YAZI: M.RAUF ATEŞ
YAZI: MEHTAP DEMİR
Boyner Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Cem Boyner, 2008 yılında, Türkiye’deki orta sınıfı değerlendiren anlamlı bir analiz yapmıştı: “Türkiye’de müthiş bir orta sınıf var. Son 5-6 yıldır Türkiye’yi uçuran da bu gruptur ve çok güçlü olduklarına inanıyorum. Türkiye’de son 3-4 yıldır müthiş bir gelişme yaşandı. İnsanlar ekonomiye katılıyor. Kimse aslında olduğu yerden memnun değil. Türk insanı çok hırslı. Herkes bir üste atlamak istiyor. Bunun ekonomiye getirdiği müthiş bir dinamizm var.”
Türkiye’de gelir gruplarına yönelik araştırmalarıyla o dönemde öne çıkan PİAR’ın kurucusu Bülent Tanla da ‘orta sınıfın’ profilini, rakamlarla desteklediği bir analiziyle paylaşmıştı. Araştırmasına göre, o dönemde nüfusun yüzde 15’i ‘(A ve B gelir grubu), İsviçre düzeyinde bir hayat yaşıyordu. ‘Orta sınıf’ olarak nitelendirilen grubun yıllık geliri ise 9 bin 350 dolar düzeyinde idi. Tanla, analizini şu sözlerle tamamlıyordu: “Bu veriler, C, D ve E sosyo-ekonomik gelir gruplarının yıllar itibarıyla sürekli fakirleştiğini gösteriyor.”
Bülent Tanla’nın 2008 yılında yaptığı hesapta, A gelir grubunda 2.8 milyon kişi yaşıyordu, yıllık ortalama kişi başına gelir ise 62 bin 700 dolardı. Ardından gelen B gelir grubunda ise rakam 27.2 bin dolar düzeyinde idi. Bu, nüfusun yüzde 15’lik bölümüne denk geliyordu.
Hazine eski Müsteşarı Mahfi Eğilmez, 2023 yılında, en varlıklı yüzde 20’lik grubun, toplam gelirin yüzde 50’sini, yaklaşık 451 milyar dolarını elde ettiğini yazdı. Geri kalan yüzde 80’in ortalama yıllık gelirini ise 6 bin 668 dolar olarak hesapladı. Mahfi Eğilmez, bu tabloyu şöyle özetliyor:
“Nüfusun en yüksek gelir elde eden 17.1 milyon kişisi açısından ortada bir kriz yok. Sonraki yüzde 20’lik nüfusun durumu karışık ama genel olarak onların da daha üst gelirli olanları krizden çok fazla etkilenmiyor. Gelir dağılımındaki bu ciddi bozulma çevremizden gözlemlediğimiz orta sınıfın giderek yok olması olgusuyla örtüşmektedir.”
ORTA SINIFTAKİ ERİMENİN ETKİSİ
Orta sınıftaki erime ABD’de de kendini gösteriyor. Bu gelir grubuna girenlerin oranı 1971’de yüzde 61 iken, 2023 yılında yüzde 51’e geriledi. Aynı dönemde yüksek gelir grubundakilerin payı ise yüzde 11’den 19’a çıktı. Daha da önemlisi toplam gelirden aldıkları pay da düştü. Orta gelir grubunun gelir içindeki payı 1970’te yüzde 62 iken, 2023’te yüzde 43 olarak hesaplandı.
BETAM’ın konut sahipliği araştırması, orta gelir grubunun bu alandaki düşüşünü de ortaya koyuyor. 2002 yılında Türkiye’de konut sahiplik oranı yüzde 73 iken, 2021’de yüzde 55’e geriledi. Gelir grupları açısından bakıldığında her segmentte düşüş var. Ancak, en şiddetli gerileme orta gelir grubunda yaşanıyor. Özellikle düşük vasıflı, düşük ücretli kent kesiminde konut sahipliğinde yüzde 20 düşüş var. Konut sahipliği yüzde 70’ten yüzde 50’ye düşmüş. En zengin gelir grubunda ise düşüş yüzde 9 ile sınırlı.
KARTLARDAN GELEN SİNYAL
Orta gelir grubunun tüketim gücündeki düşüşün ilk işaretlerini perakendeciler aldı. E-ticaret dahil, çok sayıda perakende şirketi yöneticisi, isimlerini paylaşmadan, “sepetlerde” ciddi düşüş yaşadıklarını paylaşıyorlar.
Bir başka önemli gelişme ise kredi kartı tarafında gözlemleniyor. Bir bankanın genel müdürü, bu konuda önemli iki konuya dikkat çekiyor: Birincisi, mevduatlar önemli ölçüde en üst gelir grubunda toplanıyor. İkinci gelişme ise kartlarda doluluk oranları “tarihi” düzeylere yaklaşmış durumda… Yeni nesil ödeme şirketlerinin “Şimdi al sonra öde” kampanyaları, bu konuya bir ölçüde katkı yapıyor.
Büyük bankalardan birinin genel müdür yardımcısı, “Orta gelir grubunun daralması, tüketim frekansında azalmaya yol açıyor” diyor. Ona göre artık bu gelir grubunda 2 yemek yerine 1, 2 seyahat yerine 1’i tercih ediliyor:
“Toplam harcama içinde temel alışverişlerin (gıda, fatura ödeme ve akaryakıt gibi) payının arttığını gözlüyoruz. Bu dönemde fırsatları yakalama iştahı da artıyor. Tüketiciler daha çok kampanya arayışına girer.”
İLK GRUP İYİ, İKİNCİSİ ZORLANIYOR
İş dünyasında ortak kanı, ilk yüzde 20’de yer alan hanelerin tüketim ve satın alma davranışlarında bir gerileme olmadığı yönünde. Bu grupta ortalama yıllık gelir 26 bin dolar düzeyinde seyrediyor. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, “İkinci yüzde 20’lik grupta yer alanlar, ilk gruba özendiği için zor da olsa onlara ayak uydurmaya çalışıyor” diyor ve ekliyor: “Ama diğer gelir gruplarında tüketim/satın alma eğilimi düşme trendini koruyor.”
Sami Kariyo’ya göre son 3 aydır satın alma ve tüketimde dikkat çeken bir ivme yaşanıyor. Bunun da en çok otomobil ile ithalata dayalı teknoloji ürünlerinde görüldüğünü ekliyor: “Hatta bu eğilimin kısmen de gıda satışlarında görüldüğünü de söylemek mümkün. Gıda satışları sadece düşmüyor, daha da önemlisi toplam tüketim içindeki payı da düşüyor. Ne yazık ki bu iyiye işaret değil. Buna karşın rakamlara baktığımız zaman hazır giyim ve ayakkabı satışları yatay seyrediyor.”
SEKTÖRLERE İLK ETKİ
Sami Kariyo’nun dikkat çektiği sektörler arasında elektronik öne çıkıyor. Lenovo Türkiye CEO’su Emre Hantaloğlu, “Son yıllarda Türkiye’de orta gelir grubunun tüketim alışkanlıklarında belirgin değişiklikler yaşanıyor” sözleriyle bu trendi doğruluyor: “Araştırmalar, orta gelirli ailelerin harcamalarını önemli ölçüde kıstıklarını gösteriyor. Mevcut ekonomik koşullar nedeniyle yaşam standartlarını düşürmek zorunda kalanların oranı yüzde 52 olarak hesaplandı.”Emre Hantaloğlu, “Zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kişisel ve sosyal harcamalar yapabilme imkânına sahip olanların sayısının azaldığını” söylüyor ve sektöre yönelik gözlemlerini paylaşıyor:
“Orta gelir grubu, tasarruf eğilimini azaltırken, sosyal statüyü koruma ihtiyacı ile tüketimi artırdı, enflasyon kaygısıyla talebi öne çekti. Bu dönemde de özellikle fiyat-performans dengesi yüksek, güvenilir ürünlere yöneldiler.”
Hantaloğlu’nun sözlerini, 2023 yılının verileri de destekliyor. Bilgisayar pazarı 2023 yılında yüzde 30 büyüyerek 3 milyon adede yaklaştı. Tüketici tarafındaki büyüme yüzde 35.5’i buldu ve adet olarak 2 milyonu geçti. Ancak, 2024 yılına yönelik ilk işaretler ve beklentiler farklı: “Tüketiciler, bazı harcamaları azaltma veya tamamen kaldırma eğilimindedir. Bilgisayar pazarı, ilk 3 ayda yüzde 5.3 küçülürken, tüketici tarafı yüzde 2.3’lük bir büyüme kaydetti. İkinci çeyrekte ise küçülme beklentisi var.”
YAVAŞLAMANIN ANA SEBEBİ
Vestel Veri Bilimi ve İçgörü Yöneticisi Fulya Özcan, 2019 ve 2023 yılları karşılaştırıldığında, gelir gruplarının tüketim gücünde önemli değişiklikler olduğuna dikkat çekiyor. En yoksul yüzde 20 ile en zengin 20’lik grupları dışarıda bırakıp hesap yapan Özcan, “Ortada kalan 3 gelir grubunun toplam tüketim harcamalarının yüzde 3.7 azaldığını, bu gücün en varlıklı gruba geçtiğini görüyoruz” diye konuşuyor.
Beyaz eşyadan bilgisayara her türlü elektronik ürünler satan Mediamarkt Türkiye’nin CEO’su Hulusi Acar, “Orta sınıfın ekonomik olarak daralması, toplam tüketim talebini yönlendiren grup olması nedeniyle ticarette küçülmeye neden olacaktır” diyor ve etkilerini şöyle paylaşıyor: “Öncelikle zorunlu ihtiyaçlar dışındaki satın almalarda yavaşlama göreceğiz. Teknoloji ürünlerinde adet bazında hız kesme olacaktır. Bu sektörde satışların düşüşünü beraberinde getirir, ki bu da artan maliyetler nedeniyle zararlara yol açar.”
Hulusi Acar, orta sınıfın sektör için önemini vurgularken de “yüzde 70-80” oranlarına dikkat çekiyor: “Bizim sektördeki satışların yüzde 80’e yakın düzeyinin orta gelir grubuna yapıldığını tahmin ediyorum. Yılın ilk aylarında büyüme oranındaki yavaşlamada bunun da etkisinin olduğunu düşünüyorum.”
SİGORTA İÇİN KRİTİK GRUP
Türkiye’de sigorta ve bireysel emeklilikte büyümenin yolu ‘tabana’ yayılmaktan geçiyor. Belli gelir gruplarında ulaşılan rakamlar nedeniyle sektörün büyümesi için orta ve alt gelir gruplarını sisteme katması, hem katılım hem de birikim tutarını yukarı çekmesi gerekiyor.
Avivasa Genel Müdürü Fırat Kuruca, sektörde “orta sınıfın” payının “katılımcı sayısında” yüzde 80’lerde olduğunu tahmin ediyor. Ancak, birikim tutarında bu oran yüzde 20-25 bandında seyrediyor. Bu nedenle de bu grubun gücünün azalmasını olumsuz buluyor: “Küçülme, orta ve uzun vadede sağlıklı değil. Gelir dağılımının daha adaletli olması toplumsal refah için gerekli. Öte yandan gelir adaletsizliğinin getirdiği riskler sigorta ihtiyaçlarını da artıracaktır. Zaten sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği risk altında. Bu sebeple yenilikçi ve düşük maliyetli sigorta çözümleri önem arz edecektir. Devletlerin bu tür ürünleri daha da teşvik etmesi gerekir kanısındayım.”
OTOMOBİLİN B’Sİ, C’Sİ!
Türkiye’deki otomobil satışlarının yüzde 97’si B-C segmenti 1.6 litre motor hacminden daha düşük araçlara ait. Doğal olarak burada en önemli müşteri kesimi, orta gelir grubundan oluşuyor.
Oyak Renault CEO’su Berk Çağdaş, “Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde, mal ve hizmet fiyatları, bireysel gelir/ücretlere göre daha hızlı artıyor. Orta gelirde yer alan bireyler, artan yaşam maliyetleri nedeniyle, ev ve araç gibi bazı alanlarda satın almalarını erteleyebiliyorlar” diyor ve ekliyor:
“Aynı zamanda bu kitleler nakit yatırım yapamıyor ve çok daha az tasarruf edebiliyorlar. Bu nedenle de enflasyon karşısında alım güçleri de giderek düşüyor.
Bu olumsuz durumun etkilerini, mal ve hizmet alımlarında hızlı talep yavaşlaması olarak görüyoruz. Lüks ürün ve mallarda ise talep göreceli olarak aynı düzeyde seyrediyor. Orta ve alt gelir gruplarına yönelik ürünlerde ciddi alım düşüşleri olarak görüyor ve hissediyoruz.”
“TÜKETİCİNİN ALIM GÜCÜ SINIRLANIYOR”
ÖZGÜR TORT
Migros İcra Kurulu Başkanı
- TÜKETİCİ TARAFI Tüm dünyada gelir gruplarında ayrışma dikkati çekiyor. Bunun da çok farklı sebepleri var. Ülkemizde de gözlemlediğimiz bu kuvvetli etki ile tüketicinin alım gücünün sınırlandığını görüyoruz.
- YAKIN MAĞAZA Bunun sonucu olarak bütçesini kontrol altında tutabilmesi için ihtiyaçlarını daha yakın mağazalardan ve alışveriş sıklığını artırarak karşıladığını görüyoruz. Biz de müşterilerimizin en yakınındaki yaygın küçük mağazalarımızla trafiği artırıyoruz. Büyük mağazalarımızda da e-ticarete destek olmak üzere ‘hub’lar kuruyor, müşterilere en hızlı şekilde ulaşıyoruz.
- 16 BİN KAMPANYA Özellikle sık alışverişlerde eve teslimatta mağaza fiyatları ve uygun kampanyalarla fark yaratıyoruz. Her bütçeye uygun zengin ürün çeşitliliği ile her tüketici grubuna hitap ediyor ve onların ihtiyaçlarına erişimini kolaylaştırıyoruz. Bu amaçla 2 yılda düzenlediğimiz kampanya sayısı 16 bine ulaştı.
ORTA SINIFIN ERİYİŞİ
Türkiye’de orta gelir grubunun tüketim gücündeki gerileme çok sayıda sektörü etkileyecek. Rakamlar da bunu gösteriyor. 2008 yılında orta gelir grubunun kişi başına milli geliri 9 bin 350 dolardı, şimdi ülkede kişi başına milli gelir o düzeyde.
A, B, C NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Pazar araştırmalarında kullanılan çeşitli yöntemler var. Bunlar arasında en yaygın olanı İngiltere’de NRS tarafından yaratılan ‘sosyal derecelendirme’ sistemi… Bu sistem, bütün vatandaşları A, B, C1, C2, D ve E olarak sosyal statü/gelir gruplarına göre sınıflandırıyor. Bunu yaparken de başlangıçta bireylerin hangi meslekler yaptıklarına bakarak, onları uygun bir sosyal sınıfa koyuyordu.
“ÜST GELİR GRUPLARINDAN İNDİRİM MARKETLERE KAYIŞ VAR”
HALUK DORTLUOĞLU
BİM CEO’SU
- “Farklı kaynaklardan üst gelir grubunun BİM’e olan teveccühünde artış olduğunu biliyoruz. Fakat bizim bu konuda bir piyasa araştırmamız bulunmuyor. Ancak, bir bankanın kredi kartı harcamalarından yola çıkıp yaptığı ve bize de ilettiği araştırmanın sonuçlarını paylaşabilirim.
- Bu araştırmaya göre, yüksek gelir grubuna sahip müşterilerin bizim marketlerden alışveriş oranı 2021’de yüzde 19 idi, 2022’de yüzde 23’e çıktı. Bu değişimin önemli olduğunu düşünüyorum.”