Fast Company Türkiye
Fotoğraf: Pixabay
Bugüne kadar Lovemark felsefesini başarılı şekilde uygulayan markalar gizem, duygusallık ve yakınlığı benimsedi. Tüketicilerinin hayatlarının bir parçası oldular ve onları aktif bir şekilde dinleyerek, değişen ihtiyaçlarını dikkatlice gözlemlediler. Hikaye anlatan değil, hikayeleri paylaşan oldular ve hedef kitlelerinin aktif bir şekilde dinlendiklerini bilmelerini ve markayla olan konuşmalara dahil olmalarını sağladılar.
Bu markaların müşteriyle iletişimlerindeki üslupları etkileyici ve ilham verici. Bilgi veya talimat vermeye çok daha az vurgu yapıyorlar. Bu da tüketicilerin sürece çok daha fazla dahil olup etkileşime geçmesiyle sonuçlanıyor. Bugünkü Lovemark’lar, ‘aşk’ı hafife almıyor ve tüketiciyle yakın bir ilişki kurmak için her gün çabalıyorlar. Bu ilişki, onlara asla istedikleri şeyi vermeye değil, mümkün olabileceğini hiç düşünmedikleri şeyleri vermeye dayalı.
3 KRİTİK ADIM
Yarının Lovemark’ları, amacın rekabet etmek değil, üretmek olduğunu hatırlayacaklar. Kırmızı bir markalaşma okyanusundan, mavi bir Lovemark okyanusuna geçmek gerekiyor. Yapay zeka, sizin rekabet etmenize, hayal gücü ise üretmenize yardımcı oluyor. Bugünün dünyasında, bir Lovemark olmak için üç küçük ama kritik adım bulunuyor. Bunları şöyle sıralayabilirim:
- Size bir amacın yön vermesi,
- Tüketicilerinizi aktif olarak dinlemeniz,
- Zekaya hayal gücünüzü katmanız.
ALTI ÖLÜMCÜL KUSUR
‘Temel Başarı Faktörleri’ ve Liderlik Çerçevesi liderin başarısı için kritik önem taşıyor ancak başarısızlığa yol açacak ‘ölümcül kusurları’ da bilmekte yarar var.
- SEBAT VE AZİMLERİ EKSİKTİR Bir şeye dair açlık hissetmemek. Gerçek cesaretinin olmaması. Örneğin, yöneticiler bir şeyleri geciktirdiğinde, zor şeyleri ertelediğinde, çabucak pes ettiğinde, bahaneler ve nedenler aradığında ve hata yapıp, öğrenip, bu hataları hızlıca düzeltmediğinde bu kusurları görebilirsiniz.
- BASKI ALTINDA KONTROLÜ KAYBEDERLER Kızarlar, zorbalık yapmaya/suçlamaya yönelirler, sinirlenirler ve bu belli olur. Mesele kişisel bir hale gelir ve fikirlerinin kalitesi de düşer.
- KENDİ ÇIKARLARINI ÖNDE TUTARLAR ‘Ben’ neslindendirler; hep ‘ben, ben, ben…’ derler. Kendilerine çok fazla pay çıkarırlar, patronlarına erişimi azaltırlar, üstlerine şov yapmaya çalışırlar.
- POLİTİKTİRLER Bence bunu açıklamaya gerek yok! Doğru olan yerine çok satanla ilgilenirler. Gerçekten başarmak yerine mış gibi yaparlar.
- SADIK DEĞİLLERDİR, PEK DÜRÜST DE DEĞİLLERDİR Şirketi/kurumu/ürünlerini ve tüketicilerini eleştirirler. Bir nevi BMW’dirler (Şikayetçi, Yakınmacı ve Sızlanmacı).
- YETENEĞİ FARK ETMEZLER İşe almakta yavaştırlar. Ayrıca da tehdit oluşturmayan ortalama insanları işe alırlar.
‘LİDERLER İÇİN ‘TEMEL BAŞARI FAKTÖRLERİ’
Benim deneyimime göre, bir yöneticinin başarılı bir lidere dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyen Temel Başarı Faktörleri şöyle sıralanıyor:
- Yaratıcılık ve merak
- Aktif dinleme
- İşin karmaşıklığıyla başa çıkabilme
- Özen gösteren ve talep eden bir liderlik
- Hızlı karar verebilme
- Baskı altında soğukkanlılığını koruyabilme
- Teknolojide uzmanlık
- İlham verici iletişim becerileri
- Pozitif insan ilişkileri
- Gerçek cesaret
- İyi insanları bulup işe alabilme yeteneği
- Azim ve sonuçlar, sonuçlar, sonuçlar…
LİDERLİK ÇERÇEVESİ
Bu özelliklerin yanı sıra başarılı liderler ayrıca 7 ilkeden şeyden oluşan bir ‘Liderlik Çerçevesi’ni benimseyebilen bir ekibi oluşturup, liderlik etme becerisiyle de diğerlerinden ayrılır.
- Kazanmak için oynar.
- Büyüme için yenilik yapar.
- Üretkenliği destekler.
- Cesaret ile liderlik eder.
- Başkalarının en iyi yönlerini ortaya çıkarır.
- En son hamleyi yapan olmak için bekler.
- Mükemmellik ile yönetir.
İKİNCİL DERECEDE KUSURLAR
Yukarıdaki ‘ölümcül kusurlar’a ek olarak, gelişimi önemli ölçüde engelleyebilecek 6 kusur daha olduğunu düşünüyorum. Bunları da şöyle sıralayabiliriz:
- Başkalarına karşı duyarsız olmak.
- Yöneticilikten liderliğe geçememek.
- Kuru gürültüyü geçmeyen yüzeysel fikirler sunmak.
- Komuta ve kontrol yöntemiyle yönetmek.
- Yeni bir patrona, işe veya kültüre uyum sağlamada zorlanmak.
- Aşırı özgüvenli olmak.
Sorularınızı iletmek için: [email protected]
YAZARIN DİĞER YAZILARI:
