in , ,

Geleceği yaratan girişimci kuşak

Türkiye’nin önde gelen gruplarının genç kuşak bireyleri, aile dışında başlattıkları girişimlerle yarının işlerine, teknolojilerine yatırım yapıyor.

Holdinglerin-yarını-geleceği-yaratan-girişimci-kuşak1

YAZI: M. RAUF ATEŞ
FOTOĞRAF: HÜSEYİN ALSANCAK

HAYALİNİ HOLLYWOOD’DA ARIYOR

ALİHAN YALÇINDAĞ
Curious Gremlin Kurucusu

Üniversitede okurken, Türkiye’ye her döndüğümde grubumuzdaki gazete veya televizyonlarda çalışırdım. Film, o dönemde hayatımdaki en sevdiğim şey idi. Kanalda çalışınca ‘film’ değil, yapımcılığın bana heyecan verdiğini fark ettim, ona yöneldim. İlk kısa film tecrübemin ortasında ‘en doğru işi’ bulduğumu anladım. Üniversite bittiğinde, bir yıl Los Angeles’ta ProSieben Grubu’nun altındaki Stüdyo 74’te asistan olarak çalıştım. Sonra Türkiye’ye dönüp kendi yapım şirketim olan May Prodüksiyon’u kurdum.

İLK BÜYÜK ZORLUĞUM!

Bu şirkette önemli yapımlar gerçekleştirdim. İlk dizim Alef idi. Bu dizi, 2020 yılında, Variety tarafından, ABD dışında üretilmiş en iyi 20 dizi arasına seçildi. Ancak, ekonominin kötü gidişiyle birlikte diziler maalesef daha bütçe odaklı hale geldi. Geçen yıl benzer bir deneyim yaşadık. Dizinin bütçesi, sete çıkmaya 2 hafta kala, 2’ye katlandı. Bunun üzerine çekimleri durdurduk. Aynı sırada tamamen Amerika’da çekilecek olan İngilizce bir filme yapımcı olarak dahil olmuştum. O filmin ana yapımcıları Sinan Eczacıbaşı ve Scott Aharoni ile çok iyi bir ilişki kurmuştuk. Bunun üzerine onlarla birlikte başından beri düşündüğümüz Amerika’daki şirketi kurdum. Böylece Curious Gremlin’in yolculuğu da başlamış oldu. İlk günden hayalim bu işi Amerika’da yapmak idi. Curious Gremlin olarak ilk filmimiz, Shallow Tale, bu yaz başında Tribeca’da ilk gösterimini yapıp “seyirci” ödülünü kazandı. Onun dışında 3 filme daha yatırımcı olarak girdik.

SİNEMAYA ‘YATIRIM’ DÖNEMİ

ABD’de kaliteli ama düşük bütçeli bir film bile çekmek oldukça büyük bir yatırım. Sektörde çekilen filmlerin yüzde 85’inin battığı varsayılıyor. Bu nedenle çekeceğimiz filmlerin tek yatırımcısının Curious Gremlin olmaması gerektiği kararına vardık. Ancak, yatırım almak için de öncelikle tanınmamız gerekiyordu. O yüzden birkaç film fonu kurduk. Sektörde yer etmiş yapımcılar, yönetmenler ve satıcıların dahil olduğu projelere yatırımcı olarak girmeye başladık. Şu ana kadar birbirinden tamamen farklı stratejik sebeplerle 3 filme yatırım yaptık. Bu filmlerin hepsinde arka planda çalışan satıcılar ve yapımcılar bizden çok daha tecrübeliler ve onlarla birlikte sektörü çok daha iyi öğrenme şansını buluyoruz. Üç filmle de festival yolculuğu yaşayacağımıza inanıyoruz ve başarı oranımızın yüzde 15 değil, yüzde 100 olacağına eminiz!

İLK YATIRIM ‘AİLE OFİSİNDEN’

İlk yatırım yaptığım Shallow Tale için ‘Aile ofisimiz’ ‘Mada’ girişim fonundan finansman aldım. Diğer üç film için yatırımı kendim yaptım. Bunun motivasyon olarak çok daha etkili olduğunu söyleyebilirim. Ama ne kadar kaynağınız olursa olsun, dışardan yatırımcı bulmanız en doğru model. Hayalini kurduğum, hatta yazılı şekilde tuttuğum bazı projelerimin bütçeleri çok yüksek. Onları gerçekleştirmenin tek yolu, Hollywood’un devleri tarafından ehil bir yaratıcı pozisyonuna gelmek. Bize çok yüksek gelmesine rağmen sektör için rahat bütçelerden söz ediyoruz. Sektördeki bazı yapımcıların ilerleme şekillerinden biliyorum. Önce 2.5 milyon dolarla başlıyor, başarılı olduktan sonra 10-12, ardından 30-40 milyon dolarlara çıkıyorlar. Orada da tutturanlar zaten dünyaca ünlü, hepimizin bildiği projelere imza atmaya başlıyorlar. Benim de amacım o seviyelere ulaşmak.

AİLEDEN NE ÖĞRENDİM?

  1. İşimle ilgili doğrudan öğütler almadım. Çünkü, onlar yönetici, ben ise kendimi ‘yaratıcı’ olarak konumlandırdım.
  2. Dedem ve ailemden ‘hayat boyu’ işe yarayacak ‘iş öğütleri’ aldım.
  3. Annemden ‘detaylara girmemek’ gerektiğini öğrendim.
  4. Babam, ‘Etrafını hep kendinden akıllı ve işi daha iyi bilenlerle doldur’ derdi. Onu öğrendim. Özellikle ‘delege etmenin’ önemini vurguluyordu.

 

GELECEĞE YATIRIMA KATKI SAĞLIYOR

DEFNE KOCABIYIK NARTER
Borusan Ventures Kurucusu

Borusan Holding’in bu yıl 80’inci yaşını kutluyoruz. Bizim en büyük misyonumuz, 200 yıl ve ötesinde, ‘fayda odaklı’ bir grup olarak varlığımızı sürdürmek. Bunun için hem iç hem dış inovasyondan faydalanarak her türlü teknolojik değişime ayak uydurmamız gerekiyor. Borusan Ventures’ı, bir kurumsal girişim sermayesi kolu olarak Borusan Grubu’nun, geleceğe yatırım yapma ve inovasyonu destekleme vizyonuyla hayata geçirdik. Yaklaşık 1 yılı aşkın süredir aktif olarak yatırım yapıyoruz. 2 startup yatırımını başarıyla tamamladık ve 2’sini de yakında hayata geçireceğiz. Aslında Grup olarak 2010’ların başından beri inovasyona sistematik bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu süreçte kurum içinde pek çok başarılı girişimcilik deneyimimiz oldu. Ancak, öğrendiğimiz en önemli şeylerden biri, sadece iç kaynakların yeterli olmayacağı ve hızlı ilerleyebilmek için dış ekosistemden daha çok faydalanmamız gerektiğiydi. Dolayısıyla startup’larla olan iş birliklerinin artırılmasını ve yeni teknolojilerin şirketlerimizde kullanılmasını desteklemeye karar verdik.

ÜÇÜNCÜ KUŞAĞIN VİZYONU

Borusan Ventures, belirlediğimiz odak alanlarında, dünyadaki yenilikleri takip etmemize, geleceğin teknolojilerini şimdiden anlamamıza ve bu alanlarda yatırım yapmamıza imkân veriyor. Bu sayede bugün içinde olmadığımız ama gelecekte büyük potansiyele sahip alanlarda yatırım yaparak grubumuzun çehresini şekillendirme fırsatlarını da getirecek.

Üçüncü kuşak üyeleri olarak gelişen yeni teknolojileri takip etme ve bunların gruba dahil edilmesi işini biz üstlendik. Yola çıkarken önce büyük kurumların girişim tecrübelerini detaylı biçimde inceledik. Bunun sonucunda en önemli sorunun, ‘hızlı karar alamama ve girişim bakış açısıyla düşünememe’ olduğunu gördük. Bunun için de daha hızlı karar alabilen dinamik bir yapı kurduk. Grup yapımızdan bağımsız şekilde işleyen Yatırım Komitesinde; 3’üncü kuşak hissedarlarımızın yanında, alanında uzman, girişim sermayesi kökenli bağımsız isimler ve Grup CEO’muz yer alıyor. Ayrıca yıllardır Silikon Vadisi’nde yaşamış ve çeşitli CVC’lerde çalışmış deneyimli bir ismi de fonun başına getirdik.

YATIRIM İÇİN İZLEDİĞİMİZ YOL

Daha çok ‘tohum’ ve Seri A seviyesindeki erken aşama girişimlere odaklanıyor ve yatırımlarımızı kendini farklılaştırmış ve global çapta büyüyebilecek girişimcilere yapıyoruz. Sektör odağımız ise Borusan’ın uzmanlık alanlarına paralel olarak enerji/iklim teknolojileri, mobilite, lojistik ve endüstriyel teknolojiler üzerine yoğunlaşıyor. Bu alanlardaki yeni teknolojilerin ağırlıklı ABD ve Avrupa’da geliştiğini gördük ve biz de yatırımlarımızı bu coğrafyalara yapacağız. Şu ana kadar hedeflerimizle uyumlu gittiğimizi söyleyebilirim. Hatta pek çok girişimi şirketlerimizle bir araya getirmeye başladık ve ilk meyvelerini de 2025’te görmeyi bekliyoruz. Örnek olarak ilk yatırımımız olan DC Connected’i verebilirim. Almanya merkezli DC Connected, geliştirdiği yapay zekâ temelli “Sanal Teknisyen” sayesinde otomobillerin sağlık durumlarını detaylı bir şekilde çıkartıyor ve hasarların uzaktan teşhis edilmesini sağlıyor. Bu yatırımı kendi otomotiv işimiz için ve oldukça büyük olan Türkiye otomotiv pazarı için de bir fırsat olarak görüyoruz.

İKİ ÖNEMLİ HEDEFİMİZ VAR

Öncelikli hedefimiz, ABD ve Avrupa gibi son derece rekabetçi VC ekosistemlerinde kendimizi güçlü ve güvenilir bir yatırımcı olarak konumlandırmak. Bunu başarmanın en etkili yolunun da yatırım yaptığımız girişimlere stratejik destek sunarak onlara gerçek anlamda katma değerli bir partner olmaktan geçtiğine inanıyorum.

Girişimlerin, Borusan Grubu’nun şirketlerindeki bilgi birikimi ve tecrübelerden faydalanmasını sağlarken, gerektiğinde ürün geliştirme süreçlerinde beraber çalışmayı, PoC ve demo fırsatları sunarak desteklemeyi planlıyoruz. Nihayetinde de onları yeni pazarlara açarak büyümelerine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.

İkinci ve uzun vadeli hedefimiz ise ABD ve Avrupa’da yaptığımız yatırımlarla yeni gelişmeleri yakından takip ederek deneyimlemek ve bu teknolojileri Türkiye’ye kazandırmak.

STARTUP’LARDA ARADIĞIMIZ 3 KRİTER

  1. Aradığımız en önemli kriteri ‘ekibin yetkinliği’ oluşturuyor. İşi sahada görüp deneyimlemiş ve çözümü kendi deneyimlerinden yaratmış profiller daha çok ilgimizi çekiyor.
  2. Ürünün veya hizmetin global ölçekte büyüme ve ölçeklenebilme potansiyeli taşıması gerekiyor.
  3. İş alanlarımızla örtüşen, sinerji yaratabilecek fırsatlar sunan ve somut katkı sağlayabileceğimiz şirket olmasına dikkat ediyoruz.

 

“PORTFÖYÜMÜZÜ ÇEŞİTLENDİRMEK İÇİN GİRDİK”

PELİN AKIN
Akfen Holding YKÜ

Girişim sermayesi tarafına adım atarken, stratejik önceliğimiz, Akfen’in geleneksel işlerinin dışındaki alanlara girerek yatırımlarımızı çeşitlendirmekti. Biz geleneksel bir altyapı şirketi olarak olmadığımız ve ileride fayda sağlayacağını düşündüğümüz alanlara odaklandık. Bir anlamda kendi alanlarımızı bütünleyen sektörlere değil, tam tersi hiç olmadığımız sektörlerle portföyümüzü çeşitlendirmek istedik. Fintech, biyo-teknoloji, yapay zeka, artırılmış gerçekçilik, e-ticaret, siber güvenlik, oyun ve mobilite gibi yüksek büyüme potansiyeline sahip sektörlere odaklandık. Tohum aşamasından Seri A’ya kadar olan süreçte, yoğunlukla global pazarlarda farklı coğrafyalarda yatırımlarımızı çeşitlendirdik.

ERKEN AŞAMA VE TEKNOLOJİ!

Yatırım stratejimiz, erken aşamadaki inovasyon ve sürdürülebilir büyüme potansiyeli taşıyan sektörlerdeki girişimlere yönelik. Bu şirketlerin teknoloji odaklı çözümler üretmesi, hem yerel hem de küresel pazarlarda rekabet avantajı sağlaması bizim için kritik önem taşıyor.

Ağırlıklı olarak kendi alanlarımız dışındaki sektörlere yöneldik. Bu nedenle onları biraz daha yakından tanıyabilmek ve başarı hikayelerini daha çok örneklerle standardize edebilmek için fonlar aracılığıyla örneklemlere hâkim olmak istedik.

Önce sektör spesifik fonları, daha sonrasında ise “generalist” denen her tür sektörü içeren erken aşama fonlara yatırım yaparak know how’ımızı geliştirdik. Daha sonra konsantre olmayı seçtiğimiz alanlarda ise şirketlere direkt yatırımlar gerçekleştirdik.

Böylece mevcut yatırımlarını sürdürdüğümüz şirketlerimiz ile girişimlerin büyüme potansiyelini artırmak için stratejik ortaklıklar kurarak, onların hızlı ve sağlıklı bir şekilde gelişmelerine destek sağlamayı amaçlıyoruz.

YENİ DÖNEM HEDEFİMİZ

Akfen olarak girişim sermayesi alanındaki hedefimiz, yalnızca finansal getiriyi maksimize etmek değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel fayda sağlayan projelere yatırım yaparak sürdürülebilir bir büyüme elde etmek. Teknoloji ve inovasyonun gücüne inanıyor, bu doğrultuda hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda öncü rol üstlenmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, kendi iş kollarımızın gelişimine katkı sağlayabilecek şirketlerle de iş birliği yaparak, stratejik ortaklıklar kurmayı önemli bir öncelik olarak görüyoruz. Yatırım alanı ve şirketlerimizi kullanarak startup’lara da bilgi birikimi sağlarken, şirketlerimizin de bundan fayda sağlayarak gelişebileceği bir ortam oluşturmayı hedefledik.

YATIRIM VİZYONU

  1. Önceliğimiz ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Singapur ve Doğu Avrupa’daki fırsatları değerlendirmek oldu.
  2. Bizim stratejimiz portföy mantığı üzerine kurulu. Farklı sektörler ve coğrafyalarda, farklı aşamalarda bulunan girişimlerden oluşan bir portföyü içerir.
  3. Bu strateji kapsamında özellikle teknoloji odaklı şirketlerin büyümesine katkı sağladık.

 

“GÖZ ARDI EDİLEN SEKTÖRLER ÖNCELİĞİMİZ”

SİNAN UZAN
Tekfen Ventures Başkanı

Tekfen, adını “teknoloji” ve “fen” kelimelerinden alarak, tüm alanlarda teknolojinin üstünlüğünü ve yenilikçi yaklaşımları benimsiyor. Biz de hızla değişen dünyada çevik olabilmek ve kârlı adımlar atabilmek için, 8 yıl önce Tekfen Ventures’ı kurarak bu değişimlerin geleceğine yatırım yaptık. 2080 yılına kadar dünya nüfusunun 10,2 milyara ulaşması bekleniyor. Bu kapsamda daha iyi bir yaşam standardının sağlanması için, bazı temel teknolojilerin sürdürülebilir bir gelecek için yeniden tasarlanması bir zorunluluk haline geldi. Biz de toplumun belkemiğini oluşturan temel endüstrilerde dönüştürücü yenilikler getiren şirketlere odaklanıyoruz. Bunlar, aynı zamanda Tekfen Grubu’nun faaliyetleriyle de örtüşen tarım, imalat, inşaat, gayrimenkul ve enerji gibi dijitalleşmenin az olduğu, bu sebeple de bize önemli bir yatırım imkânı sunan sektörlerden oluşuyor.

14 ŞİRKETE YATIRIM YAPTIK

Biz farklı bir yaklaşım ile yol alıyoruz. Sadece kademeli iyileştirmeler yapmayı değil, bugünkü toplumumuzun altyapısını oluşturan teknolojik temellerin tamamen yeniden keşfedilmesini hedefliyoruz. Tarımdaki iklim baskılarını hafifletmek, daha sürdürülebilir bir kentsel altyapı inşa etmek gibi konuları, katkıda bulunabileceğimiz büyük fırsatlar olarak görüyoruz.

Bugüne kadar sektörlerinde büyük etki yaratan toplamda 14 şirkete yatırım yapmaktan gurur duyuyoruz. Portföyümüzdeki şirketler dünyanın en önde gelen yatırımcı kurumlarından ve gruplarından toplamda 2 milyar dolardan fazla sermaye topladı. Portföyümüzdeki yatırımlarımızın 4’ünden çıkış yaptık. Bu yatırımları ve sonuçlarını yakından takip ediyoruz.

DİJİTALLEŞMEDE GERİ SEKTÖRLER

Bir stratejik fon olarak izlediğimiz yol, çoğu teknoloji yatırımcısının gözden kaçırdığı, ancak küresel ekonominin yarısına tekabül eden faaliyet alanlarına odaklanmak. Diğer sektörlere kıyasla dijitalleşmede hep son sıralarda bulunan, aynı zamanda karbon salımının yüzde 80’ini temsil eden tarım, inşaat, imalat ve enerji gibi bu faaliyet alanları, yatırımcı olarak bizim için büyük bir fırsat.

Sektördeki geniş deneyim ve bilgimize dayanarak, bu alanlardaki sistemsel sorunların, darboğazların ve geliştirilmesi gereken noktaların bilincindeyiz. Bu bilgi birikimimizi teknolojik uzmanlığımızla birleştirerek, geleceğin endüstrilerini tanımlayacak ve insanlığın ilerlemesine katkı sağlayacak teknolojileri kullanan şirketleri destekliyoruz.
Bu girişimlerin pazardaki konumlarını, iş modellerini ve geleceğe yönelik planlarını ayrıntılı bir şekilde inceleyerek, doğru aşamada olan şirketlere, saygın kurumsal yatırımcılar ile yatırım yapıyoruz.

ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER

Tekfen Ventures’tan edindiğimiz başarı ve deneyimler üzerine inşa ettiğimiz yatırım fonumuzda, sürdürülebilirlik, karbonsuzlaşma ve endüstriyel dayanıklılık gibi temalara odaklanarak vizyonumuzu ve ortaklıklarımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Küresel çapta tanınan sektör liderleri, aile ofisleri ve bireylerle güçlerimizi birleştirerek hem kritik endüstrileri hem de çevresel ihtiyaçlarımızı destekleyen teknoloji odaklı dönüşümleri hızlandırmayı amaçlıyoruz.

Ekibimiz; teknoloji, mühendislik ve finans alanlarında uzmanlaşmış deneyimli profesyonellerden oluşuyor. Birçoğumuz, dönüşüm geçiren endüstrilerde yer almış, inovasyon ile ölçeklenebilirlik arasındaki kesişimi derinlemesine anlamış durumdayız. Sonuç olarak, hedefimiz sistemik bir değişimi yönlendirmek: İleri teknolojilere yatırım yaparak hem yatırımcılarımıza hem de topluma uzun vadeli değer yaratmayı arzu ediyoruz. Değişime sadece tepki vermek için değil, o değişimi şekillendirmek için buradayız.

5 ÖNEMLİ KRİTER

  1. Yatırım yapılacak teknoloji, öncelikle dünyanın iyileşmesinin önündeki sorunlara uygun yenilikler geliştirmiş olmalı.
  2. Bazen sadece yenilikçi ürün geliştirmiş olmak yeterli olmuyor. Zamanlama da çok önemli. Teknoloji ve pazarın da eşleşmesi gerek.
  3. Teknoloji ve iş modellerinin ne kadar korunaklı olduğu da önemli.
  4. Şirket kurucusunun sektör ve teknoloji bilgisinin yanı sıra liderlik vasıflarına da dikkat ediyoruz.
  5. Şirketin gelişimine uzun süre beraber katkı sağlayacağımız yatırımcı grubunu göz önünde bulunduruyoruz.

 

“GIDA VE PERAKENDEDE GELECEĞİ KURUYORUZ”

YAHYA ÜLKER
Yıldız Ventures CEO’su

Yıldız Holding’in girişimcilik yolculuğu, 2019 yılında Yıldız Ventures’ın kuruluşuyla başladı. Bu adımı, ana iş kollarımız olan gıda ve perakende sektörlerinde yeni iş modelleri geliştirerek, uzun vadede değer yaratmak amacıyla attık.

Holding’in geniş ekosisteminden yararlanarak, girişimcilik ekosistemini desteklemek ve sürdürülebilir çözümler üretmek ana stratejilerimizden biri oldu. Bu süreçte ‘Kurumsal girişim sermayesi’ (CVC) ve ‘Risk sermayesi’ (VC) yatırımlarına yöneldik; gıda ile perakende dikeylerinde yenilikçi girişimlere sermaye, mentorluk ve sektör tecrübesi sunduk.

Örneğin, Gözde Tech Ventures üzerinden teknoloji odaklı girişimlere yaptığımız yatırımlarla, hem yurtiçinde hem de yurtdışında yüksek potansiyele sahip startup’ları destekledik. 2023 itibarıyla Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’muzu da hayata geçirerek bu alanda daha büyük adımlar atmaya başladık.

ÖNCELİK GIDA VE PERAKENDE

Yatırım stratejimiz, fatura kesmeye başlamış ve ürün-pazar uyumu oluşmuş girişimler. Yıldız Holding’in mevcut iş kollarıyla uyumlu olan ve uzun vadede stratejik değer katacak girişimlere odaklanıyoruz.

Gıda ve perakende, bizim için kritik sektörler. Özellikle bu alanlarda teknolojiyle birleşen, sürdürülebilir iş modelleri geliştiren şirketlere yatırım yapıyoruz. Gıda sektöründe alternatif gıda bileşenleri, gıda işleme ve üretim, gıda güvenliği ve izlenebilirlik, gıda dağıtımı ve lojistik ile gıda perakendeciliği gibi alt dikeylerde faaliyet gösteren şirketler ilgimizi çekiyor.

Perakende sektöründe ise e-ticaret, yapay zeka çözümleri, B2B SaaS, data analizi, mağaza içi teknolojiler, müşteri deneyimi ve ilişkileri, tedarik zinciri yönetimi ve ödeme sistemleri gibi alt dikeylerde yenilikçi çözümler sunan girişimler radarımızda.

Ayrıca dijitalleşme, tedarik zinciri inovasyonları ve tüketici davranışlarındaki değişimlere yanıt verebilecek projeleri de takibe alıyoruz. Yatırım yaptığımız şirketlerde kadın girişimcilerin varlığını, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik gibi sosyal etkisi yüksek alanlarda yer almalarını önemsiyoruz. Bireysel olarak ‘iyi kuruculara’ 50 bin dolarlık bir melek yatırım yapıyorum.

HOLDİNG ŞİRKETLERİYLE SİNERJİ

Yıldız Holding olarak önümüzdeki dönemde önceliğimiz, ‘Değer Yaratma Hedefi’ doğrultusunda mevcut yatırımlarımızı destekleyerek büyümelerine ivme kazandırmak ve ekosisteme fayda/destek sağlamak. Holding şirketlerine inovasyon ve teknoloji katkısı sağlayarak, diğer portföy şirketleri ile sinerji oluşturmayı ve bilgi paylaşımını artırmayı hedefliyoruz.

Kurumsal stratejimizin bir parçası olarak, pazarın dinamikleri ve rekabet ortamına uyum sağlamak için sürekli yenilik yapma ve esneklik gösterme gerekliliğiyle hareket ediyoruz. Kendi etki alanımızda, gıda ve perakende konularında geleceğin girişimlerini ise kendimiz kuruyoruz.

3 ÖNEMLİ KRİTER

  1. Teknoloji Girişimin, özellikle gıda ve perakende dikeylerinde, yenilikçi teknoloji çözümleri sunup sunmadığına bakıyoruz. Çünkü ana hedefimiz, işimizi geleceğe hazırlamak.
  2. Kurucu Ekip Girişimcinin vizyonu, ekibin yetkinliği ve liderlik becerileri bizim için önemli. Büyüme stratejisi kadar, bu büyümeyi yönlendirecek liderlik yapısına da yatırım yapıyoruz.
  3. Sürdürülebilirlik Geleceğe etki eden, değer yaratan ve iş modelleriyle toplumda fark yaratan şirketler önceliğimiz.

 

“5 UNICORN ÇIKARDIK”

FETHİ SABANCI KAMIŞLI
Formus Capital Kurucusu

Girişim dünyasına adım atışım aslında biraz tesadüf oldu. 2016 yılında gayrimenkul alanında çalışıyordum. O zaman Silikon Vadisi’ne hiç gitmemiştim ve bir bankanın NextGen organizasyonu için San Francisco daveti almıştım. Daveti alınca dostum Cem Garih’i aradım, ‘ilgilenirsen beraber gidelim, en kötü San Francisco’yu görür döneriz’ dedim.

Orada tanıştığımız girişimciler, yatırımcılar ve genel olarak ekosistem bizi çok etkiledi. Bir hafta için gittiğimiz seyahati 2 hafta daha uzattık. Oradan döndüğümde her şeyi bir kenara bırakıp, ilk önce ailem ile oturup gözlemlerimi anlattım. Esas Holding olarak mutlaka geleceğin bir parçası olmamız gerektiğini söyledim. Dolayısıyla da startup’lara yatırım için bu işe odaklı bir VC fonumuz olması gerektiğini paylaştım.

35 MİLYONLA YOLA ÇIKTIK

Ardından yönetim kurulunda derin fikir alışverişleri yaptık. Yönetim kurulu da olumlu bakınca, 2018 yılının başında 35 milyon dolarlık bir fonla Esas Ventures’ı hayata geçirdik.

Stratejiyi de bir CVC olarak yapmadık, tamamen kendine özel kuralları olan bir yapı kurduk. Amacımız, dünyanın önde gelen şirketlerinde çok erken aşamada yatırımcı olmaktı. Şimdi bu yatırımların meyvelerini yavaş yavaş görmeye de başladık. Örneğin, ilk 3,5 senede o zamana kadar yatırılmış olan paranın hepsini geri ödedik. Bu süre VC geri dönüşleri için gerçekten çok kısa, normalde 7-8 seneden önce geri dönüş beklememek gerekiyor. Bu sürede 5 ‘unicorn’ yakaladık ve fonumuz şu anda 3.5 kat değere ulaştı.

YENİ AŞAMAYA GEÇTİK

Bütün bunları bir araya getirince, 2022 yılında dostum Cem Garih ile oturup ‘madem başarılı bir deneyim geçmişi oluşturduk, artık bu işin bir sonraki adımına geçelim’ kararını verdik. Böylece Formus Capital’i kurduk. Aslında bu önemli bir karar oldu. Çünkü, yeni yapıda hem Esas Holding hem Alarko Holding bu fona “sadece” yatırımcı olarak girdi.

Formus Capital’de hiçbir kontrol hakkı veya sahiplik payı yok. Bunun dışında fonun içine benzer vizyonda olduğumuz başka yatırımcıları da aldık. Sonuçta 100 milyon dolara yakın bir yatırım fonu kurduk.

YATIRIM STRATEJİMİZ

Startup’lara yatırım yaparken genelde kapıyı çalan oluyor, onların bize gelmesini beklemiyoruz. Şimdiye kadar bu stratejiyle Amerika, Afrika, Hindistan, Brezilya gibi dünyanın farklı yerlerinde çok başarılı şirketlere erken aşamada yatırım yapma şansı yakaladık.
‘En iyi işlere’ daha yakın olabilmek adına ekibimizden bir arkadaşımız, 2024’ün başında San Francisco’ya taşındı. Genelde yapay zeka, fintech gibi alanlarda ‘B2B’ işlere yatırım yapıyoruz. Şahsen kriptoyu daha yakın takip etmeye çalışıyorum. Özellikle Bitcoin’in finansal dünyayı tamamen değiştirecek bir şey olduğunu düşünüyorum.

YATIRIMDA 3 KRİTERİM

  1. İlk önce doğru bir ortak olmasına bakıyorum.
  2. Yatırım kararı verirken, bütün ekiple açık tartışır, onların görüşünü alırız.
  3. Şirketin kurucuları ve ekip önemli. Çünkü, erken aşama yatırımlarda ortada ‘rakamsal’ veriler yok, sadece ekip var.

 

“YATIRIMA HER YIL 40 MİLYON DOLAR”

CEM GARİH
Formus Capital Kurucusu

2016’dAn beri yatırım yapıyorum. O dönemde Londra’da yaşıyordum ve yola “Melek Yatırımcı” olarak çıkmıştım. 2016-2019 arasında yaptığımız yatırımlarda şansımız iyi gitti ve güzel başarı hikayelerinin parçası olduk. Örneğin, 2016’da, 40 milyon dolar değerden yatırım yaptığımız ilk şirket, 2019’da 700 milyon dolar değerlemeden satın alındı.

Bu ilk tecrübelerimizden gelen güvenle 2019’da Londra’dan İstanbul’a taşınarak Alarko Grubu’nun girişim sermayesi şirketi olan ‘Alarko Ventures’ı kurduk. Bu şirkette özellikle ABD’deki yazılım ve yapay zekâ bazlı teknoloji girişimlerine yatırım yapmayı amaçladık.

ALARKO’YA GİRİŞİMİ TAŞIDIK

Alarko, altyapı, enerji, inşaat ve benzeri alanlarda faaliyet gösteren bir holding idi. Bu nedenle o zamanlar için girişim yatırımları alanı epey yeniydi. Bu stratejiyi hayata geçirmek için profesyonel ekibimizin ve yönetim kurulumuzun desteğini almamız gerekiyordu.

Dolayısıyla 6 aya yakın bir süre strateji üzerinden istişare ettik ve bunun sonucunda ilk olarak 5 yıl için 30 milyon dolar yatırımla yola çıktık. Bunun önemli kısmını girişimlerin sermayesine ortak olmak için ayırdık. Diğer bir kısmını da tanıdığımız ve güvendiğimiz ABD bazlı başka erken aşama fonlara ortak olmak için kullandık. Burada başka fonlara yatırımdaki amacımız, hem çeşitliliği sağlamak hem de bu yatırımcı olduğumuz fonlarla beraber yatırım fırsatlarını da değerlendirmekti. Bu dönemde iyi şirketlere yatırım yaptık ve işlerimiz yolunda gitti.

BİR SONRAKİ AŞAMAYA GEÇTİK

Bu süreçlerde dostum Fethi Kamışlı ile beraber çalışıyorduk. O da Esas Ventures’ın başındaydı. İki ayrı yapı olmamıza rağmen bazı yatırımlarımızı ortaklaşa yapıyorduk. 2022’de ‘işleri bir üst seviyeye nasıl taşırız’ diye düşünürken, Alarko Ventures ve Esas Ventures’ın stratejik yatırımcı olarak desteklediği, ancak, bu iki gruptan bağımsız çalışan Formus Capital’i kurma kararı aldık. Formus Capital’e, iyi tanıdığımız ve katma değeri olacak başka aile ofisleri ve kurumsallar da yatırım yaparak ortak oldular.

YENİ YATIRIM STRATEJİMİZ

Formus Capital’de erken aşama yatırımlar yapıyor, ‘Tohum ve Seri A’ girişimlerine odaklanıyoruz. Özellikle ABD pazarına hitap eden, B2B çalışan, yazılım ve yapay zekâ alanlı işlere yatırım yapıyoruz. Bu şirketlerin genelde marjları yüksek oluyor ve uzun vadede kârlılık oranları da çekici olabiliyor…

Çok sayıda yatırım yapmaktan ziyade, az sayıda çok iyi şirketlerde konsantre pozisyonlar almayı hedefliyoruz ve ortak olduğumuz girişimcilerle yakın çalışıyoruz. Formus çatısından yaptığımız yatırımlar belli bir olgunluğa ulaştığı zaman, en iyi gidenlerine Alarko, Esas ve diğer ortaklarımızla “devam” yatırımları da yapıyoruz ve dolayısıyla bir girişimcinin en erken günlerinden başlayıp şirketin “scale-up” ve hatta sonrasında halka açık şirket olduğu döneme kadar desteklemeyi sürdürebiliyoruz.

YATIRIMDA VAZGEÇİLMEZ KRİTERLER

Takım, takım, takım… Dolayısıyla, en erken aşamalarda dikkat ettiğimiz kriter girişimci takımın karakteri.

Çok zeki, inisiyatif alabilen, enerjik, yaratıcı ve dürüst insanlarla ortak olmak istiyoruz. Genelde yatırım yaptığımız takımlar ikinci veya üçüncü kere girişim kuran insanlar olabiliyor. Bu girişimlerin başarılı veya başarısız giden ilk işlerinden tecrübeleri yeni kuracakları işte önemli bir perspektif ve avantaj sağlayabiliyor. Tabii ki yatırımı tamamlamak için değerlemenin uygun olması ve sektörün ve iş modelinin dinamiklerinin de çekici olduğuna inanmamız gerekiyor. Ama takım iyi değilse bu diğer konuların zaten bir önemi kalmıyor.

ALARKO YATIRIM’DAN 40 MİLYON DOLAR YATIRIM

2023’te Alarko bünyesinde iki yeni stratejiye start verdik. Bunlardan biri International Private Equity, diğeri ise Türkiye’deki halka açık başka şirketlerin sermayesine ortak olma hedefiyle çalışan Public Equity yatırımları bölümümüz oldu. Girişim Sermayesi, Public Equity ve Private Equity olarak 3 yatırım stratejisinden meydana gelen bu bölümü “Alarko Yatırım” çatısı altında bir araya topladık. Alarko Yatırım her sene yaklaşık 40 milyon dolar yatırım hedefliyor. 2030’a kadar Alarko’nun kaynaklarının yüzde 20’sinin burada değerlendirileceğini öngörüyoruz.

 

“EKOSİSTEME DAYALI MODEL HEDEFLİYORUZ”

EMRE ECZACIBAŞI
Momentum Başkan Yardımcısı

Eczacıbaşı’nın tarihinde ne kadar geriye giderseniz gidin, bir girişimcilik hikayesi bulabilirsiniz. İnovasyon ve Girişimcilik Koordinatörlüğü olarak çalışmalarımıza Eczacıbaşı Topluluğu’nun özündeki güçlü yanları ortaya çıkarmak için kapsamlı bir analiz ile başladık. Bütün başarı hikayelerinde aynı değerler vardı; “çağdaş, kaliteli, sağlıklı yaşam.” Sonrasında yaptığımız birçok çalışma ile DNA’mızdaki girişimci özgüvenini yeniden keşfettik. Güncel stratejimiz de bu girişimcilik özgüvenini, somut çıktılara dönüştürmek üzerine kurulu.

MOMENTUM NASIL DOĞDU?

İlk kurum içi girişimcilik programımızı 2020 yılında, küresel bir kriz döneminde hayata geçirdik. Topluluğumuza bir çağrıda bulunarak, pandemi sürecinde yaşam alışkanlıklarımızı dönüştürebilecek yenilikçi fikirler üretmek amacıyla “15. Kural” projesini başlattık.

Bu süreçte farklı disiplinlerden bir araya gelen takımlar 8 iş fikri ortaya çıkardı. Programı 3 projenin “iş modeli ve pilot geliştirme” aşamasına geçmesiyle tamamladık. Takımlardan biri Ecomercek projesiydi ve ilk yatırımlarını Kurumsal Girişim Sermayesi Yatırım Fonumuz Eczacıbaşı Momentum’dan aldılar.

KURUM İÇİ GİRİŞİME DESTEK

Kurum İçi Girişimcilik Programımız şu anda EKİG markasıyla devam ediyor. Son 4 senede 231 çalışanımızın başvurularıyla, 20 takım bu fikirleri hayata geçirmek için çalıştı. Topluluk içinden ve dışından konu uzmanlarıyla birçok mentorluk seansı gerçekleştirildi, toplam 23 prototip geliştirildi.

İnovasyon ve girişimcilik stratejimizin bir ayağı da sektör odağından ekosistem odağına geçişti. Bu anlayışla kuruluşlar arası sinerji noktalarında etki yaratabileceğimiz alanları tanımladık. Örneğin, VitrA markamızla birlikte kendi kuruluşlarımızdan farklı sektörlerdeki kurumlara, akademiden startup’lara kadar birçok paydaşı birleştiren Temassız Tuvalet projesini ürettik. “Sağlıklı yaşlanma” odağında tasarladığımız HUB yapılanması şu anda aktif olarak üzerinde çalıştığımız projelerden biri. Yarattığımız bu yeni HUB modelini ileride önceliklendirdiğimiz diğer ekosistemlere de taşımayı planlıyoruz.

SAĞLIKLI YAŞAMA YATIRIM!

Kurumsal Girişim Sermayesi Yatırım Fonumuz Eczacıbaşı Momentum 2019 yılında kuruldu. Amacımız, ortak amaçlar etrafında çalıştığımızı hissettiğimiz girişimlere yatırım yaparak onları desteklemek, karşılıklı öğrenme ve ortak üretim alanları yaratmak. Şimdiye kadar 8’i yurtiçi, 19’u yurt dışında toplam 26 startup ve fon yatırımı gerçekleştirdik.

Geleceğin ‘sağlıklı yaşam’ anlayışını şekillendirecek teknolojiler, tüketicilerin değişen ihtiyaçlarına yönelik sürdürülebilir, çevre dostu ürünler geliştiren girişimler ve ev hayatına yeni anlam ve işlevler kazandıran çözümler yatırım odağımızda yer alıyor.

Erken aşamadaki girişimlere rehberlik ve stratejik destek sunarken, daha olgun girişimlerle şirketlerimiz arasında iş birlikleri geliştiriyoruz. Eczacıbaşı Evital ile Huma arasında yapılan işbirliği sayesinde Huma’nın sunduğu dijital sağlık çözümleri Türkiye’de kullanıma sunulacak. RS Research ile Eczacıbaşı Monrol arasında ortak ürün geliştirme projesi başladı. Figopara’nın hem yatırımcısı, hem de şirketlerimizle iyi bir kullanıcısı olarak karşılıklı değer yaratmaya odaklandık.

DÖNÜŞÜME ÖNCÜLÜK ETMEK

Hedefimiz sadece kendimizi dönüştürmek değil, iş dünyasında dönüşüme öncü olacak bir model yaratmak. Bu dönüşümün odağında ekosistem anlayışı var; bu anlayışın yaygınlaşmasıyla birlikte farklı kültürlere ve iş yapış biçimlerine sahip kurumların birbirine yakınlaşacağına inanıyoruz. Giderek güçleneceğini gördüğümüz bu ekosistemler içinde güvenin inşası için sorumluluk alacak, adil, şeffaf ve hesap verebilir aktörlere ihtiyaç olacak. Güven, Eczacıbaşı’na atfedilen en güçlü değer olarak öne çıkıyor.

Bu noktada Eczacıbaşı Topluluğu olarak bize düşen sorumluluğun, ve karşımızdaki en büyük fırsatın, bu ekosistemlerdeki güven ara yüzü olmak olduğuna inanıyoruz.

ÖNCELİK VERECEĞİMİZ ANA EKOSİSTEMLER

  1. Veriye dayalı sağlık hizmetleri
  2. Yeni malzeme teknolojileri
  3. Tedarik zinciri şeffaflığı

“Fonumuz sayesinde dünya çapındaki girişimlerle tanışma ve yatırım yapma fırsatı bulurken, geleceğin trendlerini ve yeni iş modellerini bu alanda öncü girişimlerle birlikte keşfediyoruz. Topluluğumuz bünyesinde yer alan Evital ve Decoverse girişimleri aracılığıyla da startup kültürü ve reflekslerini Topluluk içinde yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.”

Yazar: Rauf Ateş

Fast Company Türkiye Kurucusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trend-iż-lemeniṅ-sonu-mu-geliẏ-or-

Trend izlemenin sonu mu geliyor?

“Yeni-büyüme-alanımız-‘mobilite’-olacak”

“Yeni büyüme alanımız ‘mobilite’ olacak”