve Stable Diffusion gibi yapay zeka destekli resim üreticileri kullanarak yarattıkları resimleri yüklemesini istemiyor.

Bunu anlıyorum. Sıfırdan bir kompozisyon yazmayı öğrenme, eleştirel düşünme ve organizasyon becerilerini geliştirmenin gelenekselleşmiş bir yolu ve kendini ifade etmenin de bir aracı. Zahmetli fırça darbeleriyle canlı ve güzel resimler yaratmak belki de insan yaratıcılığının en somut örneği.

Fakat ya öğretmenler ChatGPT’yi sınıflarındaki her bir öğrenci için ders planlarını anında kişiselleştirmek üzere kullansaydı? Bu, geleneksel sınıf öğretilerinin endüstriyel yaklaşımlarının yapamadığı bir şekilde insani hale getirici olmaz mıydı? Milyonlarca insanın fikirlerini görsel olarak ifade etmelerine ve birbirleriyle yeni şekillerde iletişim kurmalarına izin veren araçlar, insanlık için bir adım ileri gitmek değil mi?

Eğer “teknolojinin tarafsız olduğunu” iddia etmek ve olumsuz sonuçların sorumluluğundan kaçınmak toplum için zararlıysa (ki ben öyle olduğuna inanıyorum), sırf olumlu sonuçların yanında olumsuz sonuçlar da üretme kapasitesine sahip diye bir teknolojiyi reddetmek de öyle.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

surdurulebilir-buyume

Sürdürülebilir büyüme ve kalkınmanın yolu: Teknoloji

sirketler-degisimi-3-asamada-yapmalı

Şirketler değişimi 3 grupta yapmalı